İSTANBUL (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, TÜRSAB yemeğinde yaptığı konuşmada, "Turizm sektörü ülke için vazgeçilmez döviz kaynağıdır" dedi.
Baykal, Türkiye Seyahat Acentaları'nın (TÜRSAB) Kandilli'de bulunan Adile Sultan Sarayı'nda vermiş olduğu akşam yemeğine katıldı. Yemekte, CHP'li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda işadamı da hazır bulundu. Öncelikle söz alan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Cumhuriyet döneminden bugünlere kolay gelinmediğini belirterek, "Cumhuriyet'te 300 doktorumuz vardı, bugün 100 bin doktorumuz var. Bin talebemiz vardı, bugün 1 milyon 300 bin talebemiz var. 1923'te 1 üniversitemiz vardı, şimdi 77 üniversitemiz var. Bu ülke 65 bin kilometre elektrik direği, 355 bin kilometre yolunu yapmıştır" dedi. Ulusoy, "Cebimizde taşımış olduğumuz ay yıldızlı bayrağın tek kimlik olduğunu kabul ediyoruz. Bugün turizm de 300 milyon dolarlardan 18 milyar dolarlara koşuyoruz. İhracatımız 76 milyar dolar, ithalatımız 113 milyar dolar. Turizm gelirleri 18 milyar dolar, mütahitlik gelirleri 5 milyar dolar. Toplam 23 milyar dolar açığı 43 milyar dolardan ölçtüğümüzde 20 milyar dolar açığımız kalıyor. Açığı kapatmakta en önemli sektörlerden biri turizm sektörüdür" diye konuştu.
Yaşadıkları sıkıntılara değinen Ulusoy, şunları kaydetti:
"Çok iç açıcı durumumuz mu var, hayır. İşte bu sıkıntılarımızı anlatmakla hükümetten anlayış ve muhalefetten destek bekliyoruz. Sorunların çözülmesi için tarım politikasını, enerji politikasını ve ulaşım politikasını halledemezsek iki yakamız bir araya gelmez. Dışa bağlı bir enerji politikasında ne yaparsanız yapın iki yakanız bir araya gelmez. İşte Atatürk'ün 1932 yılında 10. Yıl Marşı'nda söylemiş olduğu 3 unsur var. Millet, yurt ve milli kültür. Bu geleneğe sahip çıkamıyorsak, Avrupa Birliği'ne girdiğimiz süreç içinde bizi orda taşeron olarak kullanırlar. Eğer benim milli gelirim kişi başına 20 bin dolar olabilse AB'nin ben medeniyet birliği olduğunu kabul ediyorum. Şimdi medeniyet ihraç ettiğimiz ülkelerin kapısında maalesef bekleme salonundayız Ama ülkemi yurt dışında tanıtacak olan turizm sektörüdür".
Daha sonra kürsüye çıkan Deniz Baykal ise turizm sektörünün çok ciddi üretken ve Türk ekonomisinin derdine çare olabilecek bir sektör olduğunu ve bunun zaman içinde yaşanarak ortaya çıktığını söyledi. Baykal, "Turizm önemli demek çok kolaydır ancak 1960'lı yıllarda önemlidir sahip çıkmak gerek demek hiç kolay olmamıştır. O zamandan bu yana inanan ve destek veren insanları şükranla anmak hepimizin boynunun borcudur. Bu sektör kollektif bir zincir sektör yani bu sektörün hiç kuşkusuz en kritik halkası seyahat acentalarıdır. Çünkü işi organize eden odur. Ama seyahat acentasının amacına ulaşabilmesi için ulaşım sorunun çözülmesi lazımdır" dedi.
Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası içinde turizm öneminin gittikçe arttığını söyleyen Baykal, "Bu sektör son 20 yılda çok etkili bir tırmanış sergilemiştir. Zaman içinde, yani 40 yıllık zaman içinde 40 milyar dolar yatırmışız ve şimdi yılda 18 milyar dolar gelir elde ediyorsunuz, bu muhteşem bir verimliliktir. Bunun ithal girdisi de minimal düzeydedir, yoktur diyemiyorum eğer yok olan bir sektör arıyorsanız fındıktır. Fındıkta yok. Fındık tam kemiksiz et, 2 milyar dolar döviz geliri 2 milyar dolarda nettir. Turizmde bu tamama yakındır. Ve çok güzel bir tablodur.Bu kadar ülke ekonomisine döviz girdisi yapan bir sektöre hepimizin çok özel önem vermesi gerekir. Bu kadar muhteşem tablo içinde çok özel önemi olun bir yerde Antalya'dır. Antalya dünya çapındaki merkezidir. Bu nasıl olmuştur asıl sorgulanması gereken budur. Niçin Antalya turizmin başkentidir. Evet Antalya'nın denizi, tarihi, sahili muhteşem ve bütün bunlar doğrudur ama bunlar izzah etmeye yetmez. Antalya kadar pek çok denizi tarihi olan bir çok yerimiz vardır. Türkiye'de turizm konusunda bilinçli, planlı ve ciddi bir açılım Antalya'da yapılmıştır. İlk defa 1970 yıllarda Antalya'da atılmıştır. Sayın Ulusoy'un üzerinde durmuş olduğu Seyahat Acentaları ile ilgili yasa talepleri bizim için işbirliği yapılması bir görev olark anlaşılacak konulardır. Umut ediyoruz uygun zamanı yakalarsak bu yasayı gündeme getiririz. Eğer böyle bir fırsatı yakalamazsak artık 2007 yılındaki seçimlerde bu konuyu daha kökten çözecek bir çıkış yoluna hep beraber yürürüz" diye konuştu.