NEW YORK(ANKA) – Türkiye'de bayan futbol takımları ve kendilerini kabul ettirilmek için verdikleri mücadele ve karşılaştığı zorluklar, New York Times gazetesinde geniş bir habere konu oldu.
New York Times gazetesi, "Türkiye'de futbol oynayan bayanlar kendilerini kabul ettirmek için çabalıyor" başlıklı geniş haberinde Kartalspor ve Gazi Üniversitesispor takımları fotoğraflarına da yer verildi. İstanbul kaynaklı haberinde gazete, Türk bayan futbol takımlarının karşılaştığı zorlukları okuyucularına şöyle aktardı:
-OYUNCU SAYISI İZLEYİCİ SAYISINDAN FAZLA-
"Türkler, futbol delisidir, maçlar genellikle onbinlerce gürültülü taraflarca izleniyor. Ancak evsahibi Kartalspor ile Ankara'nın Gazi Üniversitesispor arasında oynanan bu maçta, sahadaki 22 oyuncunun sayısı, izleyici tribünlerde titreyenlerinden fazla.
Büyük bir olasılıkla izleyicilerin çok az olması, kötü havadan çok, kim oynadığından kaynaklanıyordu. İki takım Türkiye'nin yeni bayan futbol liginde oynuyor ve Türkler, futbol fanatikleri olmasına rağmen bu sosyal muhafazakar, büyük bir çoğunlukla Müslüman olan toplumda bayanların futbol oynaması konunda derin bir çelişki var."
-"TÜRKİYE'DE FUTBOL BİR ERKEK OYUNU GİBİ GÖRÜLÜYOR"
New York Times'e konuşan Marmara Üniversitespor antrenörü 30 yaşındaki Nurper Özbar, "Türkiye'de futbol bir erkek oyunu gibi görülüyor. Bizim antremanımızı izleyemeye gelip oyuncularımıza ‘Burada ne işiniz var. Evde yemek yaparken olmalıydınız' bağıran erkekler var. Bunun değişmesi zaman alacak" şeklinde konuştu.
Yeni ligin, Türkiye'de bayan futbolunun tesis edilmesine yönelik ikinci girişim olduğuna dikkat çeken gazete, daha önce Türkiye'de 10 yıl kadar iki düzine bayan futbol ekibinin oynadığı amatör bir ligin bulunduğunu, ancak kötü yönetim iddiaları ve "bayan oyuncuların arasındaki ilişkiler"e dair söylentilerin nedeniyle 2002 yılında sonlandırıldığını belirtti.
ABD'li gazete, bu defa Türk federasyonunun bayan futbolunu teşvik etmeye kararlı göründüğünü kaydettiği haberinde bir bayan oyuncusunun babasının "İlk başta kızımızın oynamasını istemiyordu. Tutumunu, karakterini, cinsel yönelişini bile etkilemesinden endişe ediyorduk. Voleybola verdik ancak onu hiçbir şey durduramadı" sözlerini de aktardı.