Türk Bilim Kadını Dağdeviren'in, Yıllar Önce Okuduğu Şiirle Hayatını Değişti

Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA)- HARVARD Society listesindeki tek Türk bilim kadını Fizik Mühendisi Dr. Canan Dağdeviren, hikayesinin yıllarca önce okuduğu bir şiirle başladığını

Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA)- HARVARD Society listesindeki tek Türk bilim kadını Fizik Mühendisi Dr. Canan Dağdeviren, hikayesinin yıllarca önce okuduğu bir şiirle başladığını belirterek, “Şiirde şöyle diyor; 'Yaşamak şakaya gelmez. Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.' Bu şiir beni çok etkiledi ve yaşamı ciddiye almak üzere kafa yordum” dedi.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü tarafından Sabancı Kültür Sitesi'nde düzenlenen 'Sıradışı Bir Hikaye: Biyoloji Eşini Bulur'u konferansa konuşmacı olarak katılan Harvard Society listesindeki tek Türk bilim insanı Fizik Mühendisi Dr. Canan Dağdeviren, öğrencilere kariyeriyle ilgili bilgiler verdi. Dağdeviren, şöyle dedi:
"Geçtiğimiz Aralık ayında İsveç’in Stocholm kentine davet edildim. Orada Science&SciLifeLab ödülünü kazandım. Ödül alan tek kadın ve bu ödülü alan yine tek Türk’te bendim. Bu ödülü aldığım için çok mutluyum. Çok farklı bir ortam ve keyifli bir süreçti. Çok şey öğrendim. İleride eminim ki bunları kazanacak kişiler aranızda çıkacak. Bende sizlerin gibi buradan çıktım. Türkiye’de eğitim aldım. Eminim sizlerde bu fotoğrafları sizden sonrakileri paylaşacaksınız. Olmayacak bir şey değil. Bunu bilmenizi isterim.”
Herkesin doğduğu şehre benzediğini düşünen Dağdeviren, doğduğu İstanbul'un iki farklı kıtayı Asya ve Avrupa’yı birleştiren köprü şeklindeki bir şehir olduğunu anlatırken şöyle konuştu:
"Ben de tıpki İstanbul gibi bir köprüyüm. Kalın, kıvrımsız, ağır elektronik aletler ve kıvrımlı, elastik, yumuşak biyolojik sistemler arasında bir köprü görevi görüyorum. Benim yaptığım aletler tamamen vücuda yapıştırılabiliyor. Mekanik olarak hissetmeyeceğiniz vücudunuzla uyumlu mekanik özelliklere sahip çekilebilir ve esnek aletler yapıyoruz. Bu aletleri vücutla uyumlu hale getirip vücuda yapıştırıyoruz. Vücut içinde değişen değişiklikleri hızlı bir şekilde doktora aktarıyoruz. Bu da bir anlamda arayüzü görevi görüyor. Bu daha iyi bir tıp yapmamızı sağlıyor. Ben bu yöntemi söylediğimde Çorumlu bir arkadaşım da “Bende leblebi miyim?” demişti. Burada hayal gücünü tamamen size bırakıyorum. Çifte kavrulmuş leblebi olabilirsiniz. Sabah Kayseri’yi neye benzetebiliriz diye düşünüyorduk. Pastırma dayanıklı et, çürümez hiçbir şey olmaz, lezzetlidir. Siz de kendinizi pastırmaya benzetebilirsiniz.”
Dağdeviren, yıllar önce okuduğu bir şiirin içinde kendisini bulduğunu anlatırken şöyle devam etti:
"Şiirde şöyle diyor; 'Yaşamak şakaya gelmez. Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın.' Bu şiir beni çok etkiledi ve yaşamı ciddiye almak üzere kafa yordum. Hikayem aslında ben küçükken başladı. Küçükken ben bir çakıl taşını alıp parçalarını ayırıp içindeki atomu bulmaya çalışıyormuşum. Herkes bunun imkansız olduğunu söylüyormuş ama ben devam ediyormuşum. Bu iyi bir şey. En azından ailemin benim bilime olan merakımı anlamalarını sağlamışım. Hayatımı değiştiren bir sonraki aşama da dedemin 28 yaşında kalp yetmezliği sonucu vefat ettiğini öğrendim. Onu hiç tanıyamadım. 28 yaşını hayal yaşım olarak seyrettim. Biri bana soruduğunda ben hep '28 yaşındayım' dedim. Kendime 28 yaşına gelene kadar kalp hastalığıyla ilgili çalışma yapma sözü verdim. Bunu da bir şekilde yaptığımı düşünüyorum. Ben 28 yaşına geldiğimde kalp projem bitmişti.”
Sevgi ve bilgiyi paylaşmayı ailesinden öğrendiğini kaydeden Dağdeviren, öğrendiği bilgileri etrafındaki arkadaşlarla paylaşmayı kendisine misyon edindiğini ifade ederken, şöyle konuştu:
"Her şeyi tek başına yapamıyorsunuz. Var olan bilgiyi çevremizdekilerle paylaşalım ki o bilgi öğrenilsin. Bundan sonraki hedefim bana benzeyen ve benden daha iyi öğrenciler yetiştirmek. Benim Fizik okumamın en büyük nedenlerinden biri Erdal İnönü’ydü. Üniversiteye girmeden önce kararsızdım. Kocaeli kitap fuarında Erdal İnönü ile tanıştım. Kendisine kararsız olduğumu söyleyince bana (Anılar ve Düşünceler) kitabını verdi. Ben kitabını okuduktan sonra Fizik okumaya karar verdim. Annem hariç herkes fizik okursam işsiz kalacağımı, sıkıntı yaşayacağımı söyledi. Buna rağmen okudum ve iş bulma kaygım hiç olmadı. Hiçbir şeyin imkansız olmadığını, insanın sevdiği işi yaparsa başarısızlık yaşamayacağını düşünüyorum.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: