Türk bilim kadını Dr. Esra Abacı Türk, ABD’de çalıştığı projeyle anne bebek ölümlerinin önüne geçmeyi hedefliyor. Bilimsel çalışmalarını Harvard Üniversitesine bağlı Boston Çocuk Hastanesi Yenidoğan Laboratuvarında yürüten Dr. Türk’ün projesi aynı zamanda ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından da maddi olarak desteklenmekte.
Türkiye Gazetesin’nden Ziyneti Kocabıyık’ın haberine göre; Dr. Türk, bebeğin anne karnındaki gelişimini ve anne karnında ortaya çıkan hastalıkları MR’la takip ederek doğru doğum zamanını belirlemeyi ve yeni tedavi metotlarının geliştirilmesini hedefliyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünü bitirdikten sonra TÜBİTAK bursuyla yüksek lisans yapan, ardından Bilkent Üniversitesinde doktorasını tamamlayan Dr. Türk, çalışmalarını 2014 yılından bu yana ABD’de sürdürüyor. İlk Massachusetts Institute of Technology, (MIT) de başlattığı araştırmalarını Harvard Tıp Fakültesine taşıyan Dr. Türk, bugüne kadar üzerinde durulmayan “plasenta içindeki hayatın sırrını” çözmeye çalışıyor.
Anneyle bebek arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan yapı olan plasentayı anlamadan, gebelik takibi yapılamayacağını söyleyen Dr. Türk “Günümüzde anne karnındaki bebeğin gelişimini ve organ anormalliklerini belirlemek için en çok kullanılan araç ultrason görüntülemesi. Ancak bebek ölüm oranlarına, anne karnında yetersiz beslenmesine, gelişme geriliğine ve erken doğum sonuçlarına baktığımızda, bunları belirlemede ultrasonun yetersiz kaldığını görüyoruz. Benim doktora ve master çalışmalarım MR görüntüleme üzerineydi. Boston Çocuk Hastanesindeki doktorlarla görüşmelerimiz sırasında plasentanın bebek gelişiminde büyük bir etken teşkil ettiğini öğrendik. Plasentayı anlamadan bebek gelişimini anlamak çok mümkün olmayacağını düşünerek, MR’ı da içeren bebek gelişimini anlayabileceğimiz plasenta odaklı bir proje oluşturduk” dedi.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından parasal olarak desteklenen projelerde anne karnında MR çekimini mükemmelleştirecek teknikleri geliştirmek üzere çalışmalar yaptığını anlatan Dr. Türk “Anne karnındaki bebek hareketli. Düzgün görüntü alabilmek için onu sabitlemek gerekir ama bunu yapamıyoruz. Benim yaptığım çalışmalar, hareketi dondurup görüntüyü işleyerek en iyi görüntüyü sağlamak üzerine. MR’la plasentadan oksijen geçişini ölçebiliyoruz. Bebek, anne karnında az oksijen alırsa gelişemiyor ve erken doğuyor. Bebekte kan dağılımı değişiyor. Beyne daha çok kan pompalamaya çalışırken diğer organların gelişimi yavaşlıyor. Bu bebeklerin bir kısmı doğum sonrasında kaybediliyor. MR bize erken ve en net bilgiyi veriyor” diye anlattı.
Çalışmalarının şu anda, doğum zamanını doğru belirlemeyi ve erken doğuma bağlı bebek ölümlerinin önüne geçmeyi sağlayacağını anlatan Dr. Türk, ileri aşamalarda özellikle plasenta ile ilgili yapılan genetik çalışmalar ve diğer çalışmaları birleştirerek anne karnında tedaviler geliştirilebileceğini söyledi.
Boston Çocuk Hastanesi Fetal Neonatal Nörogörüntüleme ve Gelişim Bilimleri Merkezinde araştırma görevlisi olarak bulunan Dr. Türk, plasenta ile ilgili çalışmaların giderek arttığını MR’ın, hem bebeğin hem de annenin hayatını tehlikeye atan preeklampsi ve previa hastalık durumunda da ultrasondan çok daha iyi bilgi verdiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde yılda 15 milyon bebek prematüre olarak doğuyor ve bunun sonucu olarak bir milyonun üzerinde bebek bir yaşını tamamlayamadan ölüyor. Ülkemizde ise yılda 180 bin bebek erken doğuyor. Doğum ne kadar erken olursa sağlıkla ilgili riskler o kadar artıyor. Erken doğumların en önemli sebepleri, anne karnındaki oksijenlenme ve gelişim bozuklukları, organ anormallikleri, gebelik diyabeti ve hipertansiyonu gibi sebepler.