Türk doktorlardan bir ilk daha

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde, dünyada ilk kez göbek deliğinden girilerek vücutta iz bırakmadan reflü ameliyatı gerçekleştirildi.

İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu, dünyada cerrahi yöntemlerin çok hızlı değiştiğini, 1990'lı yıllardan itibaren karın bölgesinde yapılan açık ameliyatların yerini laparoskopik yöntemlerin aldığını söyledi.

Laparoskopik yöntemle yapılan ameliyatlarda karın bölgesinde birçok delik açıldığını kaydeden Hamzaoğlu, bu yöntemle mide, kalın bağırsak, yemek borusu ameliyatları ile safra kesesi, dalak ve böbrek üstü bezlerin çıkarılması gibi işlemlerin gerçekleştirildiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Prof. Dr. Hamzaoğlu, tıpta yaşanan gelişmelere bağlı olarak daha sonra göbek deliğinden tek bir delikten girilerek bu ameliyatların yapılması fikrinin oluştuğunu ifade etti.

En gelişmiş teknolojileri takip edip uygulayan ve öncü bir bilim düzeyi olan Türkiye'deki birçok merkezde artık tek delikten ameliyatlar yapılmaya başlandığını vurgulayan Hamzaoğlu, tek delikten yapılan ameliyat yönteminin öncelikle safra kesesinin alınmasında kullanıldığını, kendilerinin de yaptıkları çalışma ile önce göbek deliğinden reflü, ardından kalın bağırsak ameliyatlarını yapmayı başardıklarını söyledi.

-VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜ BOZULMUYOR-

Reflü ameliyatlarında bu yöntemin Türkiye'de ve dünyada ilk olduğunu ifade eden Hamzaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Daha önce reflü ameliyatları açık ya da laparoskopik yöntemle yapılıyordu. Biz ise göbek deliğini kullanarak neredeyse hiç iz bırakmayan reflü ameliyatı gerçekleştirdik. Bu yöntemde, bizim geliştirdiğimiz, karaciğeri yemek borusunun üzerinden kaldıran özel bir teknik var. Normal anatomik yapıda, karaciğeri kaldırmadan bu ameliyatı yapamazsınız. Biz burada, hiç alet kullanmadan, karaciğeri kaldıran özel bir teknik uyguladık. Bu yönteme 'İstanbul Tekniği' adını verdik. 1936'da ilk reflü ameliyatı, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Dr. Rudolf Nissen tarafından yapıldığı için bu ismi uygun gördük. 'İstanbul Tekniği' adını verdiğimiz bu yöntemle hastalar, kendilerini daha iyi hissediyor ve çok daha az hasar görüyor. Ayrıca bu yöntemle vücutta belirgin bir yara izi olmuyor. Vücut bütünlüğü bozulmadığı için de hastaların morali daha iyi oluyor.''

Reklam
Reklam