ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir öğretmende bulunması gereken bilgi, beceri ve tutum özelliklerini saptayarak, "öğretmen yeterlilikleri" adı altında yayımlamasına nazire olarak, Türk Eğitim-Sen de "Bakan Yeterlilikleri"ni açıkladı.
MEB, 2002 yılında başlatılan proje çerçevesinde bir öğretmende bulunması gereken "bilgi, beceri ve tutum özellikleri" saptayarak, "Öğretmen Yeterlilikleri" adı altında yayımladı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bakanlığın çalışmasında ifade ettiği özelliklerin, öğretmenlerin öncelikli ve önemli niteliklerinden olması gerektiğini bildirdi. Çalışmayı yaparak bu konuya yeniden dikkat çeken MEB yetkililerine teşekkür eden Koncuk, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu öncelikler, sendika olarak yıllardır samimiyetle savunduğumuz iddialarımızdır. Yürekten inanıyorum ki, bütün öğretmenlerimiz de bu niteliklerle donanmış bir şekilde çocuklarımızı yetiştirmeye ve memleketimize hizmet etmeye tüm güçleriyle gayret etmektedirler. Ancak bu noktada, öğretmen yeterliliklerini ilan eden bir yapıda yöneticilik görevini yürütenlerin de bazı kıstasları taşımaları gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, sendika olarak, yıllara dayanan tecrübe ve birikimlerimiz doğrultusunda bir Milli Eğitim Bakanı'nda olması gereken bilgi, beceri ve tutum özelliklerini saptayarak, 'Bakan Yeterlikleri' adı altında toplamış bulunuyoruz. Diliyoruz ki, bu iyi niyetli önerilerimiz yerini bulur ve bundan sonra gereği yapılır"
-"BİR BAKAN AYRIMCILIK YAPMAZ"-
Türk-Eğitim-Sen tarafından yapılan Bakan Yeterlilikleri içerisinde şunlar yer alıyor:
-"Çalışanlara karşı saygıyla hitap eder.
-Eğitim çalışanlarının fikirlerine ve ürettiklerine değer verir.
-Kurum içi tüm uygulama ve etkinliklerde demokratik davranır.
-İlişkilerinde ve tasarruflarında insan haklarına uygun biçimde davranır.
-Çalışanlara, bürokratlara ve sendikalara karşı ayrımcılık yapmaz.
-Muhataplarının dünya görüşüne, siyasal duruşuna ve yaklaşımlarına karşı önyargısız davranır.
-Her çalışanın mutlu ve huzurlu olması gerektiğine samimiyetle inanır.
-Çalışanlar ve onların temsilcisi sendikalar, kendisinin hoşuna gitmeyen söylem ve tavır ortaya koyduğunda bile demokratik bir şekilde olumlu tepki verir.
-Sorumlu olduğu çalışanların stres ve sıkıntılarından kurtulmalarına yardımcı olacak yol ve yöntemleri bilir ve uygular.
-Temsil ettiği eğitim çalışanlarının da en az kendisi kadar kişisel bakım ve sağlıklarına özen gösterebilecekleri imkanları sağlamaya gayret eder.
-Eğitim çalışanlarının yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmak için mücadele eder.
-Türk Milli Eğitiminin temel değer ve dayanaklarını bilir ve bunlara uygun icraatları hayata geçirir.
-"OKUL İDARECİLERİNİ TAHSİLDAR YERİNE KOYMAZ"-
-Eğitim çalışanlarının mesleki gelişimlerini sağlayacakları ekonomik ve fiziki imkanları oluşturmaya gayret gösterir.
-Okulların iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için gerekli imkanları sağlayarak; okul idarecilerini tahsildar yerine koyarak velilerle karşı karşıya getirmez.
-Mensubu olduğu toplumun değerlerine her seviyede saygı gösterir; bütün çalışmalarında bu değerlere sadık kalır.
-Öğrencinin kişisel gelişimi ve başarısının, eğitim çalışanlarının huzur ve refahıyla doğru orantılı olduğunu bilir ve ona göre davranır.
-Bakanlığın önceki çalışmalarıyla ilgili kayıtları iyi bilir ve dolayısıyla birbiriyle çelişen uygulamalardan kaçınır.
-Demokratik ahlakın öncelikli bir gereği olarak, uygulamaları hayata geçirmeden önce kural ve yöntemleri çalışanlar ve temsilcileriyle birlikte belirler.
-Çalışanların kendilerini güvende hissedecekleri, keyfiliğin ve yandaş kayırmacılığının yaşanmadığı huzurlu bir çalışma ortamı oluşturur.
-Eğitim çalışanlarını daha iyi tanımak, sorunlarını tes pit etmek, beklentilerini sağlıklı öğrenebilmek için sendikalarla düzenli bir şekilde bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunur.
-Eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlara karşı her zaman duyarlı olur; varlık sebeplerinin başında bu duyarlılığın olduğunu bilir." (