Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Bu milleti kim aldatıyor? Türkiye’de memur sayısı neye göre fazla? Milleti aldatmak, milleti memurlara düşman etmek için maalesef bu ülkede hep bu deneniyor, siyasetçi bunu yapıyor” dedi.Türk Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, Türk Eğitim-Sen Mersin 1 No’lu Şube’nin düzenlediği istişare toplantısı katıldı. Toplantıya Koncuk’un yanı sıra Genel Sekreter Musa Akkaş, Genel Mevcuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Yaşar Şahindoğan, Mersin 1 Nolu Şube Başkanı Tevabil Akıncı ve birçok üye katıldı.Toplantıda üyelere seslenen Koncuk, “Allah’a şükür mücadele ile saçımızı, sakalımızı beyazlattık. Allah’a şükürler olsun doğru şeyleri yaparak belimiz büküldü ama hala dimdik ayaktayız” diyerek, “Hayat çok cefalı bir yoldur. Ama bazı insanlar, ‘Bir elim yağda, bir elim balda olsun. Hiç risk almayayım. Kimseye dokunmayım, kimse de bana dokunmasın’ diyorlar. Böyle bir dünya yok, olamaz da. Hiç risk almayacağız, gelen ağam giden paşam diyeceğiz ve işlerimiz tıkırında olacak, yok böyle bir şey. Tüm insanların, ‘Bir elim yağda, bir elim balda olsun’ diyen toplumların yaşadıklarını dikkate alması lazım” ifadelerini kullandı.Koncuk, riskleri göze alan bir nesil olduklarını vurgulayarak, “Hiç kimseden korkmadık. Birileri bugün kendini çok kudretli olarak görerek, ‘bunları sindiririz’ diye bir yanılgıya düşmesin. Allah bir, can bir; ölümden öte yol yok!” diye konuştu. Şehitleri rahmetle, minnetle andığını söyleyen Koncuk, “Allah şehitlerimizin mekanlarını cennet etsin. Her gün şehit haberleri geliyor. Artık şehitlerimizi sayamaz hale geldik. Dünü çok çabuk unutan bir milletiz. Tarih, hep ders alınmadığı için tekerrür ediyor. Akil adamlar heyeti oluşturulduğu zamanlarda o dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay beni de aradı ve ‘Akil adamlar heyeti kuruyoruz. Sizi de bu heyet içinde görmek istiyoruz. Kabul etmenizi bekliyoruz’ dedi. Ben de ‘Teşekkür ederim ama ben inanmadığım bir süreç içinde olmam’ dedim. Akabinde çözüm süreci ile ilgili düşüncelerimizi, hangi ihtimaller olduğunu tek tek anlattık” değerlendirmesinde bulundu.“ÇÖZÜM SÜRECİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ GÜÇLENDİREN BİR SÜREÇ OLDU”Çözüm süreci ile birlikte savaşın biteceğini, anaların gözyaşlarının dineceğinin vaat edildiğinin altını çizen Koncuk, “Bu gayet güzel ve herkesin kabul ettiği bir söylem. Peki biz analar ağlasın mı istedik? Elbette hayır. Biz, analar ağlamasın ama bunun yolu bu mu? Teröre teslim olmak mı? dedik. Hatta bu süreç terör örgütünü daha da güçlendiren bir süreç olur ve yarın baş edilmesi daha zor bir terör örgütüyle ülkemiz baş etmek zorunda kalabilir dedik. Bunları birçok televizyon kanalında da anlattık. O bombanın konulduğunu göre göre, silahların şehirlerde depolandığını göre göre bunun tedbirini almayanlar ihanete fırsat tanımıştır” dedi.“Koltuk altımdan mı gider, okul müdürlüğü elimden mi alınır’ kaygısıyla olayları değerlendirirsek, evlatlarımızın geleceği yok olur” diyen Koncuk, “Adam koltuğa oturuyor, kendisini padişah zannediyor. Vallahi o koltuk birilerine batar. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? O koltuğun size kudret verdiğini mi zannediyorsunuz? O koltuğa oturduğunuzda insanları köleniz, emir eriniz mi zannediyorsunuz? Herkes hesabını yapsın. Fatih’e de, Kanuni’ye de kalmamış. Dün Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olanların bugün esamesi okunmuyor. Bu nedenle hangi makamda olursa olsun hangi dönemde hangi siyasi iktidar devrinde olursa olsun herkesin hukuk ve insan hakları merkezi üzerinde davranma yükümlülüğü vardır. Bunu sağlamak da bizim görevimizdir” şeklinde konuştu.Koncuk, okul müdürlüğü görevi elinden alınan eğitimcilere seslendi. “Okul müdürlüğü görevinden alınan arkadaşlarımız var” diyen Koncuk, “Merak etmeyin bu hakkınız bir gün size teslim edilecek. Hakkınızı gasp edenlerden bir gün mutlaka hesap soracağız. Böyle bir ahlaksızlığı kabul etmemiz mümkün değil. Mücadelemizden vazgeçmiyoruz, öbür dünyaya bırakmıyoruz” ifadelerini kullandı.“KREDİ YURTLAR KURUMU’NUN GENEL MÜDÜRÜ, KURUMU BABASININ ÇİFTLİĞİ GİBİ YÖNETİYOR”Konuşmasında Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürünü de eleştiren Koncuk, şunları söyledi:“Bakınız Kredi Yurtlar Kurumu’nun Genel Müdürü, kurumu babasının çiftliği gibi yönetiyor. 60 yaşındaki şoförü Çorum’a, diğerini de Çankırı’ya sürmüş. Bu konuyu Başbakana da ‘Bir genel müdür gariban şoförlerle uğraşır mı?’ diye ifade ettim. Şu anda bunu durdurdular. Ama bu adam hala genel müdür. Bu karakterde bir adam genel müdür olsa ne olur? Eğer bu teşkilat aynı şartlara sahip olursa ve bu stratejiyle insanları ezerse, korkutursa vallahi bize de yuh olsun.”Koncuk, sendikacılığı huzur ve mutluluk veren bir faaliyet olarak tanımladı. İnsanları baskı altına almak ya da sindirmek şeklinde bir sendikacılığın olmayacağının altını çizen Koncuk, “Eğer bu teşkilat aynı şartlara sahip olursa ve bu stratejiyle insanları ezerse, korkutursa vallahi bize de yuh olsun! Bizim görevimiz huzuru, mutluluğu sağlamaktır. İnsanların dostluğuna bıçak sokmak değildir, çalışma barışına silah çekmek değildir. Böyle bir sendikacılık olmaz” diye konuştu.“İŞ GÜVENCEMİZİN ELİMİZDEN ALINMASI DURUMUNDA MEMLEKETİ AYAĞA KALDIRIRIZ”Çalışma hayatının çok ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Koncuk, memurun iş güvencesine kafayı takan bir anlayışın söz konusu olduğunu söyledi. İş güvencesi sebebiyle Hükümetin memurları istediği gibi kapının önüne koyamadığını ifade eden Koncuk, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı olduğu 2011 yılından bu yana memurun iş güvencesinin elinden alınmak istendiğini her platformda anlattığını kaydetti. Koncuk şunları söyledi:“Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Torba Yasa’da bir düzenleme yapmak istediler. Buna göre; meslekten alelade bir sebeple atıldınız diyelim, yargıya gittiniz. Yargı kararıyla şu anki mevzuat sizi 30 gün içinde göreve iade etmek zorundadır. Ancak çıkarmak istedikleri Torba Yasa’da yargıya gitse dahi verilen kararı idare 2 yıl içinde uygulayabilir, şayet 2 yıl içinde uygulanmasa bile uygulamayan idareciye ceza davası açılamıyor da sadece idari soruşturma açılabiliyordu. Bu tartışmalar yaşanırken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden iki ay önce yapılan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin toplantısında ben bu konuyu açtım. Sayın Erdoğan’a bunun doğru olmadığını ifade ettim. Torba yasada yapılmak istenen düzenleme ile yargı kararının işlevsiz hale getirileceğini, bunun birçok basın yayın organında memurun iş güvencesinin sona erdirilmesi olarak değerlendirildiğini, bu tasarıdan vazgeçilmesi gerektiğini söyledim. Daha sonra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile TBMM’de karşılaştık ve kendisi bana ‘o maddeyi çözdük’ dedi. Nasıl çözüldü? O maddeyi daraltmışlar, sadece emniyet teşkilatını, daire başkanı ve üstü yöneticileri dahil etmişler. Anayasa Mahkemesi de daha sonra bu maddeyi toptan iptal etti. Zaten bu yolu denediler. İş güvencemize takmışlar. Anayasa’nın 128. Maddesi devlet memurluğunu tanımlayan maddedir ve ‘ Devletin asli ve sürekli işleri kamu görevlileri eliyle yürütülür’ der. Son olarak söylemeliyim ki; iş güvencemizin elimizden alınması durumunda memleketi ayağa kaldıracağımızı herkes bilsin.”Dünyada da memur-işçi ayrımının olduğuna dikkat çeken Koncuk, “Dünyada işçi-memur ayrımı yok diyorlar. Ben de bunun üzerine bir araştırma yaptırdım. Devlet Personel Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde birçok ülkede işçi ve memurun farklı statülerinin olduğunu, hatta birçok ülkede Türkiye’den daha fazla iş güvencesinin olduğunu görebilirler. Mesela Hollanda’da, çalışanların yüzde 98’inin hayat boyu garantileri var. Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde memurlar çok daha sağlam iş güvencesine sahip. Dünyanın birçok ülkesinde -Afrika ülkelerinden bahsetmiyorum- gelişmiş ülkelerin büyük kısmında memurların hem iş güvencesi var hem de işçi-memur ayrımı var” dedi.Türkiye’de memur sayısının fazla olduğuna dair eleştirilere de dikkati çeken Koncuk, bunun doğru olmadığını bildirdi. Koncuk, şöyle konuştu:“Bu milleti kim aldatıyor? Türkiye’de memur sayısı neye göre fazla? Milleti aldatmak, milleti memurlara düşman etmek için maalesef bu ülkede hep bu deneniyor, siyasetçi bunu yapıyor. Mozambik’e göre mi fazla, Brüksel’e göre mi fazla? OECD ülkelerinin ortalaması 15 vatandaşa bir memur, Türkiye ortalamasında 29 vatandaşa bir memur düşüyor. Bizim OECD ülkeleri ortalaması seviyesinde bir hizmet sektörü oluşturmamız için 2 milyon 600 bin memur daha istihdam etmemiz lazım. Bazı ülkelerde 9 kişiye bir memur düşüyor. Onlara bakarak bir istihdam politikası oluşturacaksak da şu anki memur sayısının 3 katını istihdam etmemiz lazım. Bugün hastanelerin durumu ortadadır. Bu ülkenin sadece en az 200 bin hemşire ihtiyacı var. Buna ek olarak kaç bin öğretmen, doktor, orman muhafaza memura ihtiyacımız var.”Toplu sözleşme sürecine de değinen Koncuk, “Memur-Sen denilen konfederasyonun başkanı tam bir çömez. Toplu sözleşmeye başlamadan ‘Bunların masada ne işi var?’ diyerek bizi dışlamaya çalışıyor. İşin idrakinde olan bir kişi, Türkiye Kamu-Sen gibi güçlü bir sendikanın bilgi birikiminden, tecrübesinden yararlanır. Neticede imzayı atacak olan kişi sensin. 10 tane sosyal problemi çözeceğine, 20 tane problemi çözmene yardımcı olalım, imzayı sen at, başarı da senin olsun. Ama adam ‘Bunlar niye buradalar?’ diyor. Sanki 450 bin üyemizi bunlar yapmış. Türkiye Kamu-Sen ciddi bir güçtür. 450 bin üyeyi bu şartlarda yapabilmek ciddi bir iştir. Tüm teşkilatımızı tebrik ediyorum, Allah sizlerden razı olsun. Bakınız; toplu sözleşmede imzalar atıldı, tam 21 madde ile ilgili ‘çalışılacak’ diye yazılmış. Nasıl çalışılacağına dair hiçbir bilgi yok. Tarih belirtilmemiş, sadece yuvarlak bir laf edilmiş. ‘Toplu sözleşmelerde yuvarlak kararlar olmaz’ dedim. Hatta 4/C ile ilgili imza attıkları karar için ‘4/C’lilere zarar verecek’ dedim. Bugün haklılığımız tek tek çıkıyor. Biz o masayı terk ettik. Akışlar arasında toplu sözleşmeye imza attılar” dedi.Ayrıca Genel Başkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen Mersin İl Temsilciliği’nde 4/C’liler ile görüştü. Koncuk ve beraberindeki heyet kısa bir süre önce yaşamını yitiren 4/C’li Serkan Emmez’in ailesine taziye ziyaretinde de bulundu. Koncuk, Türk Eğitim-Sen Mersin 1 No’lu Şube’yi de ziyaret ederek, üyeler ile sohbet etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz