"Kadın İstihdamı Zirvesi"nin sonuç bildirisinde, Türk kadınının özgür, çağdaş ve güçlü bir birey olarak ülke genelinde toplumdaki yerini almasının esas olduğu vurgulandı.
TİSK tarafından 10-11 Şubat tarihlerinde düzenlenen "Kadın İstihdamı Zirvesi"nin sonuç bildirisi, "tespitler" ve "öneriler" olmak üzere 2 başlık altında toplandı.
Bildirinin "tespitler" bölümünde, kadın istihdamı sorununun çok boyutlu bir sorun olduğu ve konunun tüm yönleriyle irdelendiği belirtildi.
Cumhuriyet'in kuruluş dönemindeki Atatürk Devrimi'nin, Türk kadınını toplumda çağdaş, eğitimli, meslek sahibi, özgür bir birey niteliğine kavuşturma yolunda çok büyük kazanımlar sağladığı vurgulanan bildiride, "Ancak sonraki dönemlerde aynı gelişme ivmesi korunamamıştır" denildi. Bildiride, şöyle devam edildi:
"Ülkemizde kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranları çağdaş ülkelere göre çok düşüktür. 1990 yılında her 3 kadından 1'i istihdam ediliyor iken, bu oran 2004 yılında 4 kadında 1'e düşmüştür. Buna karşılık AB'de 2 kadından 1'i istihdamdadır.
Her 5 kadından 1'i okuma yazma bilmemektedir. Kadınların, mesleki ilerlemeyi sağlayan ileri seviyede öğretime katılımı düşüktür."
Bildirinin "öneriler" bölümünde ise Türk kadınının özgür, çağdaş ve güçlü bir birey olarak ülke genelinde toplumdaki yerini almasının esas olduğu vurgulandı.
Bildiride şunlar kaydedildi:
"Okuma-yazma bilmeyen kadın sayısının hızla azaltılması için özel bir eğitim planı uygulanmalıdır.
Yaşam boyu öğrenmeye ve kırdan kente göçenlerle genç işsizlerin eğitimlerine odaklanılmalı, Ulusal Mesleki Yeterlilikler Kurumu Kanun Tasarısı bir an önce
yasalaştırılmalıdır.
Şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi, fırsat eşitliğine dönük uygulamaların geliştirilmesi için sivil toplum kesimleriyle işbirliği gerçekleştirilmeli, bu bağlamda erkeklerin
bilinçlendirilmesine yönelik eğitim de önem taşımaktadır."