Türk Kadınları Şişmanlıyor

Hipertansiyon, dislipidemi, diyabet ve obezite,  çağımızın en önemli hastalıkları arasında yer alıyor.

Metabolik Sendrom(*) adını alan bu hastalıklar, taşıdıkları ölümcül riskler nedeniyle toplum sağlığını tehdit ediyor. Novartis ve Metabolik Sendrom Derneği’nin paylaştığı araştırma sonuçları, kadınların metabolik sendrom açısından erkeklere göre dezavantajlı konumda olduğunu gösterdi. Toplumun yüzde 35’i metabolik sendromun etkisi altında. Kadınlarda obezite oranına da bağlı olarak oran yüzde 36’ya çıkıyor. Prof. Dr. Aytekin Oğuz’un koordinasyonunda yapılan Kardiyometre başlıklı araştırmada Türkiye genelinde yaşayan nüfusu temsil etmek üzere seçilen 20 yaş üzeri 1296 kişinin verileri değerlendirildi. Araştırma için Amasya, Ankara, Aydın, Erzurum, Isparta, Mersin, İstanbul, İzmir, İzmit, Kütahya, Malatya, Manisa, Samsun, Sivas illerinde anket ve taramalar yapıldı.

Reklam
Reklam

”Türkiye’de 10 kişiden 4’ü obez”
Çalışmada, obezite konusunda çarpıcı sonuçlar elde edildi. Toplum geneline bakıldığında ortalama olarak Türk kadınlarının boyu 1.58 m, kilosu ise 74.3 kg olarak tespit edildi. Erkeklerin boyunun 1.70m, kilosunun ise 80.6 kg olduğu ortaya çıktı. Bel çevresi ortalaması erkeklerde 94.7cm, kadınlarda 89.7cm olarak saptandı. Kadınların %54 ünün bel çevresi ”kalın” yani 88 cm nin üstünde bulundu. Türkiye’de genel obezite oranı yüzde 39.7 iken, erkeklerin obezite oranı yüzde 27.7. Kadınların ise yüzde 45.3’ünün obez olduğu belirlendi.

Obezite eğitim durumuyla doğrudan ilişkili

Bel kalınlığına bağlı ölçümlenen abdominal obezitenin, kişinin eğitim durumuna görülme sıklığı değişiyor. Okur-yazar olmayanların yüzde 62’sinde obezite görülürken, üniversite mezunlarında bu oran yüzde 18.9’a düşüyor.


Kardiyometre araştırması’nda ortaya çıkan diğer bazı veriler şöyle;

Metabolik sendromu tetikleyen bir diğer faktör olan sigarada ise kadınlar pasif içici olarak risk altında. Aktif içicilik erkekler arasında yüzde 36.3 iken, kadınlarda yüzde 20.3. Ancak kadınların yüzde 36.9’u kendini pasif içici olarak tanımlıyor. BU oran erkeklerdekinin iki katı. En çok sigara kullanan meslek gruplarına bakıldığında işsiz ve yardım alan kesimin yüzde 42.9’u sigara kullanıyor. İşsiz kesimi yüzde 42.6 ile esnaflar, yüzde 41.1 ile vasıfsız işçiler takip ediyor. Entellektüel düzey yükseldikçe sigara kullanma sıklığı yüzde 20’lere düşüyor.

Reklam
Reklam

65 yaş üzerinde her 10 kişiden 8’i hipertansiyon hastası

Hipertansiyon ise 20-44 yaş arasında yüzde 19.7, 45-64 yaş arasında yüzde 58, 65 yaş üzerinde ise yüzde 79.8 oranında görülüyor. Bel çevresinin kalın olduğu durumlarda (erkekler için 95 cm üzeri, kadınlar için 88 cm. üzeri), hipertansiyon görülme sıklığı yüzde 61’e çıkıyor. Normal bel ölçülerine sahip kişilerin ise yüzde 32’sinde hipertansiyon sorunu var. Hipertansiyon sorunu olduğu tespit edilen kişilerin sadece yüzde 58.1’i hastalığının farkında iken, yüzde 27.8’i ”bende hipertansiyon yok” diyor. Hastaların yüzde 14.1’i ise bilmediğini söylüyor.

Bel kalınlığı ve obezite diyabeti de tetikliyor

Normal kiloya sahip kişilerin yüzde 6.7’sinde diyabet görülürken, fazla kilolularda oran 12.3. Obezlerde ise sıklık yüzde 15’e çıkıyor. Kolesterol problemi olan kişilerin yüzde 43.4’ü bu durumun farkında, yüzde 17.1’i kolesterol problemi olmadığını, yüzde 39.5’i ise bilmediğini söylüyor.

Reklam
Reklam

Günlük alışkanlıklar incelendiğinde, erkeklerin yüzde 50.7’sinin, kadınların yüzde 44.1’inin televizyon ve bilgisayar başında günde 3 saat ve daha fazla zaman geçirdiği saptandı. Kadınların %38’inin güne gitme alışkanlığı var. Erkeklerin %52.5’i kahveye hiç gitmezken, %28.8’i alışkanlık halinde haftada en az 2 kez kahveye gidiyor.

Kardiyometre Araştırması’nın proje lideri olan Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi hekimlerinden, Türkiye Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz, Türk yetişkin nüfusunda metabolik sendrom yaygınlığının tüm dünyada bilinen oranlar arasında en yükseklerden biri olduğuna dikkat çekti. Oğuz, bel çevresine dayalı obezite oranının kadınlar arasında yüksek olmasına bağlı olarak, Türk kadınlarında metabolik sendrom yaygınlığının daha yüksek olduğunu bildirdi. Oğuz şöyle devam etti: ”Bel kalınlığı ve buna bağlı obezite metabolik sendrom riskini artırmakta ve ilgili kronik hastalıkları tetiklemektedir. Fazla kilolu ve obez tanımlamasına giren her yaştan yetişkinin metabolik sendromu oluşturan hipertansiyon, diyabet ve dislipidemi alanlarında hekime başvurması gerekmektedir.”

Reklam
Reklam