Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği, “Bir taşım keyif ve Türk kahvesinin 500 yıllık öyküsü” adı altında Topkapı Sarayı’ndaki Has Ahırlar bölümünde sergi açtı.Serginin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Başkanı Merve Gürsel ve çok sayıda davetli katıldı. Kahvenin 500 yıllık öyküsünü anlatmak amacıyla düzenlenen sergide kahve ve kahve kültürüne ait eserler bir araya getirildi. Başta Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonları olmak üzere pek çok müze, özel müze, kütüphane ve koleksiyonlar eserlerinden oluşan sergi, kahvenin Osmanlı kültürü içinde oluşturduğu özgün seremoniyi de ortaya çıkardı. Serginin açılışı öncesinde düzenlenen kokteylde ise davetlilere kahve ve Osmanlı döneminde kahve yanında verilen şekerlemelerden ikram edildi.Serginin açılışından önce konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in gündeminde Mersin’de hunharca öldürülen Özgecan Aslan vardı. Bakan Çelik, “İçimizin yandığı canımızın yandığı bir süreçten geçiyoruz. Canımızı yakan bir şekilde Özgecan kardeşimizi kaybettik. Buradan bir kez daha kendisine Allahtan rahmet diliyorum. Bu kardeşimizin kaybı hepimize yeniden millet olmamızı hatırlattı. Bütün Türkiye annesini babasını yalnız bırakmadı. Özgecan’ın acısı etrafında kenetlendi. Türkiye’nin her tarafında bu katliamı gerçekleştiren canilere lanet ederken Türkiye tek bir sese ve duaya dönüştü. Yine bütün Türkiye’ye ders olacak bir şekilde canlarını kaybettikleri halde Özgecan’ın anne ve babasının tüm Türkiye ve insanlığa verdiği ders hiç birimizin unutamayacağı mesajlarla doludur” dedi.Türk kahvesi kültürünün 16. yüzyıla dayandığını belirten Bakan Çelik, “Kahve, kendine has pişirme tekniği ve sunumunun yanı sıra etrafında şekillenen gelenekleriyle de kültürümüzün çok önemli bir parçasıdır. Kahve, Osmanlı döneminde hem sarayda, hem de günlük yaşam içinde sosyo-kültürel bir olgu olarak ön planda yer almıştır. Özellikle saray yaşamında kahve ikramı törensel bir hava içinde özenle yapılmıştır. Günlük yaşam içerisinde kahvehaneler ve seyyar kahve ocaklarında hazırlanıp içilen kahve, her sınıftan insanın gündelik hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Kahvenin Yemen’den çıkıp Batı’ya yayılması ise Osmanlı sayesinde olmuştur demek yanlış olmaz. Osmanlı’nın Doğu ile Batı arasındaki ticaret yollarına hakim olmasının yanı sıra, diplomatik ilişkiler de kahvenin Avrupalılar tarafından öğrenilmesini ve zevkle tüketilmesini sağlamıştır” diye konuştu.Türk kahvesinin kültürel miras olarak değerini yurtiçinde ve yurtdışında daha iyi anlatabilmek amacıyla 2013 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine alındığını belirten Bakan Çelik, “Böylece, ilk defa bir içecek etrafında şekillenen kültür ve gelenekler kavramı altında bir ürün bahse konu listeye alınmıştır. Bu gelişme, çok önemli bir örnek teşkil etmiş ve pek çok ülke çeşitli içecekler etrafında şekillenen geleneklerini UNESCO’ya sunma yönünde çalışmalara başlamışlardır. Medeniyetler beşiği Anadolumuzun kültürel çeşitliliği, insanlığın somut olmayan kültürel mirasına en değerli ve en zengin katkıyı yapmaktadır” ifadelerini kullandı.Bakan Çelik yaptığı konuşmanın ardından serginin açılışını yaptı. Bakan Çelik daha sonra beraberindekilerle birlikte sergiyi dolaştı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz