Türk Kızılayı’nda “Pakistan” vurgunu

Kızılay Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporu, 2005 yılında Pakistan’ın Keşmir bölgesinde meydana gelen depremin ardından Kızılay’da yaşanan vurgunu gözler önüne serdi. Vurgunun boyutu ise korkutucu.

ANKARA (ANKA) - Raporda, Kızılay yönetiminin Pakistan depremi nedeniyle depremzedeler için vekaleten kesilmesi gereken 9 bin büyükbaş hayvanın büyük bir bölümüne ait olan resmi kayıtları örtbas ettiği kaydedildi. Raporda, yabancı dil bilmeyen personelce imzalanan kesim sözleşmeleri ve sağlıksız koşullarda kamyonlarda taşınan kurban etleri de yer alıyor. Görevli personelin, kurban derileri ile ilgili de çelişkili bilgiler verdiği ifade edilen raporda, “kurban derilerinin herhangi bir kaydının olmadığı ve derilerin akıbetinin personelce de bilinmediği” vurgulandı.

Reklam
Reklam

Kızılay Genel Müdürlüğü’ne gelen bir faks ihbarında, Endonezya ve Sri-Lanka’da yaptırılan kalıcı konutların maliyetlerini 5 kat daha fazla gösterildiği, Pakistan depreminde kesilen 9 bin adet büyükbaş hayvan yerine 2 bin adet büyükbaş hayvanını kesildiği, aradaki 7 bin büyükbaş hayvana ait belgelerin ise örtbas edildiği ileri sürüldü. Bu ihbar faksının ardından Kızılay Teftiş Kurulu harekete geçerek Pakistan, Sri Lanka ve Endonezya depremlerinin ardından bölgeye yapılan yardımları mercek altına aldı.

TUTANAK VE KAYIT YOK

Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince hazırlanan raporda, Pakistan’daki deprem bölgesine hareket eden Kızılay ekibinin ihaleye çıkılmadan Milennium Conslting Services İnternational firmasından hayvan alımı için anlaşma yapıldığı ancak, alımlara yönelik kapsamlı bir araştırma yapılmadığı kaydedildi. 9 bin büyükbaş hayvan için toplanan yaklaşık 4,5 milyon doların sözleşme hükümlerine aykırı olarak firmalara zamanından önce ödendiği de belirtilen raporda, bu ödemelere ilişkin idari komite tarafından tutulmuş hiçbir tutanak ve kaydın bulunmadığı da belirtildi. Bu nedenle personelin görevini gereği gibi yerine getirmediği ve “basiretli” davranmadığı ifade edilen raporda, zamanından önce ödenen paraların yasal faizinin de sorumlulardan tanzim edilmesi yönünde görüş bildirildi.

Reklam
Reklam

Kızılay ekibince, kurbanların kesilip ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasına ilişkin herhangi bir tutanak ve kaydın bulunmadığı, firmanın etlerin dağıtımıyla ilgili takip yapılmadığının altı çizilen raporda, “Alınan ifadelerde kurban kesimi başında görevlendirilen personelin kesilen hayvan sayısını elle not tuttuğu ancak, ekip tarafından bu notların tutanağa geçirilmediği ve bu nedenle de ne kadar büyükbaş hayvan kesildiği anlaşılmamaktadır” denildi.

AYNI TARİHTE İKİ FARKLI YERDE

Öte yandan raporda, Kurban döneminde yetkililerin, ciddi piyasa araştırması yapması gerekirken, personelin Karaçi'de bulunduğu ve Karaçi'deki döneme denk gelen komite kararında İslamabad şehrindeymiş gibi kararda imzalarının bulunduğu tespit edildi. Raporda, aynı anda hem Karaçi'de hem de İslamabad'da bulunamayacakları için komite üyelerinin belirtilen tarihte toplanıp karar almadığı ve bu kararın sonradan yazıldığı belirlendi.

KURBAN DERİLERİ KAYIP

Görevli personelin, kurban derileri ile ilgili de çelişkili bilgiler verdiği ifade edilen raporda, “Kurban derilerinin herhangi bir kaydının olmadığı ve derilerin akıbetinin personelce de bilinmediği” vurgulandı.

Reklam
Reklam

Raporda, şirketle yapılan sözleşmeye göre soğuk hava deposu bulunan araçlarda taşınması gereken kurban etlerinin taşımacılıkta kullanılan kamyonlarla taşındığı, hijyenik kurallara uyulmadığı, buna rağmen kurban alımlarında anlaşılan söz konusu firmaya cezai müeyyide uygulanmadığının altı çizildi.

HESAP VEREBİLİRLİK İLKESİNE TERS

Pakistanlı firmalarla yapılan sözleşmelerin yabancı dil bilmeyen personelce sözleşmenin içeriğinin ne olduğu bilinmeden imzalandığının anlaşıldığı belirtilen raporda, düzenlenen belgelerin de Kızılay’ın kurumsal yönetim ilkelerinden biri olan “hesap verebilirlik” ilkesi ile bağdaşmayacak şekilde düzenlendiği kaydedildi. Raporda ayrıca, ekip evraklarının “hesap verebilirlik” açısından yetersiz kaldığı ve mevzuatta belirlenen nitelikte olmadığı görüşüne yer verildi.

Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerinin Kızılay Başkanlığı’na sundukları raporda, sorumlular hakkında yasal işlem başlatılması önerisi de yer aldı.

Buna rağmen, 13 Nisan 2009 tarihinde genel başkanlığa sunulan rapora “olur” imzası atan ve tarih bölümünü “boş” bırakan Başkan Tekin Küçükali’nin bugüne kadar söz konusu personelle ilgili adli veya idari işlem yapmadığı kaydedildi.

Reklam
Reklam

KONUT VURGUNU İDDİLARI

Endonezya ve Sri-Lanka’da yaptırılan kalıcı konutların maliyetlerinin 5 kat fazla gösterildiği iddialarını inceleyen müfetişler, kesin bir sonuca ulaşamadı. İddiaların yerinde incelenmesi gerektiğine dikkat çeken müfetişlerin raporunda şu görüşlere yer verildi:

“Endonezya ve Sri-Lanka da yaptırılan konutların ilgili ülke hükümetinin yetkilileri ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Toplu Konut İdaresi ile Kızılay arasında yapılan mutabakata göre yaptırıldığı, bu konutların ihale, yapım ve teslim aşamasında bu üçlü grubun beraber hareket ederek inceleme, denetleme ve onaylama görevlerini birlikte yürüttüğü ve mevcut evraklar üzerinde yapılan incelemede en uygun teklif veren şirkete işin verildiğinin anlaşıldığı, inşaat fiyatlarının iddia edildiği gibi olandan fazla gösterilip gösterilmediğinin anlaşılabilmesi için ancak o ülke ve o dönemin şartlarına göre mahallinde araştırma yapılması gerekir.”(ANKA)