Türk mimarın Afganistan'dan kaçırılış öyküsü

İSTANBUL (İHA) - Rehin tutulduğu Afganistan'dan Amerikalılar tarafından kaçırılarak Türkiye'ye getirilen Türk mimar Çiğdem Özkan, nefes kesen kaçırılış hikayesini İHA ekibine anlattı. Afganistan'da yaşamanın çok zor olduğunu belirten Özkan, "Herhangi bir psikolojik tedavi almadım ama almam gerekirse alırım" dedi.

Bombaların patladığı, çatışmaların yaşandığı Kandamar'da 4 yıldır Amerikalılar için sosyal tesisler inşa eden Çiğdem Özkan'ın pasaportuna, Afganistanlı bir şirketle yaşanan sorunlar nedeniyle el konulmuş, 4 ay boyunca Kabil'den çıkamayan Özkan pasaportunu alabilmek için Şeriat Mahkemesi'ne başvurmuştu. Ancak tüm çabalarına rağmen sonuç alamayan Özkan sonunda, Amerikalı arkadaşlarının kaçırılması konusundaki teklifi kabul etti. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından, Özkan'ın kaçırılması planının gerçekleştirilmesi için start verildi. Hollywood filmlerini aratmayacak bir operasyonla Afganistan'dan kaçırılan Özkan, burka giydirilerek Amerikan askerinin koruması altında Taliban'ın etkin olduğu Peştun Bölgesinden geçirilerek Pakistan'a getirildi. 4 gün boyunca İslamabad'da misafir edilen Özkan'ın kaçırılış hikayesi İstanbul'da son buldu.

Reklam
Reklam

Başından geçenleri noktasından ve virgülüne kadar İHA ekibine anlatan Çiğdem Özkan, "Bundan 4 yıl önce ilk Afganistan maceram başladı. 2002 yılının sonundan Afganistan'a gittim. Yaklaşık 4 yıl Afganistan'da çalıştım. Son 4 ayında Afganistan menşeli bir şirketle ticari bir anlaşmazlığız oldu. Şirket bize göndermediği malların ve gönderdiği kırık malların parasını talep etti. Biz buna karşı geldik. Aldığımız bir mal yoktu. Bunun parası isteniyordu. Daha sonra olay polise intikal etti. Benim pasaportuma Afgan güçleri tarafından el konuldu ve el konulmasının ardından mahkeme süreci başladı ve şeriat mahkemesine çıkartıldım. Bu dava sürdükçe sürdü. Ölüm tehditleri aldım, evimden dışarı çıkamadım. Bunun üzerine Amerikalı arkadaşlarım vardı. Onlar bu olayın sonuca bağlanamayacağını ve bu olayın böyle sürüp gideceğini hayati tehlikenin de bulunduğunu söyleyerek, bir gün aradılar ve ertesi gün Afganistan'dan kaçırılacağımı söylediler" dedi.

O anı adeta yeniden yaşayan Özkan, kaçırılışında şüphe çekmemek için giydirilen burkayı nasıl giydiğini gösterek, elçiliğin seyahat izni vermediğini söyledi. Özkan, "Çünkü bir mahkeme süreci vardı ve Amerikalı arkadaşlarımın önerisini kabul ettim ve bir gün evimden alınarak 3 zırhlı araçla Pakistan sınırına doğru yola çıktık. Herhangi bir çatışma olma ihtimali üzerine Amerikalı arkadaşlarımda silahlar bulunuyordu. Ama her hangi bir sorunla karşılaşmadık. Afganistan sınırını aşarak Pakistan'a vardık. Buradan da İslamabad'a vardık. Oradaki büyük elçimiz sağ olsun elçiliğe girişim de 'vatanına hoş geldin Çiğdem Hanım' dedi. Oradaki ilgi gerçekten çok güzeldi, çok iyi ağırladıklar ve ardından da Türkiye'ye geldim" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Geldikten sonra herhangi bir psikolojik bir yardım almadığının altını çizen Özkan, alması gerektiği taktirde tedaviye 'Hayır' demeyeceğini dile getirdi. Afganistan gibi bir ülkede yaşamanın gerçekten çok zor olduğunu söyleyen Özkan, "En az 3 ayda bir 15 gün dışarı çıkmak gerekiyor. Ben 14 ay hiç Afganistan'dan çıkamadım. Gerçekten çok iyi Afgan dostlarım da oldu. Herkesi suçlamak anlamında demiyorum ama çok zor günler geçirdim. Bir daha Afganistan'a gitmeyi hiç düşünmüyorum. bırakın düşünmeyi üzerinden bile geçmeyi düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.