'Türk sinemasının ayıbı'

'Sivas'ın yönetmeni Kaan Müjdeci, Türk filmlerinin gösteriminin birkaç kişinin kararına bırakılmasından yakındı.

Dünya prömiyerini 71. Venedik Film Festivali'nde yapılacak olan Kaan Müjdeci'nin ilk uzun metrajlı filmi "Sivas"ın basın gösterimi gerçekleştirildi. Bir dövüş köpeği ile "erkekliğe" adım atmak üzere olan bir çocuğun hikâyesinin anlatıldığı filmde birkaç profesyonel oyuncu dışında tamamen Yozgatlı yerel halk rol alıyor.

Müjdeci, Türk filmlerinin gösteriminin birkaç kişinin kararına bırakıldığını belirterek bunun Türk sinemasının ayıbı olduğunu söyledi. Müjdeci, filmde dövüş sahnelerinde yer alan köpeklerin zarar görmediğini belirtti.

Venedik Film Festivaline gitmekten mutlu olduğunu söyleyen Müjdeci, ödül kazanmaktansa orada olmanın yeterli olduğunu belirtirken "Orada birçok usta yönetmen var. Kişisel olarak benim orada olmam yeterli" dedi.

Filmin Antalya Film Festivali'ne gideceğini söyleyen Müjdeci çok fazla festivale katılmak istemediğini belirtti. "Bu film benim için bitmiştir" diyen Müjdeci, filmin salonlarda yer almasını istediğini belirterek "Bunun için de filmden anlamayan insanın karar vermesini istemiyorum. Üç-beş seçilmiş insanın izlemesindense Kartal'da, Yozgat'ta oturanın izlemesini isterim" dedi.

Müjdeci, filmin gösterimiyle ilgili "Gösteremiyorlarsa bu benim değil göstermeyenlerin sorunu. Türk sinemasının 100. yılında Nuri Bilge Ceylan'ın filmi 300 bin TL gişe yapıyorsa 600 bin yapmıyorsa, ki yaptırılabilir, yeterli sayıda salonda gösterime girmiyorsa, bu Ceylan'ın sorunu değil. Aynı şey benim filmimle de ilgili. Bu, Türk sinemasının 100. yılı diye reklamını yapanların sorunu ve ayıbı diye düşünüyorum" diye konuştu.

Filmde fazla küfür kullanıldığı yönündeki eleştiriye Müjdeci yerelde küfrün çok kullanıldığını belirtirken, senarist Önder Çakar "Kaan küfrü gerçeği yansıtmak, sorunu yansıtmak için yaptı. Kamera arkasında da toplumumuz böyle yaşıyor" diye konuştu.

Film Neşet Ertaş'a ithaf edilirken filmde hayvanlara zarar vermemek için çok çaba harcadıklarını söyleyen yönetmen, filmden önce dövüş köpekleri ve sahipleriyle ilgili bir belgesel çektiğini ve veterinerlerle çalıştığını belirtti.