BAĞDAT (İHA) - Irak'ta rehin alındıktan sonra gözleri bağlı bir şekilde bu sabah erken saatlerde serbest bırakılan Abdurrahman Demir ve Sait Unurlu isimli Türk şoförler, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği'ne ulaştı.
El Kaide'nin Irak'taki lideri Ürdünlü Ebu Musab El Zarkavi'ye bağlı Tevhid ve Cihad örgütü tarafından 7 gün önce kaçırılan 2 Türk şoför, çalıştıkları Öztur Uluslararası Nakliyat Şirketi'nin Irak'taki faaliyetlerini durduracağını açıklaması ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin (UND) ABD'lilere yük taşımayı durdurduğunu bildirmesinin ardından bu sabah serbest bırakıldı. Gözleri bağlı bir şekilde başkent Bağdat'ın girişinde bırakılan 2 Türk kamyon şoförü, kendi imkanları ile Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği'ne geldi. Bağdat Büyükelçiliği yetkilileri tarafından karşılanan 2 Türk şoförün, yorgun oldukları gözlendi.
Kaçırıldıkları sırada ölümü çok yakından hissettiklerini belirten Abdurrahman Demir ve Sait Unurlu, kamyon şoförlerinin Irak'a gelmemesini istedi. Kendilerini kaçıranlar arasında Türkçe konuşan hiç kimsenin olmadığını belirten Demir ve Unurlu, 7 gün boyunca direnişçilerle el hareketleri ile anlaştıklarını ifade etti. Amerikan üssüne malzeme taşırken kamyonlarının maskeli kişiler tarafından durdurulduğunu ve bir otomobile bindirilerek bilinmeyen bir yere götürüldüklerini belirten Türk kamyon şoförleri, 7 gün boyunca ölümle iç içe yaşadıklarını kaydetti.
Türk şoförlerden Abdurrahman Demir, bir daha Irak'a gelmeyeceğini belirterek, "Herkese şunu söylemek istiyorum. Allah kimseyi dar yerde bırakmasın, kimseyi zor durumda bırakmasın. Biz gördük, kimse görmesin. 7 gün rehin kaldık. Bize karşı iyi davranıyorlardı. Onlardan herhangi bir baskı ve şiddet görmedik. Ölümle karşı karşıyaydık. Ne olacağını bilmiyorduk. Bundan sonra kesinlikle Irak'a gelmeyi düşünmüyoruz. Ailemize, buradan, çok iyi olduğumuzu söylemek istiyorum. Sağ selamet dönüyoruz. Ben kamyon şoförlerine Irak'a gelmemelerini tavsiye ediyorum" dedi.
Bir daha Irak'a gelmeyi düşünmediğini söyleyen Sait Unurlu ise, "Bizi, kamyonlarımızdan indirerek, bir taksiye bindirip kaçırdılar. Araçlarımıza ne olduğunu bilmiyoruz. Yandı mı, sağlam mı bilmiyoruz. Türk elçiliğine sığındık. Buradan ailemize selam söylüyoruz. Bizi kaçıranlar arasında, Türkçe konuşan kimse yoktu. Biz Kürt'üz. Kürtçe-Türkçe anlaşmaya çalıştık. Zaten bizi hiç konuşturmadılar. Otur-otur, kalk-kalk dediler. El hareketleriyle anlaştık. Bize 'Amerikalılara yardım etmeyin' dediler. 'Müslüman Müslümanı ezmez' dediler. Yükümüz Amerikalılara ait olduğu için bizi kaçırdılar. Daha sonra şirketimizi arayarak, 'Geri çekilirseniz, şoförlerinizi serbest bırakırız' dediler. Firmamız da artık Amerikalılara yük göndermeyeceğini açıklayınca, bizi serbest bıraktılar. Nerede kaçırıldığımızı bilmiyoruz. Gözlerimizi bağlamışlardı. Kendileri ne yiyorsa, bize de onu veriyorlardı. Bu sabah Bağdat'ın girişinde bizi serbest bıraktılar. Bir daha asla Irak'a gelmeyi düşünmüyorum" diye konuştu.