''Türk ulusu kavramı üst kimliktir''

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinde bulunan ve anayasalarda da yer verilen Türk ulusu kavramının bir üst kimlik olarak kullanıldığını belirtti. Sezer, "Ülke ve ulus yönünden bölünmez bütünlüğü vazgeçilmez gören tekil devlet, özel yaşam alanında kalmak koşuluyla alt kimlikleri benimser; çünkü, farklı alt kimlikler toplumun zenginliğidir. Birlikte yaşayan ve kaynaşmış toplulukların, kültürel haklar dışında, etnik, dinsel ya da mezhepsel kimliklerinin öne çıkarılması ulus devleti yıpratmanın ötesinde, ulusal birliğe zarar verecek niteliktedir" dedi.

Reklam
Reklam

"Cumhuriyet Bayramı" dolayısıyla yayımladığı mesajda "Cumhuriyetimizin 81. yılını kutladığımız bugünde, yurdun ve ulusun bölünmez bütünlüğünü korumaya ant içmiş bir cumhurbaşkanı olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli gördüğüm bir niteliği üzerinde durmak istiyorum" diyen Sezer şunları söyledi:

"Tekil devlette, ülke de, ulus da, egemenlik de tektir ve bölünemez. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve asli öğesi tektir ve Türk ulusudur. Egemenlik kayıtsız koşulsuz Türk ulusunundur. Türk ulusu, siyasal bir kavramdır ve 'Atatürk Milliyetçiliği' esasına dayanır. Anayasamızda benimsenen ulusçuluk da, etnik köken, dil, din, mezhep gibi benzerliklere değil; yazgı, kıvanç, tasa ve ülkü ortaklığına ve birlikte yaşama isteğine dayanan ulusçuluk anlayışıdır. Türk ulusundan sayılmanın tek koşulu vatandaşlık bağıdır. Anayasa'nın 66. maddesinde, Türk olmak etnik kökenle değil hukuksal bir bağla 'Vatandaşlıkla' ilişkilendirilmiştir. Bundan etnik bir anlam çıkarmak doğru olmaz.

Türk ulusu kavramı Türkiye'ye gönül bağı ile bağlı olan herkesi kapsamaktadır. Yüce Önder Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm diyene' özlü sözü bunu en iyi biçimde anlatmaktadır. Çünkü, bu söyleyişte 'Türk olana' değil, 'Türküm diyene' denilmiştir.

Reklam
Reklam

Bütün bunlardan çıkaracağımız sonuç; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinde bulunan ve anayasalarda da yer verilen Türk ulusu kavramının bir üst kimlik olarak kullanıldığıdır."

Sezer, Türkiye'nin, AB'ye üyelik sürecinin olumlu biçimde sonuçlanması için üzerine düşeni yaptığına inandıklarını kaydederek, "Türk ve dünya kamuoyu önünde içtenlik ve inandırıcılık sınavı verecek olan Avrupa Birliği üyesi ülkelerin, nesnel, tutarlı ve yapıcı bir tutum benimsemelerini ve ülkemize farklı ölçüt ve yöntemler uygulamamalarını umuyoruz." dedi.

"Tüm yurttaşların, kurum ve kuruluşların, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa'da belirtilen niteliklerini korumak ve bunlar yönünden taraf olmak zorunda olduklarını bir kez daha anımsatmak istiyorum." diyen Sezer şöyle devam etti:

"Yurttaşlarımızın bu bilinçle, Cumhuriyet'in çevresinde kenetleneceğine ve O'nu yeni eserlerle yücelterek geleceğe güçlü biçimde taşıyacağına inancımız sonsuzdur."