Türk ve Kürt Milliyetçilerinin Kıskacındaki Alevilik: Gitti Şaman Geldi Zerdüşt

İslam’ı kaldırın yerine Zerdüştlüğü koyun, resmi İslam söyleminin çıplak halinden başka bir şey görülmez.

Hâlâ o absürt kitaplar basılır mı bilmem; hani şu Alevilerin ne kadar şaman olduğunu ispatlamaya çalışan kitaplar…

Neler anlatılmazdı ki, ağaçlara bez ve çaput bağlamayı Orta Asya Şaman boylarına bağlayan, ne bileyim, kurşun dökmeler, ay görüldüğünde niyaz etmeler, Amerikalıların “knock on the wood” diyerek aynen bizler gibi elini kulağına götürüp üç kez tahtaya vurmalar dahi Şamanizm’e bağlanır ve şöyle denirdi: “aha işte Aleviler özbe öz Şaman’dır, öyleyse Türk.” Hal böyle olunca, bizim ilk mektep gören ağabeylerimiz de bu furyaya epeyce kendini kaptırdı. Anne babasını ikna etmeye çalışan niceleri çıktı. Hani Orta Asya’dan gelmiş ve sahiden de günlük hayat alışkanlıklarında ora geleneğini yaşatan epey de motif vardı.

Reklam
Reklam

Oysa Şamanizm’de görülen bu tür ritüeller bütün eski inançlar da üç aşağı beş yukarı vardı. İngilizler onlara pagan derdi ve özellikle Avrupa’da Hıristiyanlığın ilk yayılma döneminde İngiltere adasına kaçmış, orada küçük beylikler halinde varlığını yakın dönme kadar sürdürmüş pek çok pagan topluluk vardı. Şimdilerde olduğu gibi, o zamanlar da doğaya ait bu inançlar lanetli görülürdü.

Görebildiğim kadarıyla Aleviler Şaman’dır, diyen epeyce az bir kesim kaldı. Eh hiç öyle olur mu, Şamanizm yenildiyse kapıda Zerdüştlük var. Türk ulus paradigması çöktü, ancak Kürt ulusçuları birebir o çöküntüyü kopya etmişe benzerler.

Onlara göre de Alevilerin esas dini Zerdüştlük.

Kürt ulus paradigması, biraz da kafa göz kırarak, “size anlatılan o Şamanizm hikayesi yalan, siz aslında Zerdüşsünüz” diyorlar.

Sahi teologlar bu Zerdüşt’ü nasıl tarif eder dersiniz? 30 yaşında peygamber olan, bu adamın Orta Doğu masallarından farkı neydi, Muhammed’e benzer miydi?

Reklam
Reklam

O da Muhammed gibi doğaya inanları put perst ilan eder miydi, insanların yarısı şeytan mıydı? Biz ve öteki nasıl işlenirdi onda?

İlk din olması itibariyle doğaya ait figürler var olmasına var zerdüştlükte, ancak İslam’ı kaldırın yerine Zerdüştlüğü koyun, resmi İslam söyleminin çıplak halinden başka bir şey görülmez.

Evet Zerdüştlükte ateş var var olmasına, kıble güneştir, ancak bu yeter mi? Bütün dinlerde peygamber başları güneşten hale içine alınır. Kral Ludwig dahi güneşi simge olarak almıştır. İdeolojiler tarafından güneş ilan edilen pek çok lider vardır. Günümüz Hıristiyanlığında ateş hala ibadetin en büyük parçasıdır, mum yakılmadan ayin yapılmaz. İnsanoğlu ateşle kendisini var etmiştir, onunla demiri ısıtmış, evi ev yapmış, silahı onunla bulmuş, karanlığı onunla yarmıştır. Ateş ilk enerjisidir insanın.

Zoroasterci denen Zerdüştlük iki tanrılı bir din olsa da ilk tek tanrılı din olduğu kabul edilir ve bütün dünyanın üzerinde hem fikir olduğu haliyle, öyle yoksulların inancı filan da değildir. Aksine doğrudan kral ve soylulara ait bir inançtı. Fikri ve felsefesi ise Ortadoğu barbarlığına epeyce uygundu.

Reklam
Reklam

Bugünkü Dersimlilerin ve Kızılbaşların gidip o dağa taşa baş koyup dua etmesi, Zerdüştlükte puta tapmak olarak tarif edilir ve günahların en büyüğü ve kötülüğün temsilcisiydi bu insanlar. Sihir yapmak, ne bileyim bütün diğer dinlerde olduğu gibi, Zerdüştlük inancında da günahtı. Yani Dersimlileri Zerdüşt ilan edenler, Zerdüştlük inancına göre Kızılbaşların günahkar olduğunu bilmiyorlar mı diye düşündüğüm çok olur!

Dersim ve Kızılbaş Aleviliği, az çok diğer Alevilik türlerinde de görüldüğü üzre, inanç fakir üzerinden tarif edilir. Alevi olmayıp eski hayatı öldürüp (kefene girerek) yeniden doğan kişi Alevi olduktan sonra, bu yeni hayatında şu şartları yerine getirmek zorundaydı: Bir, o kişi kendine bir musahip tahin etmeliydi, iki pir ve rayberi olacak ve üç, ziyareti olmalıdır. Alevi’lerde tanrıya giden yol öyle sanıldığı gibi kul üzerinden olmaz, ziyaret olmak zorundadır. Orada niyaz edilir ve her aşiretin, bazen köyün dahi ziyareti olmak zorundadır. Bu ziyaret sahipleri ise fakir, çoban, yetim, budalalardır, zengin ve soylu hak yoluna eremez. Bir zengin inancı olan Zerdüştlük, neresinden tutarsanız tutun Alevilere uymaz.

Reklam
Reklam

Alevilikte kötü ve iyi dünyevidir. Doğa onu yaratmışsa bir bildiği vardı. Ki, eline kan bulaşmış kişi, ne bileyim günah işleyen ölümle cezalandırılmaz, en yüksek ceza cemaatten dışlamak, yani aforoz etmektir. Zerdüştlükte ise ölüm cezasını bir tarafa bırakalım, şeytan aynen İslam’da olduğu gibi süreklilik arz eder. Onun felsefesinde iyiliği temsil eden iki tanrı kötülüğü temsil eden Ahirman’a karşı savaş halindedir.

İyilik tanrısı, iyi huylu güzel hayvanları yaratırken, kötü tanrı olan Ahirman, vahşi hayvanları, kana susamış kuşları yaratıyordu.

Zerdüştlükte doğanın süresi 3 binerlik dört süreye bölünürdü. Oysa Alevilikte değişmekle birlikte esas olarak on dört bin asrın varlığından bahsedilir. Ki başlangıçta yerküre on dört bin yıl başı boş dönmüştür.

Yazının devamı için tıklayınız

Reklam
Reklam