Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Burak Erdenir, "AB krizden geçiyor, ama Türkiye AB ilişkileri de maalesef bir krizden geçiyor. Son eş dönem başkanıyla herhangi bir müzakere faslı açamadık. 20 müzakere faslının 17'si geriye dönmüş durumda siyasi nedenlerle" dedi.
AB Bakanlığı tarafından yürütülen ve İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nce desteklenen "Türk Yerel Medyası AB Yolunda" projesi kapsamındaki ikinci bölgesel bilgilendirme semineri, Balıkesir'de başladı.
Erdenir, Adrina Termal Oteli'ndeki seminerde yaptığı konuşmada, AB'de tek pazardan bahsedildiğini, dolayısıyla iç içe geçmiş bir birliğin, piyasanın olduğuna dikkati çekti.
İngiltere'deki tartışmaları bu çerçeveden görmek gerektiğini vurgulayan Erdenir, şöyle konuştu:
"1997 veya 1998 yılı olsaydı İngiltere'nin çıkması, belki çok kolay olurdu, ama 2013'te, 20 seneyi aşkın bir zaman geçtikten sonra iç içe gelmiş ekonomiler bir araya gelmişken, AB'den ayrılmak nasıl olur- Bilemiyorum. Dolayısıyla bu entegrasyon sürecini göz ardı etmemek lazım. Tabii ki bu tartışmaların en önemli noktasında yeni bir Avrupa'nın oluştuğu, 'çok vitesli Avrupa' gibi teknik kavramlar tartışılıyor. Bizim için şu nokta önemli; Türkiye'nin farklı entegrasyon modelleri içinde daha kolay bir parçası olacağı... İlla ki parasal birliğe geçmeden, avroya geçmeden. Farklı alanlarda rezervlerini koruyarak AB'nin üyesi olabilecek. Önümüzdeki dönemde bu tartışmaların da Türkiye'nin bir parçası olacağını düşünüyorum."
-"Mutlaka ilişkilerde yeni bir ivmeye ihtiyaç var"-
Erdenir, Türkiye'nin AB sürecinde yaşananlara işaret ederek, şöyle devam etti:
"AB krizden geçiyor, ama Türkiye AB ilişkileri de maalesef bir krizden geçiyor. Son eş dönem başkanıyla herhangi bir müzakere faslı açamadık. 20 müzakere faslının 17'si geriye dönmüş durumda siyasi nedenlerle. İlk defa bir aday ülkenin başına gelen bir müzakere sürecinden geçiyoruz. Öte yandan Türkiye konusu çok farklı unsurlar ile ilişkilendiriliyor Avrupa kamuoyunda. Avrupa'da aşırı sağ akımın yükseldiğini görüyoruz. Eskisi gibi aşırı sağın antisemitist, antifeminist değil de daha ziyade İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı üzerinden yürüdüğünü görüyoruz. Maalesef de politikacıların ve politikaların bu tartışmayı bu şekilde ateşlendirdiğini, bu tartışmalardan bu şekilde yararlandığını görüyoruz. Bu da Türkiye'nin üyeliği açısından pek de umut verici bir resim çizmiyor bizim için."
Bunun karşılığında Türkiye'de de bir Avrupa Birliği karşıtlığının yükseldiğini ifade eden Erdenir, şunları kaydetti:
"Yaptığımız bir kamuoyu yoklamasına göre, insanlarımızın yüzde 92'si AB'nin Türkiye'ye çifte standart uyguladığına inanıyor. O kadar yüksek bir rakam ki bu, ikinci soruyu sormanıza gerek yok. İnsanlar artık o inandırıcılığını, kredibilitesini kaybetmiş bir AB karşısında çok da haksız sayılmazlar. Peki bunu nasıl devam ettireceğiz- Mutlaka ilişkilerde yeni bir ivmeye ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Avrupa'nın Türkiye'ye bakış açısının farklı olduğunu söylemiştik. 60'ların 70'lerin perspektifinden bakılıyor Türkiye'ye. Biz 1960'larda yüz binlerce insanımızı AB ülkelerine göndermek zorunda kaldık, ekonomik sıkıntılardan dolayı. O insanlarımızın entegrasyon sıkıntıları çektikleri, oradaki ülkelerle ve toplumlarla bütünleşme konusunda yaşanan sıkıntılar hepimizce malum. Türkiye'nin imajının da oradan oluştuğunu unutmamak lazım. Hala 1960'ların, 70'lerin hatta 80'lerin Türkiye'sinin, Avrupalıların imajında var olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunun değişmesi lazım. Çünkü Türkiye değişiyor."
Erdenir, Türkiye'nin kaçınılmaz bir şekilde değişim sürecinden geçtiğini vurgulayarak, şu anda Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisi olan Türkiye'nin, 2050 yılında Avrupa'nın en büyük ekonomilerinden biri haline geleceğini bildirdi.
-"AB sürecini çıkarlarımız açısından gerekli görüyoruz"-
Türkiye'de milyonlarca insanın son 15 yılda orta sınıfa geçtiğini, bu sosyo-ekonomik dönüşümlerin demokratikleşmeye de katkıda bulunduğunu anlatan Erdenir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanlar hak taleplerinde bulunuyorlar. Devlet-birey ilişkisi farklı bir noktaya gitmeye başladı. Eskiden devletin merkez olduğu bir sistem varken şimdi bireyin devlet karşısında haklarını talep ettiği bir sistem oldu. Böyle bir dönüşüm sürecinde Türkiye'nin geldiği nokta çok farklı oluyor. Artık 1970'lerde 70 sente muhtaç bir ülke ya da 1980'lerde darbeden çıkmış bir ülke değil de daha müreffeh, daha çağdaş ve daha şeffaf olmaya çalışan bir ülke var. AB-Türkiye ilişkileri bu çerçevede değerlendirilmeli. Peki bu model değişikliğine neden ihtiyaç var- Neden Türkiye, AB sürecine devam etmeli- Çünkü Türkiye'nin AB sürecini çıkarlarımız açısından gerekli görüyoruz. Biz, Avrupalılar çok iyi insanlar oldukları için AB'ye girmek istemiyoruz. AB'nin yükseldiği değerlere sahip çıkmak için AB'nin bize sunacağı fırsatları değerlendirmek için AB'ye girmek istiyoruz.
Bir kere ön yargıların kırılması anlamında doğru bilgiyi vatandaşa aktarmak noktasında sizlerin (yerel medya) büyük sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Avrupa Birliği sürecine inanmayabilirsiniz. AB sürecini desteklemeyebilirsiniz, ama sizlerin doğru bilgi açısından önemli olduğunuza inanıyoruz. Çünkü nihayetinde doğru bilgi aldıktan sonra vatandaşlarımızın halkın geleceği hakkında karar verme hakkı her zaman var. Bu projenin bu noktada önemli bir yararı olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz deneyimler de bunu gösterdi."
-İngiltere'den destek-
İngiltere'nin İstanbul Başkonsolos Yardımcısı, Ekonomi ve Refah Bölüm Başkanı Rafe Courage ise Türkiye'nin AB üyelik sürecini değerlendirdi. Courage, şöyle dedi:
"İngiltere, Türkiye'nin AB üyeliğini güçlü bir şekilde desteklemektedir. İngiltere, Başbakan Yardımcısı Sayın Nick Clegg, Ekim ayında Türkiye'ye gerçekleştirdiği resmi ziyareti sırasında İngiltere'nin, Türkiye'nin AB yolunda destekçisi olduğunun altını bir kez daha çizmiştir. Türkiye'nin AB üyeliğini, stratejik gereklilik olarak değerlendirmiştir. Ayrıca İngiltere Başbakanı David Cameron, geçen hafta yaptığı konuşmada daha rekabetçi ve esnek bir AB'e işaret etti. AB'nin çeşitliliğini kucaklamayı gündeme getirdi."
Yarın sona erecek seminere, Balıkesir Vali Vekili Selda Dural, Edremit Kaymakamı Osman Tunç ve Edremit Belediye Başkan Vekili Fatih Çağlar da katıldı.
Muhabir: Emrah Elmas / Haluk Yüksel
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz