Türker: “yurt Dışına Asker Gönderme Tezkeresi Savaş Tezkeresidir”

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta kurulan Kürt devletini tanıdığını...

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta kurulan Kürt devletini tanıdığını ileri sürerek, yurt dışına asker gönderme tezkeresinin de savaş tezkeresi olduğunu söyledi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kastamonu’ya gelen Türker, ilk olarak partisinin İl Başkanlığı binasında partililerle bir araya geldi. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Türker, iç ve dış politikada yaşanan son durumu değerlendirdi. Türkiye’nin dış politikası ele alındığında hükümetin maalesef son 5-6 yıldır özellikle güçlü ve halkın desteğine sahip muhalefet olmadığı için dilediği gibi Türkiye’yi bir bataklığa doğru sürüklediğini iddia eden Türker, “Önce yeni Osmanlıcılık dediler. Sonra sıfır sorun dediler ve Suriye olmak üzere Irak ile gergin bir durum yaşanmakta. İran ile ise açık söylenmese bile üstü örtülü bir anlaşmazlık söz konusudur. Son alınan kararla yurt dışına asker gönderme tezkeresi savaş tezkeresidir. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Hükümet ve hükümet yanlısı bazı yayın organları, kurumlar kamuoyu oluşturmak istiyorlar. Bunun bir savaş olmadığını söylemek istiyorlar ama savaş tezkeresi olduğunu bilenler kendi ekonomilerini, kendi durumlarını düzeltirken, bundan haberdar olmayan büyük bir zarara uğrayacaktır. Diğer taraftan Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun güvenliği bu tezkere ile daha da tehlikeli bir noktaya gelmiş bulunuyor” dedi.

Reklam
Reklam

Son olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın özel bölge ilanında bulunduğunu ifade eden Türker, “Bu özel bölge ilanı yakın zamanda önce olağanüstü hal, sonra bazı bölgelerde sıkıyönetim ilanına kadar bizi götürme olasılığına neden olan bir başlangıçtır. Burada yaşanan macera ve takınılan tutum Türkiye’yi, kamuoyunu özellikle bazı uluslararası kuruluşların talepleriyle birlikte bu noktaya getirildiği imajını herkese belli etmektedir. Ama en önemlisi Türkiye ilk defa cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir Müslüman ülkeyle savaş noktasına gelmiş ve karşı karşıya bir durum yaratılmıştır. Bu konu daha önce düşürülen uçağın akıbeti ile ilgili yalan yanlış istihbarata dayanan açıklamalar, misilleme yapılmaması, Suriye üzerinden Türkiye ile hesaplaşmak isteyen herkesin bu noktada Türkiye’yi zor duruma sokmuş bulunmaktadır. Kamuoyu yanlış bilgilendiriliyor” diye konuştu.

NATO’nun oy birliğiyle aldığı kararı da değerlendiren Türker, alınan kararın aynen uçağın düşürüldüğü günkü gibi kınama kararı olduğunu kaydederek, “Yani bir saldırı kararı olarak değerlendirilmemiştir. Bu savaş halinin akıbeti, hesapta olmayan Türkiye’yi İran ile karşı karşıya getirmesi olasılığına götürebilir bizi. İran’la da çatışmaya girilirse ilk devreye sokacakları şey İranlıların, Malatya’nın Kürecik ilçesindeki füze ile ilgili oradaki konuşlandırmadır. Ama bu karar başta ABD ve Almanya olmak üzere 5 yıldır Afganistan’da savaşan asker talebini karşılayabilmektedir. Bunu özellikle ben her toplantıda dile getiriyorum ki hükümet, ileride muhalefet bunu halka duyuruyor. ‘Gönderemem’ desin diye. 2008’den bu yana Türkiye’nin Afganistan’a savaşan asker göndermesi ve böyle bir karar alması için büyük bir baskı vardır” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye’de şu anda çok kötü bir ekonomi gidişatıyla karşı karşıya kalındığını belirten Türker, şöyle konuştu:

“Son günlerde doğalgaza, elektriğe gelen zamlar aslında vatandaşın zaten zor geçinmesine ve özellikle hayat mücadelesine çok büyük bir olumsuzluk getirmiştir. Bu yetmiyormuş gibi vergi paketi yoldadır. Her ne kadar medyada bazı konuşmalarda vergi yalnız zenginlerden alınacak deniliyorsa da, vergi paketinin bir bölümü yine dolaylı olarak tıpkı sigara, benzinde olduğu gibi halktan alınacak ve böyle yansıtılacaktır. Bu konuda ciddi bir önlem alınmadığı gibi, Türkiye ekonomisi şu anda İsrail’in ve ABD’nin yönetimindeki fonların kucağındadır. Yani zaman zaman Türkiye’de cari açığı kapatmak için Arap sermayesi deniliyordu, Katar deniliyordu şimdi Arap Baharı’ndan bu yana oralardan para gelmesi söz konusu değildir. Peki bu ekonomi nasıl finanse ediliyor. Baktığımız zaman ekonomiyi İsrail ve ABD güdümündeki fonlar yönetiyor. Yani yarın öbür gün İsrail politikasına aykırı bir durum sergilediğimiz zaman aniden bu fonlar bir çıkış yaparsa Türk ekonomisi ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır.”

Reklam
Reklam

Son birkaç yıldır terörün hızla tırmandığını vurgulayan Türker, kendilerinin rahmetli Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde terörü sıfır noktasına getirdiklerini söyledi. Türker, şunları kaydetti:

“AK Parti iktidarına teslim ettiğimiz zaman onların döneminde de sıfır noktasındaki terör devam etti. Ancak basiretsiz davranışlar o zaman bizim Irak savaşına hayır deyişimize, Başbakan ve Cumhurbaşkanın evet deyişi terörün temelini atmıştır. Bugün Türkiye, Kuzey Irak’taki Kürk devletini tanımış durumdadır. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Barzani, AK Parti’nin kongresine katıldı ve büyük bir alkış alarak sevgi gösterisi yapıldı. Bu ne demektir. Türkiye Irak’ta kurulmuş olan Kürt devletini tanıyor demektir. Esas Irak Devleti ile çatışma halindeyiz. Suriye’de de böyle bir Kürt devleti kurulma olasılığı var. Türkiye’de tedbir alınmazsa, tavır sergilenmezse Güneydoğu Anadolu’da da benzer bir talebin olduğu, en başta Şemdinli olmak üzere birkaç olayda yaşamış bulunuyoruz. Bunların hepsi hükümetin belli bir ölçüde yetersiz ve bu konuları ciddiyetle ele almamasından, bu konudaki görüşmelerin pazarlıkları yabancı ülkelerin istihbarat kurumları üzerinden yürütmesinden kaynaklanıyor. Çünkü böyle yaptığımız zaman sizin ülkenizin zafiyet içersinde olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.”

Reklam
Reklam

Gerçekliği kanıtlanmamış, belgeleri ortaya çıkmamış olan Balyoz davasında başta Türk ordusuna hizmet etmiş bir hayli sayıda fazla kişinin yargılandığını söyleyen Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu yargılananlar içersinde olayın akdedildiği tarihte Türkiye’de olmayan bile dahildir. Bu olay medyaya darbe yapmak isteyenlere ders vermek amacıyla alınmış bir siyası karar olarak yansıtılmıştır. Siyası hukuk bir ülkenin başındaki en büyük tehlikedir. Hukukun siyasileştirilmesi çok yanlıştır. Bir gün bu hukuk, bu uygulamalara neden olan Başbakanlara da, bakanlara da, milletvekillerine de lazım olacak. Bu çarpıklığın yasalar değiştirilerek muhakkak düzeltilmesi gerekir. Aslında bu Balyoz davası Türkiye’de terörün neden azdığının da başka açıdan değerlendirilmesi gereken konumdadır. Çünkü Balyoz davasında yargılanan komutanların, subayların ve generallerin en önemli ortak paydası terörlü bu güne kadar geçmişte mücadele etmiş olan generaller, komutanlar olmasıdır. Bu olay hem istihbaratın işlemesini engellemiştir, hem de hukuksuzluğun doğmasına, adaletin yok edilmesine neden olmuştur. Türkiye’nin daha iyi yönetilmesi için halkla iktidarı kendisine çekmek için muhakkak muhalefete ihtiyaç vardır.”

Reklam
Reklam

Açıklamalarının ardından partililerle görüşen Türker, daha sonra Daday ve Bozkurt’ta partisinin ilçe başkanlık binalarının açılışına katılmak üzere Daday’a gitti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: