Türkeş, yaptığı yazılı açıklamasında, Türkiye'nin farklı noktalarında "Kobani'ye destek" kılıfıyla yıkıcı eylemler düzenlendiğini, büyük kentlerde kundaklama, molotof atma gibi olaylar etrafında şekillenen eylemlerin Güneydoğu'da okul ve müze yakmaya, kütüphane yağmalamaya ve masumların başlarını taşlarla ezmeye kadar gittiğine dikkati çekti.
Terör örgütü PKK'nın, Güneydoğu'daki son eylemleriyle beslediği bilgi düşmanlığını açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Türkeş, Diyarbakır'da ateşe verilen Ziya Gökalp Müzesi'nin, terör örgütünün entelektüel birikime ve kitaba duyduğu nefreti gözler önüne serdiğini kaydetti.
Türkeş, "Bu yönüyle PKK'nın Kamboçya'da bir dönem hüküm süren Kızıl Kmerler'den bir farkının olmadığı en somut örneğiyle anlaşılmıştır" ifadesini kullanarak, "Demokrasinin kendisine sunduğu fırsatlardan faydalanarak Stalinist gündemini paylaşmak isteyenlere özgürlük verilmemelidir. Demokrasiyi yıkmak amacını güdenlere demokratik nizamın müsamaha gösterme zorunluluğu yoktur. Türkiye'nin demokrasisini koruma ve kollama hakkı vardır. Bu anlamda söz konusu hakkın doğurduğu tüm yükümlülükleri de yerine getirmelidir" görüşünü aktardı.
Nereden ve kimden gelirse gelsin terörün kaderinde yok edilmek olduğunu vurgulayan Türkeş, "Bu anlamda hükümet, PKK, IŞİD ve Hizbullah terör örgütleri arasında seçici davranmamalı ve tümünün faaliyetlerine karşı eşzamanlı mücadele yürütmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, hükümeti terör yapılanmaları arasında bir hiyerarşi tesis etmemeye ve içerideki eksiksiz tüm terör unsurlarını faal biçimde alt etmeye çağırmaktadır. Partimiz ayrıca Diyarbakır'daki Ziya Gökalp Müzesi'nin restorasyon sürecinin de yakın takipçisi olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.