Dünya’da yaşadığı tespit edilen kuş türü sayısının yaklaşık 10 bin olduğu, bunun 468 türünün Türkiye'de yaşadığı belirtildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye’nin kuş türleri bakımından nadide bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye’de, yaklaşık 468 kuş türüne ev sahipliği yaptığını söyledi.
Türkiye’nin, Avrupa ülkelerinin toplamında daha fazla türe ev sahipliği yaptığını kaydeden Başkaya, “Bugün dünyada yaşadığı tespit edilen kuş türü sayısı yaklaşık 10 bindir. En fazla kuş türü tropikal kuşaktaki ülkelerde yaşamaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının arasındaki geçiş bölgesinde köprü vazifesi gören Türkiye kuş türleri bakımından bu kıtalara ait türleri barındıran nadide bir ülkedir. Sağlıklı bir çevrenin en iyi göstergeleri arasında yer alan kuşlar, tropikal bölgelerden kutuplara kadar çok çeşitli yaşam ortamlarında bulunurlar. Bozkırları, ormanları akarsuları, gölleri, yüksek dağları ve üç tarafını çeviren denizleriyle Türkiye, yaklaşık 468 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu haliyle Türkiye, Avrupa ülkelerinin toplamından daha fazla türe ev sahipliği yapan bir ülkedir” dedi.
Bazı kuşların kış ayını geçirmek için Türkiye’ye geldiğini vurgulayan Başkaya, “Bu türlerin bir kısmı tüm yıl ülkede rastlanılan yerli türler iken, bazıları ülkede sadece kış aylarını geçirmekte, bazıları sadece yaz mevsimini geçirmekte, bazıları transit göçleri sırasında sadece birkaç gün veya birkaç haftayı ülkede geçirmekte, bazıları ise rastlantısal olarak gözlenen türlerdir. Bir tür aynı zamanda hem yerli, hem de ülkede kış mevsimini geçiren bir tür ve hatta transit göçmen bir tür gibi hem yerli hem de göçmen olabilir. Sanılanın aksine avcılık hem Türkiye’de hem de dünyada kuşlar için ilk sırada yeralan bir tehdit değildir. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kuşların neslini tehdit eden başlıca faktörler sırasıyla yaşam alanlarının parçalanması, bozulması ve yok olması, avcılık, yabancı türlerin getirilmesi, yaban hayvanlarının uluslararası ticareti ve çevre kirliliğidir” bilgisini verdi.
Kelaynak, İnce gagalı kervan çulluğu ve Dikkuyruk ördek nesli tehlike altında olduğunu belirten Doç. Dr. Başkaya, “Kuşların varlığını tehdit eden ve etkisi sürekli artan bu faktörler neticesinde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kuş türlerinin bazıları yok olmuş, bazıları ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde, 1960’lı yıllarda Amik Gölünün kurutulması sonucunda Yılanboyun kuşu yok olmuştur. Ayrıca kelaynak, ince gagalı kervan çulluğu ve dikkuyruk ördek nesli tehlike altında olan türler olup, küçük sakarca kazı, imparator kartalı ve toy gibi kuş türleri ise durumları hassas olan türlerdir. Denizler, göller, akarsular, ormanlar ve dağlarımızdaki doğanın önemli bir parçası olan yeri geldiğinde şairlere ilham kaynağı teşkil eden kuşların giderek ortadan kaybolması bizleri bekleyen doğa felaketinin habercisi durumundadır. Var olan hiçbir şeyin gereksiz olmadığı dünyamızda, geleceğimizi kendi ellerimizle yok ettiğimizin en önemli göstergelerinden birisi de kuşların azalması ve zamanla geri dönmemek üzere ortadan kaybolmalarıdır” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz