Türkiye-AB ilişkilerinde ikinci bahar mı?

Uzmanlar ve siyasetçiler, Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Füle'nin 'pozitif gündemle' gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretini BBC Türkçe'ye değerlendirdi.

Mahmut Hamsici

BBC Türkçe

2005'te tam üyelik müzakerelerinin başlaması üzerine Türkiye'de kutlamalar yapılmıştı.

Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'nin 'pozitif gündem' kapsamında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti ve Avrupa siyasetinde yaşanan son gelişmeler 'AB-Türkiye ilişkileri yeniden canlanıyor mu' sorusunu gündeme getirdi.

Birlik ile Türkiye arasında 2005'te başlayan tam üyelik müzakereleri son yıllarda negatif bir hale büründü.

AB yasalarına uyum için hayata geçirilmesi gereken müktesebattaki 35 bölüm başlığından yarıdan fazlası süreç içinde ya Kıbrıs ya da Fransa'daki Sarkozy ve Almanya'daki Merkel hükümetleri tarafından bloke edildi.

Reklam
Reklam

BBC'nin İstanbul'daki muhabiri Jonathan Head'in ifadesiyle, yedi yıl önce gözlenen büyük umutların ve coşkunun yerini artık karşılıklı suçlamalar ve şüpheci bir soğukluk aldı.

Bu durumun ortaya çıkmasında Fransa, Almanya ve Kıbrıs'ın tavırları kadar AKP hükümeti de eleştiriliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili, AB Uyum Komisyonu Başkanvekili Umut Oran'a göre bu durumun sebebi hem AB hem de hükümet.

Oran AB'yi bu konuda sert dille eleştirirken müzakere sürecinde hükümeti de 'beceriksiz ve başarısız' bulduğunu belirtiyor.

Hükümetin dış politikadaki önceliğinin Avrupa değil Kuzey Afrika ve Ortadoğu olduğunu belirten Oran, AKP'yi AB konusunu iç politika aracı olarak kullanmakla eleştiriyor.

'AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı arttı'

Ancak uzmanlar son dönemde Avrupa'da yaşanan siyasi gelişmeler ve 'pozitif gündem' çerçevesinde gerçekleştirilen Füle ziyaretinin her iki taraf için de ilişkileri yeniden canlandırmak için bir adım olabileceği görüşünde.

Kültür Üniversitesi'nden Can Baydarol hem Fransa'da François Hollande'ın seçilmesi hem de Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti'nde gerçekleştirilen seçimlerde Merkel'in liderliğindeki Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin oylarındaki büyük düşüş, ilişkilerin yeniden canlanması açısından 'olumlu' gelişmeler.

Reklam
Reklam

Baydarol, Ortadoğu'daki gelişmelere de vurgu yapıyor: "Dünyanın ekseni Doğu'ya kayıyor. Türkiye artık daha merkezi bir rolde. Her iki tarafın da birbirlerine olan gereksinimi bu yüzden arttı."

AB uzmanı, yazar Cengiz Aktar isa "Avrupa'da hava dönüyor" diyor ve ekliyor: "Avrupa'da Türkiye ile ortaklığın Avrupa ve bölge için ne ifade ettiği konusunda farklı sesler çıkmaya başladı. Bugüne kadar hep Türkiye'nin Avrupa'dan ne alacağı konuşulurdu artık Türkiye'nin Avrupa'ya ne katacağı konuşuluyor ki bu önemli bir gelişme. Devran dönüyor."

Füle'nin rolü

Umut Oran da Füle'nin yapıcı ve cesur bir rolü olduğunu ve Türkiye'nin bunu değerlendirmesi gerektiğini söylüyor.

Füle'yle görüşen AKP milletvekili, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Sayım Tekelioğlu görüşmenin olumlu geçtiğini aktarıyor.

Tekelioğlu ortada karşılıklı bir iyi niyetin bulunduğunu söylüyor.

'Pozitif gündemi' şu sözlerle tanımlıyor Tekelioğlu: "Hangi adımlarla müzakere sürecindeki tıkanıkları aşabiliriz? Pozitif gündemin aslı bu. Ancak pozitif gündem, müzakerelerin yerine ikame edilmiş değil."

Reklam
Reklam

Süreci yeniden olumlu bir havada yürütmek için ortak çalışma grupları oluşturduklarını söyleyen Tekelioğlu hem hükümetin hem meclisteki partilerin hem de sivil toplum örgütlerinin süreci desteklediğini belirtiyor ve pozitif gündemin işe yaracağını söylüyor.

Ankara'da gün içinde AB konusunda olumlu bir hava esse de, Kıbrıs'ın 1 Temmuz'dan itibaren AB dönem başkanlığını devralacak olduğunu, Avrupa'da AB'nin işlevini sorgulatan ekonomik krizi ve Yunanistan'daki siyasi gelişmeleri, hükümetin bazı fasılları açmak istememesini göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye-AB ilişkilerinde kısa vadede sorunların ortadan kalkması zor görünüyor.