İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin sürekli güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu belirterek, "Çünkü bölgemiz çok riskli bir bölge, jeopolitik risklerimiz bitmedi, devam ediyor. Bölge haritasını şekillendirme yönünde önemli çalışmalar var, projeler var." dedi.
Başbakan Yıldırım, Akbank TAŞ Sabancı Center'da düzenlenen Türkiye Bankalar Birliği 61. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik gücü, bankacılık sistemi, imkan ve kabiliyetleri, insan kaynak ve kapasitesinin bugün içinde olduğu sorunları aşacak düzeyde olduğunu söyledi.
Türkiye bankacılık sektörünün aktiflerinin toplamının, Türkiye'nin milli gelirinin üzerine çıktığını belirten Yıldırım, "Kredileri yüzde 20'lerden, yüzde 70 seviyelerine çıkmış. Ben bankalarımıza önce teşekkür ediyorum sonra birkaç talebim ve sitemim var. Teşekkürüm şu; 15 senelik büyüme başarısının arkasında siz varsınız. Ama sizin arkanızda da millet var. Millet paraları getirip yatırmasa, siz ne yapacaksınız? Kaynak millet, getiriyor parasını yatırıyor, siz de bunu Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına ayırıyorsunuz." diye konuştu.
- "15 Temmuz sonrası bankacılık sektörü büyük beğeni kazandı"
Yıldırım, 15 Temmuz sonrası bankacılık sektörünün duruşunun ve pazartesi her şeyi normale döndürmesinin, olağanüstü hal yokmuş gibi davranmasının millet ve hükümet nezdinde büyük beğeni kazandığını dile getirerek, "Bu hem ülkeye hem de bankacılık sistemine olan güveni en iyi şekilde göstermiştir. Bunun için size teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı.
ABD seçimleriyle birlikte küresel anlamda gelişen piyasalarda bir dalgalanma olduğunu anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Döviz kuru, Türk parası bir dalgalanmaya maruz kaldı, çok hızlı şekilde hükümet olarak kararlar aldık, 2017 için bu kararları uygulamaya koyduk. Bununla beraber 2017 bir kriz yılı olarak beklenirken aksine Türkiye dünyada dikkati çeken, dünyayı bile şaşırtan, uzmanların, uzman kuruluşların görüşlerini alt üst eden bir büyüme yaşadı. Yüzde 7,4 ile Türkiye büyüdü. Buna büyük katkınız var. KGF sisteminin devreye girmesi ve 300 bin işletmecimize sizlerin marifetiyle 250 milyara kadar kredi genişlemesinin sağlanması... Bunun doğrudan tüketime değil, üretime gittiğini büyümede gördük. Büyümeye baktığımızda bu kredinin, alınan tedbirin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha anlamış olduk."
Bankacılık sektöründen beklediklerinin de olduğunu dile getiren Yıldırım, "Az önce Hüseyin Bey konuşmasında dedi ki 'Yüksek faizden bankalar kar etmiyor.' Bu sizin için iyi bir şey değilse, indirelim. Hem kar edin hem siz kazanın hem memleket kazansın hem de üretimci kazansın. Sözü de aldık daha çok kazanmak için faizlerin inmesi gerekiyor. Ben buna katılıyorum, doğru bir tespit. Tabii biz de boş durmayacağız, enflasyonu aşağı çekeceğiz. Bizim de işimiz var. Bu, birbirini tetikleyen bir şey. Enflasyon diyelim 7'ye düşerse siz 8'lerde oynamaya başlarsınız, 5'e düşerse 6'larda oynarsınız. Dolayısıyla enflasyon küçük bir miktar vatandaşın, yatırımcının, bankacıların işini görür. Dolayısıyla herkes bu sonuçtan mutlu olur." diye konuştu.
- "Bugüne kadar vatandaşın hesabı hiç şaşmadı"
Seçim sürecine girildiğini, seçim süreci olunca herkesin bildiğini söylediğini, kafaların karıştırıldığını, vatandaşın günün sonunda bir karar verdiğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ama bugüne kadar vatandaşın hesabı hiç şaşmadı. Bankaların hesabı şaştı, hükümetin hesabı şaştı ama vatandaşın hesabı hiç şaşmaz. Altın terazisi hassasiyetinde vatandaş düşünür, taşınır karar verir. Bol vaatleri değil, çok söylenen sözleri değil, sözün özüne bakar ve ona göre karar verir. Bizim vatandaşımız ferasetlidir, basiretlidir. 15 yıl bunu gösterdi ve 12 seçim üst üste 'istikrar' dedi, 'güven' dedi. Bu iki sihirli kelime ile Türkiye bugünlere geldi. Bu herkesin işine yarıyor. Bankaların, üreticilerin, çalışanların işine yarıyor, ülkenin büyümesi, kalkınması, refahı için de bu konu çok önemli."
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Bankalar Birliği'nin 61. Toplantısı'nda ilk defa son Başbakan katılımını gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Bundan sonra isteseniz de Başbakan bulamazsınız. Başbakan son ama Başbakan kısa dönemde ilklerle de karşılaşan bir Başbakan'dır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Cumhurbaşkanı ile bu ülkenin lideriyle, milletiyle silahlı bir darbeye karşı koyan bir hükümetin Başbakanı. Bu da Türkiye Cumhuriyeti'nde bir ilktir." dedi.
- "Tek adam yakıştırmaları..."
Terörle mücadeleyi sadece kendi sınırlarında görmeyip mücavir alanlarda da aktif terör mücadelesini yapan bir dönemi de Başbakan olarak yaşadığını anlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu, büyük ülkelerin yapacağı bir operasyondur. Türkiye büyük bir ülkedir. Büyük bir ülke olduğunu da terörle mücadelede çok net olarak ortaya koymuştur. Bugün Türkiye sadece hudutları içinde değil, hudutları dışında da ülkesinin, milletinin güvenliğini sağlamak için her türlü kararı alabiliyor. Çünkü ülkede istikrar var, güven var ve iradesiyle, cesaretiyle karar veren bir Cumhurbaşkanı var, Recep Tayyip Erdoğan. İşte tek adam yakıştırmaları, diktatörlük yakıştırmalarının arkasında bu hazımsızlık var. Bunu da bilmemiz lazım."
Türkiye'nin sürekli güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu, çünkü bölgedeki jeopolitik risklerin bitmediğini, bölge haritasını şekillendirme yönünde önemli çalışmalar ve projelerin olduğunu aktaran Yıldırım, "Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Ama bizim ülke bütünlüğümüzü, milletin birliğini, beraberliğini, misak-ı milli sınırlarımızı gözümüz gibi korumak gibi bir görevimiz var. Bunun için olaylara ilgisiz kalamayız. Bölgede olup bitenleri sadece izleyen değil, aynı zamanda burada olacak işlerin yol haritasını da belirleyen bir ülke olmamız lazım. Amacımız gelecek kuşakların terör belasıyla enerjisini kaybetmemesi, ülke kaynaklarının heba olmaması, daha çok büyümeye, daha çok kalkınmaya, daha çok refaha bu imkanların ayrılmasıdır." ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, birlikte dirlik, güç, başarı olduğunu dile getirerek, "İki tane biri alt alta koyarsanız 2, yan yana getirirseniz 11 eder. Onun için güçlerinizi birleştireceksiniz. Bir karar aldığınız zaman birisi mızıkçılık ederse o işten hayır gelmez. Mesela karar aldınız 'kredileri şu kadar artırıyoruz' veya 'küçük esnafa bütün fedakarlığı yaparak kredi hacmini genişleteceğiz', 'mevduat faizlerinde daha makul bir politika izleyeceğiz.' Bu kararı verince Bankalar Birliği'nden bu karar çıkınca tek seslilik olması lazım." diye konuştu.
(Sürecek)