Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Basın Toplantısı Düzenledi

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu’nun yeni binasının açılışının ardından düzenlediği basın...

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu’nun yeni binasının açılışının ardından düzenlediği basın toplantısında devlete küskünlük, kırgınlık ve rövanş alma diye bir durum olmayacağını söyledi.Baro başkanlığında gazetecilerin gündeme dair sorularını cevaplandıran Feyzioğlu, son dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la kırgınlık yaşadıklarına dair bir soruya, “Devletin ne anlama geldiğini, o devlet adamlığını da yaşayarak görmüş insanlarız. Dolayısıyla ne Cumhurbaşkanlığına ne de Başbakanlık makamına kırgınlığımız olmaz. O makamlardan savunmanın en üst temsilcisine kırgınlık olursa milletimiz o makamları temsil edenleri sorgulaması gerekir, o da milletimizin takdiridir” diye cevap verdi.Hükümetin okullardaki başörtü yasağını kaldırmasıyla ilgili bir değerlendirme de bulunan Feyzioğlu, hiçbir şekilde insanların kılık kıyafetine karışmadıklarını söyleyerek, “Anayasa Mahkemesi’ne açtığımız davada ilkokullarda, ortaokullarda kız çocuklarının örtünmesine ilişkin davadır. Çok açık ve net söyleyeyim, bugün ülkemizde kadınlarımızın, kızlarımızın örtünmesi asla tehdit altında değildir, aksine örtünmeyenlerin üzerinde baskı ve tehdit vardır. Buna hepimizin birlikte karşı çıkması gerektiğini söylüyorum. Başı örtülü olmayan rektör olamazken, emniyette, yargı camiasında yükselemez hale geldi. Dün neden şikayetçiydik bugün de aynı şekilde şikayetçiyiz. Türkiye siyasi iktidarın uyguladığı baskıya uyan bir ülke haline geldi. İnsanların kılık kıyafetini devlet belirleme haline gelmiştir. Bir uçtan öbür uca kaydığımızı görüyorum. Normalleşmiyoruz, bir uçtan öbür uca gidiyoruz. Askeri yönetimlerin diktasından şikayet ederken başka bir diktaya doğru gidiyoruz” diye konuştu.“TÜM DÜNYA HSYK SEÇİMLERİNE KİLİTLENDİ”HSYK seçimleri ve hükümetin referanduma gideceği konusundaki bir soruyu da cevaplandıran Feyzioğlu, tüm dünyanın HSKY seçimlerine kilitlendiğini belirterek, yaşanan süreçle ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Yargı eğer bir tarafın eline geçerse, bir siyasi gücün eline geçerse o ülkede hukuki güvenlik kalmıyor ve insanların hiçbir şekilde geleceklerinden güven duyma ihtimali bulunmuyor. Böyle bir ülkeye ne yatırım yapılabilir, ne özgürce yaşanabilir, ne ifade özgürlüğü kalır. Burada bir anormallik olduğunu herkes görüyor ve yaşıyor. İlk defa biz bunu adeta bir siyasi partilerin girdiği seçim gibi tartışıyoruz. Sanki bir genel seçime gidiliyor ve taraflar var. Yargı HSYK’sına üye seçiyor. Ne demek taraflar? Bu taraflar seçimlerini yapıp HSYK’ya üye gönderdiklerinde o üyelerin yönettiği bir yargı tarafsız olabilecek mi? Bakın taraflar var. Hükümet tarafı var, cemaat tarafı var, birleşik bilmem ne tarafı var, o taraf var bu taraf var. Yargı ve taraf aynı anda, aynı cümlenin içerisinde kuruluyor. Ne kadar acı ve vahimdir. Ben çok açık söylüyorum yargının ne bir cemaatin elinde olmasına izin vermeliyiz, ne siyasi iktidarın elinde olmasına izin vermeliyiz. Eğer bunu bugün el birliği ile yapamazsak yargı öç alma mekanizması olmaya devam edecek. Onun için biz bu kısır tartışmanın içine Türkiye Barolar Birliği olarak girmedik. Tam aksine bir yıl önce bu yargıyı nasıl bağımsız, tarafsız, adil yargılama yapabilen ve güven hissini uyandırıp hesap verebilir hale getiririz diye sorguladık. Çeşitli kriterler, ilkeler, direktifleri önümüze koyduk ve bir bağımsız, tarafsız, hesap verebilir yargı düzenlemesini yaptık. Bunu da bütün siyasi partilere gönderdik ama maalesef hiçbir siyasi parti ilgilenmedi. Çünkü yargı nasıl bize bağlı olabilir diye sorarlarsa doğru cevap alamayız. Yargı nasıl bağımsız, tarafsız olur diye sorarlarsa doğru cevap alabiliriz ama bu soruyu sormuyorlar.”“REFERANDUMA GİDİLMESİ, SANDIK TARTIŞILMAZ DİYEN İKTİDARIN ÇELİŞKİSİDİR”Hükümet kanadının “Referanduma gideriz” şeklinde bir ifade kullandığının hatırlatılması üzerine konuşan Feyzioğlu, hükümetin HSYK’da RTÜK modeli uygulamak istediğini ifade ederek, “Siyasi iktidar demek parti olarak HSYK seçiminin içine girmiş. Siyasi iktidar HSYK seçimini kaybederse veya cemaat HSYK seçimini kazanırsa ben bunun hangisini tercih edeyim ki. Bu durumda referanduma gideriz denilmesi, sandık tartışılmazdır diyen bir iktidarın anladığım kadarıyla en büyük çelişkisi olarak karşımıza çıkıyor. Her haksızlarında ve hukuksuzluklarında ’ama sandıktan biz yüzde 50 aldık’ diyen bir siyasi iktidar demek ki buradaki sandığı beğenmiyor. Bu bir çelişkidir. Ama Türkiye’nin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı olduğu açıktır. HSYK’nın yapısını değiştiren bir değişikliğe ihtiyaç var. Ama hükümetin kafasındaki RTÜK modelidir. RTÜK modeli malum iktidar partisine belli bir kontenjan, muhalefet partilerine biraz daha az kontenjan veren bir modeldir. RTÜK’ten bu millet memnunsa, RTÜK’ün televizyon ve radyolarda, basın özgürlüğünü sağladığını düşünen bir Allah kulu varsa buyursunlar HSYK’ya da RTÜK modelini uygulasınlar. O zaman bugünkü yargıyı da hepimiz elimize mumları alır ve ararız. Çünkü o zaman Türkiye’de yargı doğrudan doğruya bir siyasi partinin yargısı haline gelir ve burada hakimler ilçe başkanlarının karşısında ceketlerinin önünü ilikleyip hazır ola geçerler. Bu ilçe başkanı benim partimdendir deyip sakın rahat etmesin kimse, yarın öbür gün başka iktidar gelir başka ilçe başkanı olur o zaman da o kök söktürür. Gelin burada hazır fırsat varken biz parti devleti olmayalım, hep birlikte hukuk devleti olmayı başaralım” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: