"Türkiye borcunu yönetmek zorunda"

ESKİŞEHİR (İHA) - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "Bir sosyal demokrat olarak bunu söylemek zor ama, Türkiye borcunu yönetmek zorunda. Bu nedenle sıkı maliye politikası devam edecek. Bu da sıkıntılı olacak" dedi.

Eskişehir Sanayi Odası'nın davetlisi olarak düzenlenen toplantıya katılan Derviş burada ekonomik ağırlıklı bir konuşma yaptı. Türkiye olarak istikrara geçişi önemli bir yapısal değişim süreci olarak ele aldıklarını belirten Derviş, "Son 18 ayda yapılan sadece bir istikrara geri dönüştür. Bu gelişmeler sivil toplum ve Türkiye'nin desteğiyle yapıldı. Benim tahminim, birlikte yaşlı günlerimizde 80 yaşlarında birlikte oturursak, bu meclisin onayladığı reformları tarih kitaplarında göreceğiz. Türkiye'nin son 18 ay içinde gerçekleştirdiği reformlar ve son günlerde gerçekleşmiş olan Avrupa yasaları, tarihte çok önemli bir aşamayı simgeliyor. Bunları takdirle anacağız" diye konuştu.

Reklam
Reklam

KURUN SERBEST KALMASI
Derviş, Türkiye'ye geldiğinde makro ekonomik dengeyi yeniden tesis etmek gerektiğini gördüklerini, alınan tedbirlerle ağırlaşmış bir borç yükü ile birlikte Türkiye'nin bunun yapabildiğini belirtti. Makro ekonomik dengenin önemli boyutları olduğunu hatırlatan Kemal Derviş, "Birincisi, olayı döviz piyasalarında işleyebilecek bir sisteme götürmek, Yaşanan darbelerden sonra sabit bir kur politikasına geri dönmek mümkün değil. Sayın Başbakan'ın hastaneye gittiği günü hatırlayın. Çok endişe uyandırmıştı, O gün sabit bir kurla yaşasaydı ekonomi, büyük felaket yaşayabilirdi. Merkez Bankası bir günde 10 milyar dolar harcamak zorunda kalabilirdi. Esnek kurun bize verdiği bir güç var. Esnek kurda, sabit kur rejiminde yaşanan ani çöküş olamaz. Bugünkü şartlar altında serbest bir kur rejimiyle makro ekonomiyi yönetmek daha sağlıklı bir yöntem. Serbest kurdaki dalgalanmanın azalması lazım. Kurun serbest kalmasında büyük yarar var" dedi.

"SIKI MALİYE POLİTİKASI ŞART" İkinci konunun maliye politikası olduğuna değinen Kemal Derviş, "Maalesef toplam net kamu borcunun milli gelire oranı, bankacılık sistemindeki olumsuzluklar temizlendikten sonra yüzde 85 - 90'a yaklaştı. Bu yüksek bir rakam. Bu borcun kısa vadeli olmasından da kaynaklanan zorluklar açısından yüksek bir rakam. Borçla birlikte sıkı bir maliye politikası dışında bir seçenek yok. Bunun da bir sınırı var. Fakat bu borç yönetebilmek için 2 şey yapmak gerekiyor. 1 yeni borcun eski borca kıyasla daha ucuz ve daha uzun vadeli olması gerekiyor. Sıkı bir maliye politikasıyla faiz dışı bir artık oluşturularak, bunun yardımıyla borç yükünün azaltılması, bunun dışında başka yolu yok. Borcumuzu ödememek söz konusu değil. Bu duruma düşen ülkelerin hali ortada. Keşke bu noktaya gelmeseydik. Yüzde 30 - 40 sınırlarında tutabilseydik. Çok daha özgür olurduk, hastaneler yollar yapılırdı. Ama bu borç oluştu ve bunu yönetmek lazım. Dışarıdan daha ucuz kaynakları ülkeye getirip, sıkı bir maliye politikasıyla borç sürecini tersine çevirmemiz gerekiyor. Bu borcu 3 ay içinde de 6 ay içinde de yok edemeyiz. Ancak zaman içinde emin adımlarla indirebiliriz. Bu süreç içinde de sıkı maliye politikasının devamı gerek" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"BİRÇOK İNSANA 'HAYIR' DİYECEĞİZ" Sosyal demokrat olarak bunları söylemenin zor olduğunu, ekonomik krizden en fazla sıkıntı çekenlerin dar gelirliler olduğuna değinen Derviş, "İnsan tabiki dar gelirliye maksimum şeyleri vermek istiyor ama bunun sihirli bir değneği mi var. Ben gelirsem 1 sene içinde bütün sıkıntıları ortadan kaldıracağım diyenler, doğru söylemiyor. Sıkıntılı olacak. Birçok insana hayır deme durumu sürecek. Ama zaman içinde bunlar azalacak" dedi.

Bütün ülkeyi ilgilendiren husus sıkı maliye politikasının uygulanması ile vergilerde dikkatli makul bir vergi reformunun ve oranlardaki bazı düzenlemelerin yapılması ile bağdaşabileceğine değinen Kemal Derviş, "Bugün vergisini ödeyen kuruluşlar ve vatandaşlar, gerçekten ağır bir vergi yükü altındadır. Vergi oranları, bizim gibi orda gelirli bir ülke olduğumuzu düşünürsek, çok ağırdır. Dolayısıyla vergi oranlarının SSK katkı oranlarını biraz aşağı çekmek son derece doğru olur, yararlı olur. Özel sektöre iyi bir rekabet ortamı sağlar" dedi.

Reklam
Reklam

"İSRAFIN ÖNLENMESİ LAZIM" Söz konusu işleri yaparken kamu gelir dengesini bozmadan gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eden Derviş, "Bu konuda iki şey yapılabilir. Devlet harcamalarını azaltabilirsek bunu yapma fırsatı doğar, vergiyi tabana çok daha iyi bir şekilde yayabilirsek geliri düşürmeden oranları düşürebiliriz. Bence ikincisi daha önemli. Devletin yeniden yapılanması ve küçülmesi lazım sayısal olarak, devlet harcamalarında çok önemli reformlara gitmek mümkün. İsraf hala devam ediyor. Yapılmayan harcamalar da var. Ben devlet harcamalarının hızla aşağı çekilebileceğini düşünmüyorum. Bazı harcamaların aşağı çekilmesi, israfın önlenmesi, eğitim ve sağlıkla ilgili harcamaların artırılması lazım" diye konuştu.