Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde Türk Toraks Derneğince gerçekleştirilen "Uluslararası Katılımlı 22. Yıllık Kongresi" kapsamında basın toplantısı düzenlendi.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Mehmet Polatlı, basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu yıl "Sağlıklı Nefes, Sağlıklı Dünya" sloganıyla yola çıktıklarını söyledi.
Kongrede akciğer sağlığını tehdit eden konular, toplum sağlığı ve güncel sağlık politikaları ile göğüs hastalıkları alanındaki yeni tedaviler, hava kirliliğinin sağlığa etkisi ve alınabilecek önlemleri ele aldıklarını aktaran Polatlı, bu konuların yurt içi ve yurt dışından birçok deneyimli bilim insanı tarafından her yönüyle tartışılıp güncel verilerin sunulduğunu kaydetti.
Küresel sağlık konusunun önemine değinen ve bir ülkedeki salgının diğer ülkeler için de risk yarattığını ifade eden Polatlı, hastalıklara karşı önlem alınabilmesi için ülkeler arası iş birliğinin önemine dikkati çekti.
Türkiye'de hava kalite değerlerinin kabul edilebilir sınır değerlerin üzerinde seyrettiğine işaret eden Polatlı, bunda en temel nedenin fosil yakıtlar olduğunu vurguladı.
Tütün ürünlerinin tüketimiyle mücadele konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Elif Dağlı ise Türkiye'de sigara tüketiminin arttığını bildirdi.
Dağlı, "Geçen yıl Cumhuriyet tarihinin en yüksek tütün tüketimini yaşadık. 118,5 milyar sigara tükettik. Kişi başına yılda bin 400 sigara düşüyor. Tütün kontrolünde bu kadar başarımız varken, niye bu hale geldik? Tütün endüstrisi tekrar çok güçlendi. Türkiye'yi bırakmaya niyeti yok, tekrar saldırı vaziyetindeler. Şimdi elektronik sigara ve ısıtılmış tütün gibi yeni ürünlerle saldırıyorlar." dedi.
Bu ürünlerin kaçak ya da internet satışı aracılığıyla ülkeye sokulduğunu anlatan Dağlı, yapılan araştırmalara göre Türkiye'de yasal olmayan bir ürüne ilişkin 15 satış sitesi bulunduğunu bildirdi.
"Tek tip" sigara paketine geçilmesine ilişkin yönetmelik çıkarıldığını anımsatan Dağlı, yönetmelikte eksiklikler olduğunu savundu.
KÜRESEL ISINMAYA DİKKAT
Dünya genelindeki en önemli sorunun iklim değişikliği olduğunu ve iklim değişikliğinin artık "iklim krizi" olarak ifade edildiğini aktaran Dağlı, şöyle devam etti:
"2040 yılında 1,5 derece santigrat sıcaklık artışı olacak. Bu, bitki türlerinin yüzde 16'sı ve omurgalıların yüzde 8'inin dünyadan silinmesi anlamına gelen bir biyolojik değişiklik getirecek. Sıcaklığın değişmesiyle birçok doğa olayları söz konusu olacak. Felaketlerin neticesinde seller, yangınlar meydana gelecek ve bunlardan en çok çocuklar etkilenecek. Eğer 2030'a kadar bir şey yapar da 1,5 derece sıcaklık artışında dünyayı tutabilirsek kurtarabiliriz bu kadar kayıpla. Eğer 2 dereceye çıkarsa ki yüzyılın sonun da 2100 yılında 2 dereceye ulaşacağı tahmin ediliyor. 2 derecelik küresel ısınma halinde dünyada insanlar yaşamayacak, maalesef kıyameti öngörebiliyoruz bu nedenle."
Aşı karşıtlığına da değinen Dağlı, aşının birçok hastalıktan korunmada en önemli seçenek olduğunu söyledi.
Aşı yaptırılmadığı zaman sağlıkta 1980 öncesi yıllara dönüleceği uyarısında bulunan Dağlı, "Çocuklarımız gereksiz yere akciğer, beyin ve kalp iltihabından ölüyor olacak. Bu aileler için bir seçenek değildir. Siz yaptırmazsanız çocuğunuz hastalanırsa diğer insanları da etki altına alırsınız. Bulaştırırsınız." diye konuştu.
PULMONER EMBOLİ HASTALIĞINA DİKKAT
Kongre sekreteri Prof. Dr. Eylem Sercan Özgür de "pulmoner emboli" rahatsızlığı hakkında bilgi verdi.
Hastalığın, akciğer atardamarlarının ani tıkanması sonucu ortaya çıkan önemli bir hastalık olduğunu dile getiren Özgür, bu tıkanmanın genellikle bacaktaki bir toplardamardan akciğere gelen bir kan pıhtısı nedeniyle geliştiğini ifade etti.
Özgür, vücudun bir bölümünde oluşan ve kan dolaşımı ile vücudun başka bir bölümüne taşınan kan pıhtısının da "emboli" olarak isimlendirildiği hatırlatarak, hastalığın en sık ani başlangıçlı nefes darlığı, batıcı göğüs ağrısı, çarpıntı, cilt renginin mora dönmesi, kan tükürme ve bazen de bacaklarda şişlikle birlikte ağrı şeklinde kendini gösterdiğini kaydetti.
Akciğer embolisi için bazı durumlarda riskin arttığına dikkati çeken Özgür, "Uzun süre yatak istirahati, 4 saati aşan seyahat, son 1-2 ayda ameliyat geçirmek, travma, gebelik, şişmanlık, doğum kontrol hapı ya da hormon tedavisi kullanımı, kan pıhtılaşmasına neden olan genetik hastalıklar, kanser varlığı, kalp yetmezliği gibi durumlarda pulmoner emboli için risk artar." uyarısında bulundu.
Kongre bugün sona erecek.
Kaynak: AA