Sigara tüketiminin insan sağlığına olan olumsuz etkilerinin, sigara üreten tekeller tarafından bile kabul edildiğini hatırlatan Dr. M. Emin Dinççağ, "Yabancı ülkelerde bazı akciğer kanseri hastaları, hastalıklarının sigaradan olduğunu bildirerek, açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazandılar. Amerika'da bazı mahkemeler, bu konuda tüketicileri haklı buldu. Bütün bunlara rağmen ülkemizde sigara ile mücadelede sivil toplum örgütleri çok zayıf. Birkaç cılız ses dışında güçlü bir sigara karşıtı çalışma yapılamamaktadır. Oysa sigara karşıtı kampanyaların, özellikle sigara kullanımının çok düşük yaşlara indiği ülkemizde, daha yoğun ve milli bir politika olarak ele alınması gereklidir. Bu konuda sesimizi duyuramıyoruz" dedi.
Avrupa ülkelerinde sigara üretimi için ciddi sınırlandırmaların getirildiği ileri süren Dr. Dinççağ, "AB komisyonu halk sağlığını korumak amacıyla, sigara konusunda yeni yasa teklifleri hazırlamıştır. Yasaya göre; sigara içindeki maksimum derecede bulunması gereken 12 miligram tutarındaki katran miktarı 10 miligrama düşürülecektir. Yasanın, 2004 yılında AB'ye üye ülkelerde yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Sigara paketlerinde "sigara öldürür" veya "sigara içenler genç ölür" şeklinde uyarıların yer alması düşünülmüştür. Yine, sigaradaki "mild" ve "light" gibi tanımlar yasaklanacaktır. Bu tür tedbirlerle sigara içimini azaltmayı düşünen, sigara karşıtı kampanyaları milli bir politika olarak ele alan Batı'ya karşı ülkemizde sigara ile mücadele pek sınırlı ve kendiliğinden yürümektedir. Bu bakımdan başarı şansı da çok düşüktür. Gelecekte büyük bedeller ödeyeceğimiz bu halk sağlığı sorunu için daha çok çaba ve kurumsal destek şarttır. Sivil toplum örgütlerinin senede bir iki gün gösterdikleri çaba yetersizdir" diye konuştu.
"KİŞİ BAŞINA YILDA 100 PAKET"
Sigara ile mücadelenin bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade eden Dr. M. Emin Dinççağ, "Ülkemizde sigara ile mücadelenin milli bir politika olarak ele alınması gerekir. Bu konuda sivil toplum örgütlerinin çabaları yeterli olmamaktadır. Sigara karşıtı kampanyaları yürütebilmek için maddi destek gereklidir. Bu konuda bu kampanyaların bütçesi olmalı ve kampanyalar birkaç gün ile sınırlı tutulmamalıdır. Kampanyaların başarısı, sürekliliği ile olasıdır. Sigara içenlere, sigarayı bırakabilmeleri için davranış tedavileri verilecek mekanlar, halk sağlığı ile ilgilenen kurumlar tarafından sağlanmalıdır. Ülkemizde bu konuda herhangi bir program yok. Oysa, oluşturduğu sağlık problemleri ile ekonomiye yük olan bu sağlık problemini önlemek, sağlık ekonomisi anlamında, önemli bir koruyucu sağlık hizmetidir. Ülkemizde, yılda kişi başına düşen sigara sayısı 100 pakettir. Türkiye, bu sigara tüketimi ile dünya dördüncüsüdür" dedi. Dr. Dinçağ, şöyle devam etti:
"Yılda sigara tüketimi için 300 trilyon lira harcanmaktadır. Daha çok yabancı sigara tüketiminin olduğu ülkemizde bu önemli miktarda döviz kaybı demektir. Yine kanserden, kronik akciğer hastalıklarına kadar birçok hastalığa neden olarak, sağlık harcamalarını önemli ölçüde artıran bu halk sağlığı sorunu için daha örgütlü, daha planlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Yılda 200 bin kişinin ülkemizde hayatını sigaradan kaybettiğini düşünürsek, bu konudaki maddi ve manevi kaybımızı hatırlamak yeterlidir. Milli bir politika olarak sigara ile mücadele başlatılmalıdır. "