Dünkü BM Güvenlik Konseyinde yapılan oylamada Türkiye ve Brezilya red oyu kullandı.
Son yıllarda Türkiye'nin İsrail ile birçok konuda karşı karşıya gelmeye başlaması Türkiye de olduğu gibi,tüm dünyada yazımın başlığındaki soruyu akıllara getiriyor!Türkiye doğuya mı kayıyor?
Şimdi biraz inceleyelim bakalım,bizim yazının sonunda düşüncemiz ne olacak!
Bildiğiniz gibi,Türkiye yıllardır gelişmiş batının bir üyesi olmak için,AB üyesi olmak yolunda her türlü çabayı gösteriyor.Bu yönde mali ve sosyal birçok kararlar alındı.Hatta ekonomik olanların batıdan dahi daha iyi kontrol edildiğini söyleyebilirim.
Peki buna karşılık AB ne yapıyor?
Tüm müzakerelere başlamış olan ülkelerle,müzakerelere başlama kararı aldıkları an,serbest dolaşımı başlatmalarına rağmen,Türkye konu olunca,buna bahaneler bulup,bu uygulamayı Türkiye için engelliyor.Halbuki son yıllarda inanıyorum ki,Türk insanının satın alma gücünün yükselmesinden dolayı,serbest dolaşım halinde,düşündükleri gibi çalışmak için gideceklerden ziyade,asıl turistik gezmek ve para harcamak için gidecekler daha çok artacak.Bu kişiler gitmiyor mu zaten?Kendiniz için düşünün,her seferinde vize sorunu yaşamasanız,bir çoğunuzun çeşitli Avrupa ülkelerine gitme sayısı daha da artmaz mı?Sadece vize için harcadığınız paralar bile ulaşımınızı karşılayabilir!
Kıbrıs konusunda,sorunlu ülkeler ortaklığa alınmaz derlerken,yapılan halk oylamasında Kuzey Kıbrıs'ın evet,Güney'in ise hayır demesine rağmen Rum kesimini Kıbrıs statüsü ile AB'ye almadılar mı?
Raiting kurumları bile AAA verdikleri ülkeler iflas ederken,2001'de ekonomik alt yapısında bir çok yapısal değişim yaparak,özellikle bankacılık kesimi ve kamusal borçlanmayı ciddi şekilde kontrol altına almış Türkiye için aynı notları verebiliyorlar mı?1/7 nüfusumuza ve doğru dürüst bir sanayiye bile sahip olmayan Yunanistan 350 milyar dolar borç içinde iflasa süreklenirken,bir de notlarına bakın bakalım bizden düşük mü?
Yıllardır gelişmiş batının baskısı ile komşu ülkeleri ile değil siyasi,ekonomik ilişkilerini bile sıfırlamış olan Türkiye varken,bunun karşılığında,Türkiye'ye böyle davranmasını telkin eden ülkeler ise,bu bölgede her türlü ticareti yapmadılar mı?Peki Türkiye bir ülkenin ticaretinin en az %60'ını komşularıyla yaptığı gerçeğini görüp buna göre bir değişim sürecine girmekle hata mı yaptı?
Gelişmiş Batı,kendi çıkarları söz konusu olduğunda,özellikle ortadoğu,ve afrika başta olmak üzere her türlü baskı ve müdehaleyi yaparken,gerekirse savaşa dahi kalkmıyor mu?Peki o zaman savaş şartlarında yaşanmış olan tehcir esnasında,(ki sebebi de bizzat Ermeni'lerin Osmanlı'ya karşı Ruslar başta olmak üzere,Avrupa ülkeleri ile birlik olup başlattıkları iç isyanlara tedbirdir,)doğa şartları ve hastalıklardan yaşanan üzücü kayıpları soy kırım palavrası ile Türkiye'nin hala karşısına dayamaya çalışan gelişmiş batının,bunda gerçekten bir inasan hakları düşüncesi olduğu düşünülebilir mi?
PKK sorunuyla yıllardır mücadele eden Türkiye'ye rağmen,terör örgütünün faaliyetlerini ve finansal kaynaklarını elde ettikleri ülkeler acaba neresi?TV kanalları hangi ülkelerden yayın yapıyor.Hangi ülkelerin siyasileriyle içli dışlı olabiliyorlar?
Son olarak Türk yardım gemisine İsrail'in uluslararası suda hukuksuz olarak yaptığı baskın sonrasında öldürdüğü insanlar için BM'de bir yaptırım ve ciddi kınama kararı alınabildi mi?Peki aynı BM Güvenlik Konseyi'nde dün İsrail gibi BM'in kendisi aleyhinde hiçbir kararını tanımamış,aynı zamanda da nükleer silaha sahip bir komşusu varken,İran nükleer silah için çalışıyor diye yaptırım karararı alındı.
Şimdi başa dönelim de tekrar soralım!Konu Türkiye olunca yapılmayanlar ortada iken,buna rağmen de Türkiye'nin tüm çabası ile batı birliğine dahil olmak için çalışması ortada iken,Uluslararası sularda vatandaşlarını öldüren İsrail için bir karar alamayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırımlara hayır demesi,Türkiye'nin doğuya mı kaydığını gösteriyor?
PEKİ O ZAMAN NE OLUYOR?
Yıllardır batıya şirin gözükmeye çalışan,Batı'nın kurallarıyla oynayan Türkiye,bu şekilde ne batıya,ne de doğuya yaranamadığını nihayet farketti.Başkalarının yönlendirmeleriyle her iki bölgede de saygın bir ülke olunamayacağını gördü.Nihayet artık kendisi oyun kurucu olarak dünya siyaset ve ekonomisinde sahne almaya hazırlanıyor!
Farkındamısınız,yıllardır sıfır ticaret yaptığımız komşu ülkeler ciddi birer ticari partnerimiz oluyor.Türkiye'de inanılmaz boyutta enerji yatırımları yapılmaya başlandı.Türk şirketleri bu finansal dünya krizinden güçlü ve büyüyerek çıkıyorlar.Eskiden başbakanlarımıza 15 dk.görüşme imkanı verdi diye mutlu olduğumuz ülke liderlerini sık sık Türkiye'de görmeye başlamadık mı?Türk dizileri bile Ortadoğu ve Arap yarımadasının en çok izlenen,takip edilen programları oluyorsa,bu bölgede Türk'lere ve Türkiye'ye olan bakışta ciddi pozitif değişimler olduğunu gösteriyor.
Yıllardır Kuzey Irak korkuları yaşatılırken,şimdi aynı bölgedeki en büyük petrol yataklarının Türk holdinglerinin ortaklığı ile kontrol altına alındığını ve aramalar yapıldığını biliyor musunuz?Yıllarca bölge,bizi arasına almayan Avrupa ülkeleri tarafından kontrol altındaydı ve petrol kontratları bile Avrupa şirketlerinin ağırlıklı kontrolündeydi.
Artık iyice ortaya çıkmaya başladı ki,konjonktür Türkiye lehine değişiyor.Ama herkes de bilmeli ki,bu değişimin baş mimarlarından biri de ABD.ABD yeni dünya yapılanmasında bölgede Türkiye'nin Avrupa'dan daha ağırlıklı bir yapısı olmasını düşündüğünden bu değişimler başladı.Yaşanılan sıkıntıların sadece Türkiye'nin bölgesel itibarını arttırdığını,bunun dışındaki olumsuzlukların,süreç içinde kaybolduğunu göreceğiz.
Artık tüm siyasilerimiz ve iş adamlarımız belki başkaları tarafından Türkiye için biçilmiş olan bu rolün tuttuğunu görmeliler ve tüm bakış açılarını buna göre revize etmeliler.Şirketlerimiz ve bankalarımız,önlerine çıkan bu fırsatı birer dünya oyuncusu olma yolunda kullanmayı sağlayacak atakları yapmalılar.
Ama özellikle bankacılık alanında 350 milyar dolarlık borcu ile günü gelince yüzleşmek zorunda kalacak Yunanistan ve benzeri durumdaki bankacılığa doymuş Avrupa ülkelerinde değil,ülke kaynakları vasıtası ile,devamlı kişisel gelirleri artacak olan başta gelişmiş olan Rusya dahil,Azerbaycan,Kazakistan,Türkmenistan ve bazı arap ülkeleri gibi hızla gelişmekte olan ülkelerde satın almalara gitmeliler.
Avrupa'da şirket satın almalarını arttırmalılar.Markalaşma faaliyetlerine çok önem vermeliler.Göreceksiniz ki bunlar yapıldıkça çok farklı bir Türkiye göreceğiz.
Şimdi soruyu kendimce cevaplıyorum;
Türkiye hiçbir şekilde doğuya kaymıyor.Sadece bölgesel lider olma yönünde,hatta biraz daha ileri gidiyorum,Türkiye gelişmiş batı dünyasında bir lider ülke olma yönünde hızla ilerliyor!İşte tüm olan bu!
Hiç kimse de,ya seçimlerde iktidar değişirse bu süreç etkilenmez mi,diye düşünmesin.Bu süreç iktidara değil,Türkiye'ye konjonktürün biçmiş olduğu bir rol!
**Evet bu rolde İktidar,bugüne kadar çok ciddi bir kararlılık gösterdi ama,kim iktidara gelirse gelsin,süreç aynı şekilde Türkiye'nin lehine gelişmeye devam edecek!
Bu nedenle seçimler öncesi,iktidar değişimini ön görenler nedeniyle dalgalanmalar olabilir ama sonrasında sandıktan çıkan kim olursa olsun,Türkiye'nin,hakkı olan yolda gittiği görülecek kanaatindeyim!**
Aydın Eroğlu