BURSA (İHA) - Dünyada üretimi kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye'nin tarımda izlenen yanlış politikalardan dolayı
bu özelliğini kaybettiği belirtildi. Uludağ Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ulusoy, 2005 yılında kotaların kalkmasıyla tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon başta olmak üzere bir çok sektörün yaşadığı sıkıntının tarımda da yaşandığını söyledi.
Kotaların kalkmasından önce tarımda nelerin yapılacağının bilindiğini ancak Tarım Bakanlığı'nın kendi içinde bürokrasiyi aşamadığını ifade eden Ulusoy, "Kotaların kalkmasından sonra acımasız bir rekabet ortamı doğacak. Şu anda üretiminin yüzde 3'ünü ihraç edebilen Türkiye'nin izlenen politikalar ve çok parçaları arazilerden dolayı rekabet şansı kalmayacak. Biz şu anda 3-4 dönümlük arazilerden üretilen ürünleri ihraç ediyoruz. Avrupa'da 3-4 dönümlük araziler hobi bahçesi olarak kullanılıyor. Üretimi kendi kendine yeten 7 ülkeler biri olan Türkiye, hobi bahçelerinden ihracat yaparken, kotaların kalkmasından sonra dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olacak. Kotaların kalkmasından 3 yıl sonra Türkiye'de şeker ve buğday üreticisi kalmayacak. Eti bile 4-5 yıl sonra ithal yiyeceğiz" dedi.
Doğrudan gelir desteğinin her üretene verilmesinin tarımın kalkınmasını engellediğini savunan Ulusoy, "Her bölge en çok ürettiği ürüne yönelmeli. Teşvik, arazileri belli büyüklükte olan üreticilere verilmeli. Bu hem arazilerin bütünleşmesini sağlar, hem de ihracattaki rekabet şansımızı artırır" diye konuştu.
Üretimin artırılması ve gıda güvenliğinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Ulusoy, "Toprak ve su kaynaklarımızın ürün çeşidine göre daha elverişli olarak kullanılmalı. Mesela Karadeniz yöresinde fındık zorunlu olarak üretiliyor. Adapazarı ve Bolu yöresinde de fındık üretiminde aynı teşvikler devlet tarafından veriliyor. Bölge bölge her ürün için asgari bir arazi büyüklüğü tespit edilerek toplulaştırma yapılabilir. Toplulaştırmadan sonra Medeni Kanun'daki Miras Hukuku mutlaka değişmeli ki, toplulaştırılan arazilerin parçalanması önlensin. Ayrıca üretici birlikleri oluşturulmalı. Üretici kayıt sistemi kurulmalı. Sözleşmeli tarım teşvik edilmeli. Tarımda kullanılan ilaçların ruhsatları ve kalıntı miktarları gelişmiş ülke normlarına çekilmeli. Tarım ilaçları üretici birlikleri vasıtasıyla mutlaka reçete ile verilmeli" şeklinde konuştu.