"Türkiye, gözden çıkarılamaz"

ANTALYA (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum tarafının kendi istek ve arzularını AB ile bütünleştirdiğini söyleyerek, "Türkiye, sürekli mızıkçılık yapan, sürekli taleplerde bulunan, limitsiz talepler öne süren küçücük bir toplum için gözden çıkarılamaz" dedi. Talat ayrıca, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, hukuka uygun olarak Kıbrıs'taki Ercan Havalanı'na direk uçuşları sağlayabileceğini söyledi.

Talat, Antalya Ticaret Odası'nda (ATSO) düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yapılan çalışmaları anlattı. Bu süreç içerisinde Kıbrıs Rumları'nın AB üyesi ülke konumuna geldiğini belirten Talat, "AB'de günlük 100'ün üzerinde toplantı düzenleniyor ve bu toplantıların tamamında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan var. Dolayısıyla Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan yavaş yavaş AB'yi önce dengeledi, daha sonra kurumlarına nüfus etti, sonra da AB kurumlarını kontrolleri altına aldı. Bunlar orada yapılan her toplantıda önümüze barikatlar kuracaklar" dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin AB ile olan müzakerelerinin 8 başlıkta dondurulduğunu hatırlatan Talat, "Avrupa Konseyi 'Türkiye'nin 8 başlıkta müzakerelere devam edebilmesi için Kıbrıs Rum tarafının talep ettiklerini karşılayacaksın' diyor. Kıbrıs Rum tarafı da limanların, havaalanlarının açılmasını istiyor. Sonra Rumlar 'bunlar bizim talebimiz değildi, bunlar AB'nin talebidir' diyor. Katıldıkları toplantılarda kendi taleplerini AB talepleri haline getirdiler. Kıbrıs Rum tarafı kendi istek ve arzularını AB ile bütünleştirebilmiştir " diye konuştu. Papapodulos'un izlediği politikanın gittikçe sürdürülebilir olmaktan çıktığını anlatan Talat, şöyle devam etti:

"AB içerisinde Papapulos'un politikalarına karşı çok sert ve ciddi eleştiriler oluşmaktadır. Hep ret üzerine kurulmuş bir politikanın sürdürülemeyecek bir politika olduğunu

düşünerek, biz istikrarlı bir şekilde bugün yürüttüğümüz uzlaşma yanlısı ama haklarını da sonuna kadar korumaya kararlı politikamızı korumaya kararlıyız. Bu politikamıza devam ettiğimiz takdirde, Kıbrıs Rum tarafının sürdürülemez politikasının ömrü çok uzun olmayacaktır. Çünkü AB'nin kendisi de bu sıkıntılardan kurtulmak istiyor."

Reklam
Reklam

Tecridin kaldırılması için yapılan çalışmaların yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığına da değinen Talat, "Avrupa Konseyi 22 Ocak'taki Genel İşler Konseyi'nde Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nü geçireceklerinin taahhüdünü verdi. Bugün gelen bilgiye göre İngiltere Başbakanı Tony Blair, hukuka uygun olarak, Kıbrıs'taki Ercan Havalanı'na direk uçuşları sağlayacağını söyledi. Bütün bunlar bizim gittikçe politikalarımızın daha kabul edilebilir hale geldiğini gösterir" dedi. Yaşanan bu gelişmeler karşısında ortada temiz ve net bir resim olmadığını ifade eden Talat, "AB süreci düz bir yol değildir. İnişli, yokuşlu, sağa sola çarpan, kazalara uğrayan bir süreçtir. Kıbrıs, AB üyesi olduğu için ne yazık ki, bu sorunun çözümünü etkiliyor" şeklinde konuştu.

Kıbrıs sorununun çözümünde Türkiye ile olan dayanışmanın çok önemli olduğunu belirten Talat, bu süreçte zaman zaman sıkıntılar yaşanabileceğini, zaman zaman çıkar farklılıklarını da düşülebileceğini vurguladı. Bu çerçevede Türkiye'de AB üyeliğini destekleyen bir takım aydın çevrelerin limanların neden açılmadığıyla ilgili sorular yönelttiğini kaydeden Talat, "Bu insanların hiçbiri kötü niyetli değil. Bu insanların hepsi Türkiye'nin AB sürecinde sorunsuz ilerlenmesini istiyor. Tek kaygıları bu ama, Türkiye'nin limanlarının ve havaalanlarını açılması durumunda Kıbrıslı Türkler'in tecridinin daha da artacağı, Kıbrıs Türk ekonomisinin Güney Kıbras'a kayacağı ve fiilen Türkiye'nin de Kıbrıslı Türkler'i tecrit edeceği veya izole edeceği gözden kaçırılıyor. Türkiye Rumlar'a limanlarını, havaalanlarını açarsan haklı olarak daha sonra konsolosluk isteyecek. AB'nin kararına göre, 'tanıma, AB sürecinin doğal sürecidir' deniliyor. Daha sonra Rumlar tanıma da isteyecek. Her şey çorap söküğü gibi gelecek. Kıbrıslı Türkler olarak, Türkiye'nin AB sürecinde herhangi bir engel çıkmasını istemediğimiz için çok dikkatli politikalar yürütmek zorundayız. Gerekirse karşılıklı fedakarlıklarda da bulunabilmeliyiz, bunu yapabiliriz de. Ama bunları uyum içinde yapmak durumundayız" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin AB sürecinde çektiği sıkıntıları aşabilecek potansiyele sahip olduğunu belirten Talat, "Çünkü Türkiye, AB için her ne kadar bazıları mızıkçılık yapsa da vazgeçilmez bir ülkedir. Bu ülke, sürekli mızıkçılık yapan, sürekli taleplerde bulunan, limitsiz talepler öne süren küçücük bir toplum için gözden çıkarılamaz. O yüzden bu potansiyelin de bilinci içende dikkatli bir şekilde ilerleyeceğiz" diye konuştu.