Türkiye için “kritik” zirve

AB Genel İşler ve Dış İlişkileri Konseyi, yarın Brüksel’de başlayacak iki günlük toplantısında 10-11 Aralık’taki Zirve’nin hazırlıklarını yapacak.

Genel İşler Konseyi toplantısına ilişkin taslak sonuç bildirgesinin, 10 paragraftan oluşan Türkiye ile ilgili bölümünde, Ek Protokol’ün uygulanmaması nedeniyle duyulan “üzüntü” dile getirilirken bu konuda ilerlemenin gecikmeksizin beklendiği belirtiliyor ancak “yaptırım” öngörülmüyor. “Yaptırım”a yer verilmesini isteyen Rumların ise, bu yöndeki çabalar sürdürmesi bekleniyor.

Bakanlar düzeyindeki Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi, 7-8 Aralık günlerinde Brüksel’de toplanacak. Toplantının ana gündem maddesini, 10-11 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek olan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin hazırlıkları oluşturuyor. Zirve’nin sonuç bildirgesini de içeren hazırlıklar, Dönem Başkanı İsveç’in AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Cecilia Malmström’ün başkanlığında yapılacak.

Reklam
Reklam

Bakanlar Konseyi toplantısının gündeminde 1 Aralık’ta yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması’nın uygulaması, ekonomik kriz, istihdam, BM İklim Konferansı çalışmaları gibi konuların yanı sıra Avrupa Komisyonu’nun “Genişleme Paketi” de bulunuyor. 14 Ekim’de açıklanan söz konusu paket, yeni Genişleme Stratejisi ve Türkiye ile ilişkin İlerleme Raporu’nu da kapsıyor.

-İSPANYA’NIN DÖNEM BAŞKANLIĞI-

Toplantıda ayrıca 1 Ocak’ta AB Dönem Başkanlığını İsveç’ten devrealacak olan İspanya’nın, onun ardından sırasıyla başkanlığı üstlenecek Belçika ve Macaristan ile birlikte hazırladığı, 18 aylık “Çalışma Programı” sunulacak.

Dış İlişkiler Konseyi toplantısında ise, üye ülkelerin Dışişleri Bakanları, Birlik için önem taşıyan, AB’nin Bosna’daki askeri varlığı, Ortadoğu İran’ın nükleer programı sorunu gibi konular ele alacak.

Bu arada, Dışişleri Bakanları, yarın bir araya geleceği akşam yemeğinde ise, “Küresel Oyuncu olarak AB” konusunu görüşecek. Yemekte AB’nin yeni “Dışişleri Bakanı” olarak adlandırılan, yeni Dış ve Güvenlik Politikası Temsilcisi Catherine Ashton da bulunacak.

Reklam
Reklam

-TASLAK SONUÇ BİLDİRGESİ-

Öte yandan ABHaber tarafından yayınlanan, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısına ilişkin Taslak Sonuç Bildirgesi’nde ise, Türkiye’ye 10 paragraf ayrıldı.

Taslak bildirinin “Genişleme Stratejisi” başlıklı bölümünün en dikkat çeken unsurunu, Türkiye’nin, limanlarını Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne açmasına ilişkin Ek Protokol’ü uygulamamasına ilişkin ifadeler oluşturuyor. Rum Yönetimi’nin tüm çaba ve baskılarına karşın AB Dönem Başkanı İsveç, taslağa “yaptırım”a yer vermedi. Rumlar’ın bu yöndeki girişimler toplantı sırasında sürdürmeleri bekleniyor.

-“ÜZÜNTÜ” İFADESİ VAR “YAPTIRIM” YOK-

AB Daimi Temsilciler Komitesince (COREPER) yarın yapacağı toplantıda tekrar ele alındıktan sonra Bakanlar Konseyince kabul edilecek taslak sonuç bildirgesinin “Genişleme Stratejisi’ne ilişkin bölümünün Ek Prokokol ile ilgili 14. paragrafında 10 Aralık 2007 ve 8 Aralık 2008’da alınan kararlara atıfta bulunduktan sonra şöyle deniliyor:

“Konsey, Türkiye’nin, tekrarlanan çağrılara rağmen Ortaklık Antlaşmasına Ek Protokolü’nü tam ve ayrımcılık yapılmadan uygulama yükümlülüğünü yerine getirmediğini üzüntü ile not alıyor. Aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) ile ilişkilerini normalleştirme yönünde ilerleme de sağlanamadı. Konsey, Komisyon’u, bundan böyle yayımlayacağı yıllık raporlarda Avrupa Topluluğu ve Üye Devletlerince 21 Eylül 2005’de yapılan deklarasyonda yer alan konulara ilişkin bilgilendirmeye davet ediyor. Bunun temelinde, Konseyi, 11 Aralık 2006 ve diğer bazı Konseyi kararlarının doğrultusunda sağlanan ilerlemeyi yakından izlenmeyi ve gözden geçirmeyi sürdürecek. İlerleme, artık yeni bir gecikme olmadan bekleniyor.”

Reklam
Reklam

Bu ifadelerden memnun olmayan Rumlar’ın ise paragrafa eklemelerin yapılmasını, yaptırım gündeme getirilmesini istediği ve bu amaçla çabalarını sürdüreceği kaydediliyor.

Öte yandan, Türkiye ile ilgili paragraflarda Ankara’dan Kıbrıs müzakerelerine “aktif” destek vermesi istenirken kapsamlı bir çözüm sağlanmasını kolaylaştıran bir iklim oluşturulması amacıyla “somut adımlar” atılması talebinde de bulunuluyor.

-“KÜRT VE ERMENİ AÇILIMLARI”NA DESTEK-

Türk hükümetinin Kürt ve Ermeni açılımlarına destek verildiği taslak sonuç bildirgesinde “Konsey, hükümetin, Kürt sorunu dahil, demokratik girişiminden cesaret alıyor. Bu, bütün Türk vatandaşları için tüm hak ve özgürlükleri garantileyen somut önlemlere yol açmalı ve Güneydoğu’daki durum önemli ölçüde iyileştirmeli” deniliyor. Ayrıca, Türkiye’de ifade ve basın özgürlükleri ile tüm dini toplumlar için hukukta ve uygulamada din özgürlüğü alanlarında da daha çok çaba isteniyor.

AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısına ilişkin taslak sonuç bildirgesinde Türkiye’ye 10 paragraf ayrılırken Zirve bildirgesinde Türkiye’ye ilişkin bölümünün, çok daha kısa olacağı ve sadece bir cümleden oluşacağı bildiriliyor.

Reklam
Reklam

-MÜZAKERE SÜRECİNDE BELİRSİZLİK-

Türkiye’nin enerji konusunda oynadığı önemli role de vurgu yapıldığı taslak sonuç bildirgesinde üyelik müzakereleri sürecinin sürdürülmesi yönündeki bir iradenin yansımasına rağmen, İsveç’in Dönem Başkanlığı sona ermeden yeni bir başlığın açılması konusunun ise, belirsizliğinin koruduğu ifade ediliyor.

“Çevre” faslının 8 Aralık’ta düzenlenecek Türkiye-AB Hükümetlerarası Katılım Konferansı’nda açılabileceği umutlarının suya düşeceği ifade ediliyor. ABHaber’e göre, COREPER'in geçen hafta yaptığı toplantılarında AB’nin Türkiye ile Çevre bağlığını açması gündeme gelmedi.

-"ÇEVRE BAŞLIĞI 8 ARALIK'TA AÇILMASI İMKANSIZ GİBİ GÖRÜNÜYOR"-

Söz konusu başlığın 8 Aralık’ta açılmasının “artık imkansız gibi göründüğü” belirtilen haberde “Rumlar Çevre başlığının açılmasına bile tahammül edemiyor. 7 Aralık’ta toplanacak COREPER toplantısında da böyle bir kararın alınması beklenmiyor. Çünkü COREPER’in gündeminde bu konunun bulunmadığı belirtiliyor” denildikten sonra şöyle devam edildi:

Reklam
Reklam

“Çevre başlığının Aralık ayı sonunda açılması ise çok ufak bir ihtimal olarak gündemde olsa da artık Brüksel’de herkes ‘Sarkozy ve Merkel Türkiye konusunda istediğini elde etti. Müzakereler tam anlamıyla durdu. İlk önce Yunanistan, daha sonra da Kıbrıslı Rumların AB içinde Türkiye’ye karşı veto kullanmaları, süreci tam anlamıyla bloke etti’ yorumlarında bulunuyorlar.”(ANKA)