İnsan Hakları İzleme Örgütü, 90'ı aşkın ülkedeki insan hakları uygulamalarını değerlendiren 649 sayfalık dünya raporunun Türkiye'ye ilişkin bölümünde, "hükümetin dış siyasete giderek daha fazla önem verdiğini ve bölgedeki komşularıyla sorunlarını ortadan kaldırmayı hedeflediğini; ancak 2010 yılı boyunca ülke içinde süre giden insan hakları sorunlarına eğilmediğini" belirtiyor.
HRW'nin Avrupa ve Orta Asya Bölümü Müdür yardımcısı Benjamin Ward, "Türkiye, içerdeki insan hakları uygulamalarında cesur reformlara giderse, dış siyaset hedeflerini de büyük ölçüde pekiştirmiş olur." dedi.
Ward, Türkiye'nin insan hakları konusunda ciddi olduğunu ortaya koymasının, ülkenin dünya sahnesindeki inanılırlığını artıracağını ve Türkiye halkının hak ettiği değişimi beraberinde getireceğini kaydetti.
BASKILAR SÜRÜYOR İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW, AKP hükümetinin anayasada yaptığı değişikliklerin insan haklarının güçlendirilmesi için yeni reformların yolunu açtığını; ancak hükümetin süre giden ciddi kaygılara eğilmediğini bildirdi. Türkiye'de kaygı verici olmaya devam eden uygulamalar arasında, "konuşma yoluyla işlendiği iddia edilen suçlar, terör yasalarının keyfi şekilde uygulanması, dava öncesindeki tutukluluk süresinin gerektiğinden fazla uzatılması, yasal bir parti olan Barış ve Demokrasi Partisi BDP'ye baskılar yöneltilmesi" sayıldı.
Örgüt, Türkiye'de giderek açık bir tartışma ortamı yaratılmasına rağmen, yönetimin 2010 yılında da, insanları, şiddet öğesi taşımayan konuşmalarından, yazılarından ve gösterilere katılmalarından dolayı yargıladığını ve mahkum ettiğini; gazetecilerin ve editörlerin sık sık yargının hedef olduklarını kaydetti.
Benjamin Ward, "Türkiye'deki yetkililer bazı tür konuşmaları, korunması gereken bir hak olarak görmekten ziyade, karşı konulması gereken bir tehdit olarak görüyorlar. Kendine güven duyan bir Türkiye'nin, ifade özgürlüğünden korkmasına gerek yoktur." dedi.
POLİS ELEŞTİRİLİYOR İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW, 2010 yılındaki bir diğer sorunun, polisin kötü muamelesi olduğunu kaydetti; özellikle gösteriler ve tutuklamalar sırasındaki polis davranışına dikkat çekti.
Örgüt, özellikle silahsız olan zanlılara karşı polis ve jandarmanın ateşli silah kullanmasının kaygı yarattığını belirtti; kuvvet kullanılmasıyla ilgili kurallar konusunda hiçbir ilerleme kaydedilmediği bildirildi.
HRW, bunun yanı sıra yönetimin, terörizm yasalarından yararlanarak, PKK yanlısı olmakla suçlanan yüzlerce göstericiyi, örgütün silahlı militanları gibi değerlendirerek mahkemeye sevk ettiğini; bu kişilerin mahkeme öncesi uzun tutukluluk süreleriyle yüz yüze bırakıldıklarını; mahkum edilenlerin de uzun hapis cezalarına çarptırıldığını kaydetti.
Medyada, Türkiye'nin dış politikasında 'Doğu'ya mı dönüyor?' yolunda tartışmalar yapılırken, Türkiye'nin 2010 yılında da ABD ve AB ile ilişkilerine ağırlık vermeye devam ettiğini vurgulayan İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW, ABD Başkanı Barack Obama'nın ise, 2009 yılındaki ziyaretini, Türkiye içindeki insan haklarında reform yapılabilmesi yönünde bir baskıya dönüştüremediği; önde gelen çeşitli AB ülkelerinin de Türkiye'nin üyeliğine açıkça karşı çıkmaya devam ettiklerini bildirdi.