Türkiye Kamu-sen İzmir Temsilcisi Ahmet Doğruyol:

Türkiye Kamu Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol, memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını gasp etmek edildiğini savunarak, “Hükümetin önergelerinin yasalaşması durumunda, kamu görevlisi usulsüz yollardan işten çıkarıldığını ya da başka bir göreve atandığını yargı yoluyla ispat etse bile 2 yıl süreyle görevine dönemeyecek. Üstelik yargı kararını yerine getirmeyen yetkililer hakkında hiçbir yasal işlem yapılamayacak” dedi.Türkiye Kamu Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol yaptığı yazılı basın açıklamasında hükümetin taşeron tasarısının görüşmeleri sırasında gündeme getirdiği önergelerle kamu görevlilerinin usulsüz olarak görevlerinden alındığının ya da atandığının yargı kararlarıyla tespit edilmesi halinde kararın 2 yıl süreyle uygulanmaması gibi düzenlemelerle, hukukun üstünlüğü ilkesini ihlal edileceğini öne sürdü. Böyle bir uygulama ile memurun iş güvencesinin yok edileceğini savunan Doğruyol şunları kaydetti: “Kamu görevlilerinin ve vatandaşların hukuksuz muameleyle karşı karşıya kalmaları durumunda başvuracakları yegâne yol, yapılan yanlışların yargı kararlarıyla düzeltilmesini sağlamaktır. Şimdi ise memurlarımızın yargı yoluyla idari hataları telafi etme hakları kısıtlanmakta, iş güvenceleri ellerinden alınmaktadır. Vatandaşların, idarenin yanlış kararları karşısında korunması ancak yargının kararlarına saygı duymak, hukukun üstünlüğünü kabul etmekle sağlanır. Mevcut iktidar, memurların yargı yolunu kapatarak adalete olan güveni sarstığını görmek zorundadır.”İktidarın yaptığı yanlışı bir an önce görmesi gerektiğini savunan Doğruyol sözlerini şöyle sürdürdü: “Böyle bir uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir. Tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğümüzün korunmadığı, her türlü baskıya ve istismara açık, yarınımızın belli olmadığı, geleceğimizin karartıldığı, güvensiz ve güvencesiz çalışmayı kabul etmiyoruz. İktidarın memurlara karşı takındığı bu tutum değişmediği, bu tasarı geri çekilmediği takdirde mücadele edeceğiz. Memurların daha fazla hak kaybına tahammülü kalmamıştır.”