Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Hükümeti'nin hazırladığı Acil Eylem Planı'nda yer alan Madencilikle ilgili hedefleri İHA'ya değerlendiren Prof. Dr. Güven Önal, "Madenciliğin özelleştirmesini destekliyoruz. Madencilik hem riskli hem de uygulanması büyük sermaye gerektiren bir alan. Türkiye'de bu sermaye ve teknoloji birikimi maalesef yok. Bu nedenle özelleştirmede özel sermayenin yabancı ağırlıklı olacağını sanıyorum. Yabancı sermayenin girişi ile istenilen özelleştirmelere gidilecektir. İçinde bulunduğumuz ekonomik ve teknolojik şartlara göre Türkiye'deki madenler, ancak yabancı ağırlıklı sermaye ile özelleşebilir. Türkiye'de ise bu konuyla ancak birkaç firma ilgilenebilir. Bu anlamda özelleştirmenin özel sektörün ilgisini çekmesi için karlı bir işletme olması lazım" diye konuştu.
"MADENLERİN KAMUYA VE BORSAYA AÇILMASI LAZIM" Türkiye'nin doğal kaynaklarını kullanmadıkça içinde bulunduğu kısır döngüden kurtulamayacağını belirten Prof. Dr. Güven Önal, "Hükümetler bu alana 10'ar yıllık dönemlerde toplam 30 milyar dolar yatırırsa, 20 yıl sonra hükümetlerin madencilikten yılda elde edeceği gelir, her yıl 40 milyar dolar düzeyine yükselir. Bu hedef elde edilmediği taktirde işlenmiş madenleri ithal etmek zorunda kalırız" dedi.
Bor dışında tüm maden işletmelerinin karlı olarak çalışmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Güven Önal, "Herşeyden önce madenlerin rehabilite edilmeleri gerekiyor. İşletmeler bugüne kadar blok satış yöntemiyle elden çıkarıldı. Bu tarz özelleştirmeler başarılı olmadı. Kamuya ve borsaya açılmaları gerek. Bu da başta maden çalışanları olmak üzere halkın hisse alımı ile gerçekleşecektir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE ENERJİ ÜRETİMİNDE KÖMÜRE DÖNMELİDİR" İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Cevher ve Kömür Hazırlama Zenginleştirme Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Güven Önal, "Türkiye elektrik enerjisi üretiminde en güvenilir kaynağı olan kömüre dönmelidir. 2001 yılında toplam 67 milyon ton taşkömürü üretildi. Bu yıl, üretimde düşüş gözlendi. Çünkü kömürle çalışan termik santrallerin atıl hale getirilmesi ve doğalgaz girişindeki artış nedeniyle toplam üretim 10 milyon ton gerileyecek" dedi.
Doğalgazın enerjideki payının yüzde 15'i geçmemesi gerektiğini dile getiren Önal, "Ekonomik ve politik nedenlerle günü geldiğinde gazın verilmemesi durumunda zora girmememiz gerekiyor. Bu nedenle kömür göz ardı edilmemeli" diye konuştu.
Kömürün yüzde 40'ının elektrik üretiminde yüzde 17'sinin demir çelik sanayiinde kullanıldığını söyleyen Önal, "Metal sanayi yanında ev ve işyerlerinde yakıt olarak da kullanılıyor. Biz hep tüketiyoruz. Halbuki Güney Afrika kullandığı akaryakıtın yüzde 65'ni kömürden üretmektedir. Stratejik açıdan yaygın olan kömürü iyi değerlendirmemiz gerekirdi" ifadelerini kullandı.