"Türkiye ne çektiyse duygusallıktan çekti"

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye bugüne kadar ne çektiyse duygusallıktan çekti. Duygusal davranışlar, duygusal karalamalar, maalesef, ülkemizde çirkinlikleri getirdi" dedi.

AK Parti Ankara İl Başkanlığı Siyaset Akademisi'nin 3. döneminin kapanış toplantısına katılarak bir konuşma yapan Erdoğan, çeşitli konulara değindi. Erdoğan, partisinin siyaseti akıl, bilgi ve tecrübeyle yürütmeyi hedeflediğini ifade ederek, "Sadece hamaset yaparak siyaset yapmayı hedefleyen bir parti olmadıklarını"söyledi. Türkiye'nin bugüne kadar ne çektiyse duygusallıktan çektiğini belirten Erdoğan, duygusal davranışların ve duygusal karalamaların Türkiye'de çirkinlikleri getirdiğini söyledi. Bu gibi şeyleri hala sürdürenlerin bulunduğunu söyleyen Erdoğan, iktidar olarak kendilerinin hep sabırla, buna göğüs germeye devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, "Birilerinin düştüğü bataklığa biz düşmeyeceğiz. Çünkü biz, siyasete temizliği getirdik" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

SEÇİM BARAJI DÜŞSÜN DİYENLER KUSURA BAKMASIN, ÖYLE BİR DERDİMİZ YOK

Kurulduktan 16 ay sonra, halkın, yüzde 34.4 oy vererek AK Parti'yi Parlamento'ya taşıdığını belirten Erdoğan, halkın gerekli yerlere, gerekli cevabı verdiğini söyledi. Erdoğan, "Tabii yüzde 34.4 oyla bu kadar milletvekili alınmazdı. Ama bunların hepsi bir plan tabi. İşin neticesinde bakıyorsunuz ki kendi hazırladıkları seçim sistemi, bizim işimize yaradı. Bu seçim sistemini biz hazırlamadık. 1987'de Özal döneminde hazırlandı. Yüzde 10 barajı o zaman getirildi. Şimdi (yüzde

10 barajı düşürülsün) falan diyorlar. Boşuna heveslenmeyin, bizim öyle bir derdimiz yok. Çünkü, istikrar için, buna ihtiyacımız var. Bu ülkenin istikrarını bozmak isteyenler var" şeklinde konuştu.

CHP'nin istemesi durumunda bir araya gelerek bir düzenleme yapabileceklerini kaydeden Erdoğan şunları söyledi:

"Ne yaparız? 550 milletvekili mi var Parlamento'da, 450'sini biz yüzde 10 barajına tabi tutalım, 100 tanesine hiç baraj uygulamayalım. Bir parti yüzde 1 oy mu aldı 1 milletvekiliyle, yüzde 3 oy mu aldı 3 milletvekiliyle, yüzde 9 oy mu aldı 9 milletvekiliyle Parlamento'ya girsin. Büyük partiler diyelim ki yüzde 40, yüzde 30, yüzde 20 oy aldı, onlar da yine oradan alacaklar. Bunu getirmenin farklı faydaları da var. Bir; bütün siyasi partilere Parlamento'da temsil imkanı doğar. Bir de siyasi partiler illerden değil de belki de bürokrasiden Parlamento'ya taşımak istedikleri bazı isimleri, bu sistemle Parlamento'ya çok daha rahat taşıyabilirler. Bu istikrarı devam ettirir. Türkiye'de koalisyon kültürü yok. Koalisyon kültürü olmadığı için biz, geçmişte çektiğimiz sıkıntıları çekmeye devam ediyoruz"

Reklam
Reklam

GÖSTERDİĞİMİZ İSTİKAMETE GİTMEYEN BÜROKRATLA ÇALIŞAMAYIZ

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, 'İktidar Uyum Protokolü'nü imzalamasın' diye öneride bulunanlar olduğunu belirterek."Kusura bakmasınlar bizim bu tür telkinlere ihtiyacımız yok. Biz, bu işin müzakeresini de istişaresini de en geniş anlamda yapıyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, milletle iktidara geldiklerini ve milletin de kendileriyle iktidar olduğunu söyledi. Erdoğan, vekalet, asalet filan böyle şeyler söylüyorlar. Bunların hepsi yasaldır. Vekaleten atamalar, bizim dönemimizde olmuş şeyler değil. Bunların hepsi vardı, bizimle başlayan şeyler değil. Bu yasalar olduğu sürece, bundan sonra da olacak. Biz burada, ebediyen kalıcı değiliz, bizler de gidiciyiz. Bizden sonra gelenler de aynı şeyi yapacak. Ben, başarılı olmayan birisini, zorla bir yerlerde tutarsam, halkıma, milletime bunun hesabını veremem. Yarın seçim meydanlarında hesabı, ben ve arkadaşlarım vereceğiz. Yanlış atamalar da yapılmış olabilir. Şu anda bizim atayıp da görevden aldığımız yok mu? Var. Bürokrat başarılı olacak ki iktidarımız başarılı olsun. Başarılı olmayan, gösterdiğimiz istikamette gitmeyen bürokratla biz çalışamayız. Kusura bakmasınlar. Bu bir haktır ve siyasi irade bu hakkı kullanır, kimse de bunu siyasallaşma olarak kabul edemez" diye konuştu.

Reklam
Reklam

AB SÜRECİNDE HER GÜN ÖNÜMÜZE YENİ BİR KURAL KOYARLARSA, ORDA DA 'KUSURA BAKMAYIN' DERİZ

Konuşmasında AB ile ilgili sürecin 1959'da başladığını anımsatan Erdoğan, "Biz aslında AB'nin kurucuları arasında sayılabilecek bir ülkeyiz. Ama yanlış politikalar maalesef Türkiye'ye farklı bir yere getirdi. 1996'da Türkiye, AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren ülke oldu. Diğer ülkeler, AB'ye girdikten sonra Gümrük Birliği'ne üye oldular. Bizi ise AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne kabul ettiler. Şimdi de farklı şekilde davranıyorlar. Onları da anlamak mümkün değil. Son 10 üye AB'ye üye oldu, ama Gümrük Birliği'ne girebilmeleri için bizim onlara onay vermemiz gerekiyordu. Biz, her zamanki dürüstlüğümüzü, aynı şekilde ortaya koyduk. Şimdi aynı dürüstlüğü muhataplarımızdan da bekliyoruz. Gösterirler mi, göstermezler mi? Biz Türkiye'yiz, biz Kopenhag siyasi kriterlerini, insanımızın yaşam standardını yükseltecek diye, uyum yasalarını uygulamaya geçirdik " diye konuştu.

Konuşmasının ardından Erdoğan, kursu başarı ile tamamlayanlara katılım belgesi verdi.

Reklam
Reklam