Kış tatili demek bembeyaz manzaraların içinde kaybolmak, kar sessizliğinin keyfini sürmek ve buz gibi taptaze havayı bol bol solumak demek.
Kışın tatil yapıp yeni yerler keşfetmek veya farklı bir mevsimde ziyaret ettiğiniz bir yeri beyazlara bürünmüş, bambaşka bir haliyle görmek büyük bir keyif. Kış tatili dendiğinde akla ilk kayak merkezleri ve dağlar gelse de Türkiye’nin kış tatilini sevenlere sunduğu, tarihleri, mimarileri ve doğal güzellikleriyle birbirinden göz alıcı, başka seçenekler de var. İşte kış mevsimine en çok yakışan, size bir kış masalı yaşatacak beyaz cennetler...
M.Ö. 5000’lere dayanan zengin tarihiyle Van, ziyaretçilerine özellikle yüksek arkeolojik değere sahip birçok keşif yapma şansı veriyor. Bir zamanlar İpek Yolu’nun geçtiği bir nokta olan şehir, bu nedenle tarih boyunca hep önemli bir yerleşim alanı olmuş, hatta Urartu’ların başkentliğini bile yapmış. Türkiye’nin doğu sınırında, kışın buz gibi geçtiği bir yer olan Van elbette Van Gölü ve çevresindeki doğal güzellikleriyle de ünlü. Kaleleri, kiliseleri karla kaplı manzaraların önünde daha da büyüleyici görünen bu şehre dilerseniz 25 saat süren bir yolculukla Van Gölü Ekspresi’ni kullanarak ulaşabilirsiniz. Bütün Anadolu’yu baştan başa geçeceğiniz bu yolculuk size her anında olağanüstü kış manzaraları sunacak. Van’a gitmişken elbette güzel bir Van kahvaltısı ziyafeti çekmeyi de unutmayın.
Yüksek şehircilik anlayışı sayesinde Avrupa’yı aratmayan Eskişehir, kışın beyaz örtüyle kaplandığında bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Bir hafta sonu kaçamağı yapmak için ideal olan Eskişehir, öğrencilerin getirdiği enerjiyle neredeyse hiç durmadan yaşayan bir yer. Porsuk Çayı’nın kıyısında uzun yürüyüşler yapabilir, Odunpazarı’nda Osmanlı havasını soluyabilir, Eti Arkeoloji Müzesi’nde Anadolu’nun gizemli uygarlıklarını tanıyabilirsiniz. Eskişehir’in meşhur lezzeti çi börek de kış soğuğunda sizi ısıtacak.
Bolu’nun biraz ötesinde bir doğal cennet olan Abant, kış tatili dendiğinde akla ilk gelen yerlerden. Şehrin kaosundan kaçıp doğanın büyüsüne sığınmak için ideal bir seçim. Abant’ta göl etrafında yürüyüş yapabilir, şömineli mekanlarda keyifli saatler geçirebilir ve manzaraların güzelliğinde kaybolabilirsiniz. Zengin bitki örtüsü, ulu çam ağaçları ve tertemiz havasıyla huzur dolu bir tatil geçirebilir, hatta biraz daha vaktiniz varsa, tıpkı Abant gibi muhteşem bir doğaya sahip Gölcük ve Yedigöller’i de ziyaret edebilirsiniz.
Son yıllarda Doğu Ekspresi yolculuğu trendinin yükselişiyle Kars da çok sevilen, popüler destinasyonlardan biri haline geldi. Elbette dört mevsimin her biri birbirinden güzel geçiyor ancak kış mevsimi Kars’a ayrı bir yakışıyor. Rus mimarisinin esintilerini taşıyan görkemli binalarıyla şehir merkezi, şehre tepeden bakan kale, kış aylarında donan Çıldır Gölü, hüzünlü hikayesiyle Sarıkamış, Katerina’nın tarih kokan sarayı ve elbette büyüleyici Ani harabeleri Kars’ta mutlaka görmeniz gerekenlerden. Kars’a gitmişken meşhur gravyer peynirinden satın almayı ve kaz etinin tadına bakmayı da ihmal etmeyin.
Safranbolu ülkemizin en iyi korunmuş Osmanlı mimarisine sahip yerlerinden biri. Sokaklarında gezerken size adeta geçmişe yolculuk yaptıracak bir atmosfere sahip. Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyüp yüzlerce yıllık konaklarını ve hanlarını gezebilirsiniz. Safranbolu’yu kuşbakışı izlemek isterseniz mutlaka Hıdırlık Tepesi’ne çıkın. Beyaz örtüyle kaplanan evlerin çatılarıyla kartpostal gibi bir manzarayla karşılaşacaksınız. Safranbolu’nun 11 km uzağındaki Yörük Köyü de yine tarihi evleriyle bir açık hava müzesi gibi. Anadolu’nun zengin tarihi ve kültürüne yakından bakmak için ideal bir tatil.