Türkiye'nin konuştuğu Rockçı imamın sözleri büyük tartışma yaratacak

Kamuoyunda 'Rockçı imam' olarak bilinen ve hakkında meslekten ihraç kararı verilen Ahmet Muhsin Tüzer, “Şu andaki vahim tablo aslında yıllardır verilmeye çalışılan din eğitiminin ne kadar yanlış olduğunun da bir göstergesi" dedi.

Ahmet Muhsin Tüzer, Cumhuriyet gazetesinden Hilal Köse'nin sorularını yanıtladı.

"İlk zamanlar ben de şeriat zaviyesinden olaylara bakıyordum. Yıllarca imam hatipte okudum. Biz kendimizi biraz seçilmiş zannediyorduk" diyen Tüzer, devamında "İmam hatipli olmak bir ayrıcalıktı. Biz cenneti yakalamaya en yakın müslüman topluluktuk. Bizim inancımızda olmayan herkes günahkar, akıbetleri kötü olacak gibi maalesef yanlış bir algıyla büyüdük. Bize o empoze edildi. İmam hatiplerdeki, teolojiyle ilgili eğitim veren yapılardaki en temel sıkıntı bu. Çünkü tutanacak bir dal arıyorsunuz" ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

"Büyükleriniz size diyor ki; siz zaten Peygamberin ümmetisiniz. Sizi dünyadayken aslında belli bir inanç sisteminde tutsak ediyorlar. Size verileni mutlak doğru zannediyorsunuz. Onun dışındaki renkleri, düşünceleri, dini akımları, söylemleri, meshepleri her şeyi reddediyorsunuz" diye konuşan Tüzer, Köse'nin "İslam bunu söylüyor mu söylemiyor mu?" sorusunu da şöyle yanıtladı:

— Bu zor ve derin bir konu. Zahir ve Batın ulemasının iki ayrı görüşü var. Zahir dediğim, bugün, dinin, cevizin kabuğunda yaşayan, cevizin içindeki lezzete bir türlü ulaşamayan, ulaşmak istemeyen… Zahir uleması bugün her tarafta, televizyonlarda, basında çıkıp insanlara fetvalar veriyor.

"DİN EĞİTİMİNİN NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ"

— Kendi düşüncelerinin en doğru olduğunu empoze etmeye çalışıyorlar. Ortaya bir kaos çıkıyor. Halbuki hakikat iddiayı gerektirmez. Batın uleması, bir şey iddia etmez. Yapan da yaptıran da haktır anlayışıyla hareket eder. Kendi istek ve arzularının istikametinde değil. Ülkemizdeki İslam anlayışının şu andaki vahim tablosu aslında yıllardır verilmeye çalışılan din eğitiminin ne kadar yanlış olduğunun da bir göstergesi. Ben buradan bir çağrı yapıyorum. MEB eğitim müfredatına acilen Mevlana, Şems, Hacı Bektaş, İbn-i Arabi gibi büyük Allah dostlarının, düşünürlerin eserlerini sadeleştirerek koymalı. Bu şekilde devam ederlerse bunun sonu gerçekten facia olacak. Özünde rahmet olan, sevgi olan, aşk olan, muhabbet olan bir anlayışı gençlerimize verebilirsek eğer, onların yaşamlarında bu değerler hakim olursa, o zaman toplumsal barışın, uzlaşmanın, evrensel değerlerin yaşandığı güzel bir toplum inşa edebileceğimizi söylüyorum.

Reklam
Reklam