"Türkiye nükleer yarışa girebilir"

William Cohen Washington Times gazetesine yazdığı makalede, nükleer devlet sayısının dramatik biçimde arttığını söyledi.

Bill Clinton döneminin ABD Savunma Bakanlarından William Cohen, Suudi Arabistan, Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerin İran saldırganlığına karşı koruma amaçlı nükleer silah için arayışa girerken, nükleer devlet sayısının dramatik biçimde artışının görülebileceğini bildirdi.

SEÇENEKLERDEN EN SORUNLUSU ASKERİ OPERASYON

Cohen, Washington Times gazetesine “Nükleer Bir İran’dan Ne Beklenir?” başlıklı makale yazdı. İran’ın on yeni uranyum zenginleştirme tesisi kuracak olmasının, bu ülkeyi nükleer silahtan caydırma politikalarının başarısızlığı anlamına geldiğini belirten Cohen, üç seçenek bulunduğunu bildirdi. Rusya ve Çin’in anahtar finansal önlemler ve enerjiyle ilintili, hedefi belli ve daha geniş yaptırımlara dâhil edilebileceğini kaydeden Cohen İran halkının vahşice baskı uygulayan devrim muhafızları ya da bir milyonluk bir ordunun dayandığı rejimi değiştirmesini beklemenin hayalperestlik olduğunu belirtti. William Cohen İran yönetiminin daha keskin baskılarla yumuşayabileceğini kaydetti. İkinci seçeneğin askeri operasyon olduğunu belirten Cohen, “Askeri bir operasyon son derece yüksek riskli olacaktır, başarılı olması için olağanüstü miktarda istihbarat ve operasyonel kesinlik gerekecektir. Böyle bir hareket olasılığı, çok sayıda Müslümanın geniş bir spektrumda yıkıcı tepkisini üretecek, küresel ekonomi için tahmin edilemeyecek kadar büyük potansiyel sonuçlara yol açacaktır. Askeri bir harekât tehlikeli bir seçenektir ancak diplomasi ve diğer çabalar başarısız olursa kaçınılmazlığı kabul edilebilir” dedi.

Reklam
Reklam

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK: İRAN’LA YAŞAMAYI ÖĞRENMEK

Willam Cohen, üçüncü seçeneği “İran bombasıyla yaşamayı öğrenmek” olarak belirtirken şu anda üçüncü seçeneğe doğru gidildiğinin görüldüğünü bildirdi. Nükleer bir İran’ın Orta Doğu’yu destabilize etmek ve devrimini ihraç etmek konusunda bu ülkeye cesaret verebileceğini, nükleer silahlarla donanan İranlı liderlerin “yenilmezlik” duygusuna kapılabileceğini, bunun Irak ve Afganistan’a daha cüretkar müdahaleye, Lübnan’da daha büyük fesatlığa ve Hamas ile Hizbullah’a daha saldırgan bir desteğe yol açabileceğini anlatan Cohen şöyle devam etti:

TÜRKİYE’NİN NÜKLEER YARIŞTAKİ YERİ

“Tahran aynı zamanda Körfez Ülkelerindeki Şii nüfusu tahrik edebilir, böylece ılımlı Arap hükümetlerinin hayatiyetini tehdit edebilir.

İran’ın nükleer bombaya sahip olması, İran’ın tehdit ettiği ülkeler ABD’nin güvenlik garantilerinden kuşku duyar ve kendi caydırıcı politikalarının arayışına girerken, Orta Doğu boyunca bir nükleer yarışı başlatabilir. On yıl içinde, Suudi Arabistan, Türkiye, Mısır ve diğerleri İran’ın saldırganlığına karşı korunmak için nükleer silah arayışına girerken bir dizi nükleer devletin dramatik biçimde büyüdüğünü görebiliriz. Bu, nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarının sonunu getirebilir. Giderek daha fazla ulus kendi nükleer caydırıcılığını geliştirirken, nükleer stokların kontrolü kabiliyetimiz ve nükleer materyallerin tehlikeli aktörlere yayılmasını engelleme faaliyeti çökebilir."

Reklam
Reklam

İRAN KOMÜNİSTLERDEN KÖTÜ

Tahran’ın radikal aşırı uçlarla nükleer materyal paylaşımına gidebileceğini, nükleer ya da radyolojik silahların, onları ABD, İsrail ve diğer müttefiklere karşı kullanmaktan çekinmeyecek teröristlerin eline geçebileceğini kaydeden Cohen, “İran’la, Sovyetler Birliği’yle olduğundan daha kötü bir noktaya gelebileceğimizi iddia ediyorlar. SSCB liderleri küresel komünist bir imparatorluk kurmayı hayal ediyorlardı ancak onlar ilk öncelikleri bu dünyanın hayatta kalması olan gerçekçi pragmatistlerdi. İran içindeki katı unsurlar, 12’nci imamın gelişini hızlandırarak bu dünyanın sonunu başlatacağını söyleyen dini fanatikleri de içermektedir. Çok az İranlı ‘mutluluk döneminin geleceğine’ inanan radikaller olsa da, bunların biri bile yeterince fazladır.”

William Cohen Küba’yla yaşanan füze krizinin benzerinin İran’la yaşanabileceğini, buradan “iyi huylu” bir sonuç elde edilemeyebileceğini bildirdi. Cohen, senaryoların kimilerine zorlanmış gelebileceğini ancak 11 Eylül’den “Geleceğin alışılmış bir gelecek olmadığı” gibi korkunç bir ders alındığını belirtirken “İran’ın şimdiki rejiminin nükleer ihtiraslarının değiştirilemez olduğu düşüncesinin önünde boyun eğmektense, olasıyla yaptırımlar yoluyla rejmin merkezini değiştirmeyi temin edecek çabalarımızı yinelemeliyiz, gerekirse diğer vasıtalarla” dedi. (ANKA)

Reklam
Reklam