Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Melescanu ve Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz, NATO'nun önemli üyeleri olan Türkiye, Romanya ve Polonya'nın, ittifakın faaliyetlerini geliştirecek ortak siyasi ve askeri çözümler bulma konusunda kararlı olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Melescanu ve Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz, Romanya'da düzenlenen Türkiye-Romanya-Polonya Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı yaptı.
Toplantıya ev sahipliği yapan Romanya Dışişleri Bakanı Melescanu, katılımlarından dolayı mevkidaşlarına teşekkür ederek, Varşova'da yapılan bir önceki toplantıda kararlaştırılan başlıkların ve Brüksel'deki NATO Zirvesi'ndeki kararların son derece önemli şekilde diplomatik düzeyde ele alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Toplantıda, NATO'nun doğusundaki son durumun, Batı Balkanlar bölgesindeki gelişmelerin de ele alındığını belirten Melescanu, "NATO'nun güneyindeki güvenlik durumunu ve ittifakın bu konuda üstlendiği rolü de ele aldık." diye konuştu.
Melescanu, Brüksel'de 11-12 Temmuz'da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı'ndan kısa süre sonra yapılan üçlü toplantının, devlet başkanlarının aldığı kararları değerlendirme ve odaklanılması gereken konuları ele alma imkanı tanıdığını söyledi.
Toplantıda NATO'nun yeni uluslararası sınamalara yönelik tutumunu değerlendirdiklerine dikkati çeken Melescanu, şöyle devam etti:
"Savunma konularında caydırıcılığın güçlendirilmesi çabalarını, NATO'nun bölgesinde istikrarın sağlanmasındaki rolünü ve ittifakın terörle mücadeleye katkılarını ele aldık. Ne yazık ki güvenlik ikliminin gittikçe kötüye gittiği bir durumdayız. Ayrıca güney ve doğuda oldukça karmaşık bir durum var. Mevcut krizlerin çözüme kavuşturulmasında ilerleme kaydedilememesinin yanı sıra tansiyonun ve şiddetin arttığına da şahit oluyoruz. Ülkelerimiz Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenliğini temin eden ve NATO görevlerini yerine getiren önemli ittifak üyeleridir. Coğrafik konumlarımız göz önünde bulundurulursa, Baltık Denizi’nden Karadeniz ve Akdeniz’e kadar bölgede ve hatta Batı Balkanlar'da istikrarın sağlanması ve korunması ile doğrudan ilgiliyiz."
Melescanu ayrıca, Türkiye, Romanya ve Polonya'nın NATO'nun genişleme politikasına destek olmaya devam edeceğini vurguladı.
- "Ortak siyasi ve askeri çözümler bulmakta kararlıyız"
Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz ise uluslararası arenadaki siyasi ağırlıkları ve coğrafi avantajları bulunan NATO'nun üç anahtar ülkesinin düzenlediği bu üçlü toplantıların Polonya için önemli olduğunu vurguladı.
Czaputowicz, "Bu toplantılar sadece diplomatik görüş alışverişinden ibaret değil. Bu üç ülkenin başkentleri, NATO'nun faaliyetlerini geliştirecek ortak siyasi ve askeri çözümler bulma konusunda kararlıdır. Devletlerimiz, NATO'yu 'güvenliğin teminatı' olarak görmektedir." diye konuştu.
Günümüzde ortaya çıkan "hibrit tehditlere" karşı atılacak adımlara odaklanılması gerektiğini de vurgulayan Czaputowicz, NATO'nun doğusundaki güvenlik durumunu ve Batı Balkanlar'daki gelişmeleri ele aldıkları toplantıların oldukça yapıcı geçtiğini söyledi.
Czaputowicz, göç konularını ele alıp almadıklarına ilişkin bir soru üzerine, "Suriye'deki ve Kuzey Afrika'daki durumu görüşürken bu konuya da değindiklerini" belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bu konuda AB ile yürüttüğü iş birliğinde çok önemli rol oynadığının farkındayız. Birçok Suriyeliye barınak, eğitim, sağlık hizmetleri sunuyor. Polonya hükümeti olarak bizim bu konudaki görüşümüz ise insanların yaşadıkları bölgelerde desteklenmesidir."
Suriye'nin yeniden inşa edilmesine nasıl katkı verilebileceği ve ülkedeki siyasi durumun ne olacağı gibi tartışmaların devam ettiğine dikkati çeken Czaputowicz, göç meselesine sırt dönülemeyeceğini, bu konunun Avrupa Birliği'nin (AB) de sorunu olduğunu bildirdi.
Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz ve Romanya Dışişleri Bakanı Melescanu ayrıca, her ikisine birden yöneltilen, "Batılı yetkililerin, 'Romanya, Polonya ve Macaristan'ın AB'ye zarar verdiği' yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya, ülkelerinin AB değerlerine ve ilkelerine bağlı olduğu yönünde yanıt verdi.