Gecenin bastırmasıyla, çok sayıda Suriyeli Türkiye’ye kaçtı. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, 41 bin nüfuslu kent büyük ölçüde boşaltıldı. Hastaneler faaliyetlerini durdurdu ve Pazar günkü isyanın karargahı olan istihbarat merkezi yağmalandı.
[
Cisr üş Şuğur kuşatması, Tunus ve Mısır isyanlarından ilham alan halk ayaklanmasının dönüm noktalarından birine işaret ediyor. Suriye Enformasyon Bakanı Muhammed Ed Şaar, Pazartesi günü yaptığı açıklamada “sivillerin silahlara sarılıp güvenlik güçleriyle çatıştığını” ısrarla ifade etmişti.
Kentte tam olarak ne yaşandığı belirsiz. Ancak görgü tanıklarının anlattıkları, Cisr üş Şuğur’da çatışmaların yaşandığına yönelik. Bir görgü tanığı, Guardian’a, “güvenlik merkezinde bazı subayların isyanı destekledikleri için vurulduklarını” belirtti.
SİLAHLI DİRENİŞ BAŞLAMIŞ OLABİLİR
Adının açıklanmasını istemeyen bir başka görgü tanığı, “bazı subayların isyancıların tarafına geçtiğini” doğruladı. Suriye hükümeti ise ordu içinde isyan yaşandığına dair hiçbir bilgi vermedi. Öte yandan, Cisr üş Şuğur’daki birliklerin “ara ara kontrolü yitirdikleri” belirtildi.
Hükümet yetkilisi Reem Haddad, BBC’ye, “devlete ait silahların sivillerin eline geçtiğini, kaybedilen cephane içinde 5 ton dinamit bulunduğunu” ifade etti. Enformasyon Bakanı Şaar ise “ordunun sessiz kalmayacağını ve düzenin sağlanması için ordunun ulusal görevini yerine getireceğini” söyledi.
Diğer yandan, Türk yetkililer, bazıları yaralı olan yüzlerce Suriyelinin sınırdan geçiş yaptığını belirtti. Halep’te ise binlerce çiftçinin güneye ve doğudaki tarım arazilerine kaçtığı düşünülüyor.
Eğer silahlı isyanın başladığına dair bilgiler doğrulanırsa, bu Suriye’de büyük bir halk kitlesinin ilk kez silahlı direnişe geçtiği anlamına geliyor. Bu arada, insan hakları aktivistleri Şam’da 59 kişinin öldüğünü belirtti. Bu sayının 100 civarında olmasından endişe ediliyor.