ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin İslam dünyasına sırtını dönemeyeceğini, ancak İslam Özel Sektörünü Geliştirme Kurumu ile dini bir ekonomik model yaratılmak istendiğini söyledi. Baykal, "Bize bu dünyaya sırtımızı dönmemizi, ayrışmamızı, onlarla ilişkilerimizi kesmemizi telkin edenlerin hiçbir kabul edilir yanı yoktur" dedi.
CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Gruba CHP'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Çin Komünist Partisi (ÇKP) heyeti de katıldı. Grup toplantısındaki konuşmasına davetlilere 'hoşgeldiniz' diyerek başlayan Baykal, Çin'in dünya nüfusunun yaklaşık beşte birinin sorumluluğunu taşıdığına işaret ederek, Çin'deki kalkınma ve gelişmelerin
bütün insanlığa katkı sağladığını söyledi.
Baykal, konuşmasında Türkiye'nin İslam ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesi, ticari ilişkileri arttırmasının son derece doğal ve doğru olduğuna işaret ederek, "Bize bu dünyaya sırtımızı dönmemizi, ayrışmamızı, onlarla ilişkilerimizi kesmemizi telkin edenlerin hiçbir kabul edilir yanı yoktur" ifadelerini kullandı.
İslam Özel Sektörünü Geliştirme Kurumu'nun kamuoyunun gündemine birdenbire geldiğine dikkat çeken Baykal, Hazine'nin daha önce de Irak'a asker göndermeme taahhüdüyle 8.5 milyar dolarlık anlaşmayı imzaladığını ifade etti. Baykal, İslam Özel Sektörünü Geliştirme Kurumu'na yönelik anlaşmanın Türkiye'de hiçbir biçimde tartışılmadığını savunarak, anlaşmanın imzalanmasından uzun bir süre sonra kamuoyunun haberdar olduğunu söyledi. Baykal, "Şimdi yeniden Hazine'nin bir uluslararası marifetiyle karşı karşıyayız. Hazinemizin bir yetkilisi, Türkiye'nin Anayasası'nı, hukukunu, iç düzenini, rejimini doğrudan etkileyecek çok önemli bir konuda bir uluslararası anlaşmaya imza atmıştır" diye konuştu.
Baykal, İKB'nin kurulmasında kendisinin bakan olarak imzasının bulunduğunu hatırlatarak, bundan iftihar duyduğunu söyledi. İKB'yle işbirliği sayesinde çok sayıda projenin hayata geçirildiğini ve Türkiye'nin kalkınmasına yönelik işbirliği konusunda "Biz bu işi komünist ülkelerle de yaparız, Müslüman ülkelerle de yaparız, üçüncü dünya ülkeriyle de yaparız" dedi.
"Kimse Müslüman ülkelerle ortak ilişkiler geliştirmeyelim demiyor. Tam tersine biz onu yapalım diyoruz" diyen CHP Lideri, "Ama burada yeni bir yaratılan kurumda her ülkenin kendi sistemi içinde birbiriyle ilişki kurması anlaşıyı yok. Bu anlayış İKB'de var. Şimdi yeni bir nortaya geliyoruz. Artık dini bir ekonomi yaratalım deniyor. Şimdi biraz daha ileri gidelim 'İslami bir ekomi yaratalım' deniyor. Birşey belli, biz bu ülkeye kaynaklarımızı seferber edelim, dini bir ekonominin geliştirilmesi için işbirliği dayanışma yapacağız. Bizim Türkiye olarak, siyasi kimliğimizin çok temel bir noktası din ile siyaseti, din ile eğitimi, din ile hukuku, ekonomiyi belli bir ayrışma içinde tutuyor olmamızdır. Bu da bizim insanlığa bir katkımızdır. Çünkü bunu gerçekleştirmiş başka bir Müslüman ülke yoktur. Eğer biz dinle siyaseti, dinle hukuku, dinle ekonomiyi içiçe geçiren bir anlayış içinde olsaydık biliniz ki bizim yerimiz tipik Ortadoğu'daki Arap ülkelerinden farklı olmazdı" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de sadece İslami sermaye amaçlayan bir kuruluşun Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyen Baykal, dini ölçülere göre teşvik olmayacağını, devletin fon ve kaynaklarını dini ekonomiyi yetiştirmek için kullanamayacağını, bu kurumun böylesi bir işlevi bulunacağını savundu. Baykal, "Bu ciddi bir yanlıştır. Bir din tartışmasının parçası gibi kimse görmeye çalışmasın" dedi.
Uluslararası anlaşmalarla, Türkiye'nin rejimini engelleyecek anlaşmalara kimsenin yönelmeye hakkının olmadığını söyleyen Baykal, düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığının ortaya atılması gerektiğini savunarak, "Eğer bu, Meclis'ten geçecek olursa hiç kuşku yok ki, CHP tarihi bir görev daha yaparak konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürecektir" ifadelerini kullandı.
Baykal, hükümetin durumu daha fazla germemesi gerektiğini söyleyeerak şöyle konuştu:
"Nasıl kendi ülkemizde Müslüman olmayan vatandaşlarımıza karşı dini açıdan bir ayrımcılık hukuken yapılmazsa bu nasıl bizim hukuksal sistemimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin özü ise, aynı şekilde bizim uluslararası anlaşmayla Türkiye'ye bunu getirmeye kalkmamız veya teşvik verilmesine kaynak vermemiz mümkün değildir. Akıl var mantık var, sağduyu var. Bunun hiçbir geçerli yanı yoktur."