Mynet Özel Haber: Selçuk Altun
Dünyanın dört bir yanındaki 100’ü aşkın Global Fortune 500 şirketinin yüzde 90’ından fazlasına hizmet sağlayan Zebra Tecnologies, imalat, perakende, sağlık, kamu yönetimi ve sınai ortamlarda inovasyon, yeni teknolojiler ve sektör uzmanlığında liderlik sağlıyor.
Zebra Technologies, fiziki varlıklar, insanlar ve işlemlere dijital bir ses kazandırarak kritik bilgilerin görünürlüğünü daha da artıran teknolojik çözüm yelpazesi sunuyor.
Tüm dünyada 20’nin üzerinde ülkede 50’den fazla merkezde faaliyet gösteren şirket, iş ortakları vasıtasıyla da 100 ülkede bulunuyor.
Türkiye de Zebra’nın 20 yıldır iş ortakları vasıtasıyla faaliyet gösterdiği bir ülke. Zebra, Doğu, Orta, Kuzey Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı kapsayan bölgede 40 yılı aşkın geçmişi ve Türkiye pazarında 20 yıllık tecrübesi ile sektörde standartları belirlemeye devam ediyor.
2010 yılında 20. yılını Türkiye’de kendi ofisini açarak kutlayan marka Türkiye ekonomisine değer katmak, farklı sektörlere sunacağı çözüm ve hizmetleri ile kalkınmaya destek olmayı hedefliyor.
Geçtiğimiz günlerde Zebra Tecnologies Global CEO'su Anders Gustafsson, Türkiye ofislerini ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında kendisi ile sohbet etme fırsatı bulduk.
Türkiye’de nasıl bir örgüt yapısına sahipsiniz ve buradaki büyüme hedefiniz nedir?
Gustafsson: Zebra, ya bizzat kendisi bulunarak ya da kurduğu stratejik ortaklıklar yoluyla dünyanın dört bir yanındaki 100’ü aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. Zebra, Doğu, Orta ve Kuzey Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’yı içine alan bölgede muazzam bir geçmişe sahip. 20 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösterdiğimiz Türkiye’ye ilk olarak ortaklıklar yoluyla girdiysek de yakınlarda açtığımız fiziki ofis ile bölgeye olan bağlılığımızı da ortaya koymuş olduk. Yedi kişiden oluşan yerel ekibimizin başında Can Tolu bulunuyor. Türkiye, Zebra için stratejik bir pazar ve burada yerel düzeyde daha güçlü bir varlık gösterebilmek amacıyla yatırım yaptık.
Ne tür çözüm ve hizmetler sunuyorsunuz?
Gustafsson: Zebra Technologies inovasyonları ve güvenilirliği ile saygı gören bir küresel lider. Sahip olduğumuz, aralarında RFID ve gerçek zamanlı lokasyon çözümlerinin de bulunduğu geniş işaretleme ve baskı teknolojileri portföyü ile müşterilerimizin ticari faaliyetlerinde daha akıllıca adımlar atmasına yardımcı olacak kritik bilgilere ışık tutuyoruz.
Zebra Technologies’in Türkiye’deki faaliyetleri kurumlar tarafından tam olarak anlaşılabiliyor mu? Ana müşterileriniz kimler? Hangi sektörler ve firmalar?
Gustafsson: Zebra, ticari faaliyetlerde kritik öneme sahip bilgilerin daha rahat görülebilmesini sağlayan, sektöre öncülük eden ürünlerden oluşan kapsamlı bir portföye sahip. Zebra, aralarında ulaşım, lojistik, sağlık hizmeti, posta ve ambalajlama, imalat, perakende, mobil iş gücü, konaklama, eğitim, kamu ve bankacılık sektörlerinin de bulunduğu birçok sektör için özel çözüm ve uygulamalar sunuyor. Mobil yazıcılarda global lideriz ve sağlık sektörüne özel olarak Z-band Bilek Bandı yazıcı teknolojisini geliştirdik. Aynı zamanda, dünyadaki kart yazıcı pazarının önemli bir kısmını da elimizde tutuyor ve genel olarak Türkiye’de pazar lideri konumunda bulunuyoruz.
Müşterilerinize nasıl bir değer katmayı vaat ediyorsunuz?
Gustafsson: Zebra ürünleri, kalite, performans, fiyat, süreklilik, teknik servis ve farkındalığın da aralarında bulunduğu tüm artıları aynı zamanda ve en üst düzeyde müşterilerine sunuyor. Müşterilere sadece satış öncesi değil, satış sonrasında da servis ve destek sunmaya devam etmek markalar açısından çok önemli bir kriter. Zebra olarak, Türkiye’nin 81 ilindeki iş ortaklarımız aracılığıyla sunduğumuz satış sonrası hizmetler ile de gurur duyuyoruz.
Sizin için Türkiye nasıl bir öneme sahip? Buradaki yatırımlarınızda çeşitlendirmeye gitmeyi planlıyor musunuz? Planlıyorsanız, neden?
Gustafsson:Büyüyen ekonomisi, Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya arasında bir köprü işlevi görmesini sağlayan mükemmel coğrafi konumu ve yüksek vasıflı, genç, hırslı, istekli ve dinamik iş gücü ve gitgide artan ekonomik istikrarı ile, Türkiye en önemli gelişmekte olan ülkeler ve yükselen pazarlardan biri. Türkiye’de nüfusun yüzde 50’si 30 yaşına altında. Bu açıdan bakıldığında, zaten 20 yılı aşkın bir süredir yatırım yaptığımız bu pazardaki yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Haziran 2010’da açılan ofisimiz ile Türkiye’ye olan bağlılığımızı da ortaya koymuş olduk.
Türkiye’de henüz çok yaygın olmayan ancak gerçekten önemli potansiyele sahip olduğuna inandığınız alanlar nelerdir?
Gustafsson:Şu anda, Türkiye’deki sağlık sektöründe yaşanan hızlı gelişime paralel olarak bu alanda teknolojiye duyulan ihtiyaç da hızla artıyor. Zebra olarak, sektöre Zebra Z-Band Bileklik yazıcısını sunuyoruz. Hasta Z-band bileklikleri, tıbbi hataların yol açtığı ölümlerin engellenmesine katkıda bulunuyor. Bir diğer önemli alan ise bankacılık sektörü. Bankalar, müşterilerine sundukları kredi kartlarını son dönemde hızla yayılan “Anında Kart Basım” uygulamaları yoluyla sunuyorlar. Bu uygulamalar, bankalara müşteri memnuniyetini üst düzeye çıkarma imkanını sunarken bankaların işlem maliyetlerini de düşürüyor. Bunların Türkiye’de gerçekten umut vaat eden alanlar olduğunu düşünüyoruz.