Türkiye "tarihine" Sahip Çıktı

FAHRETTİN GÖK - Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğurhan Akyüz, "Tarihi yapıların bizden sonraki kuşaklara, değerlerini korumuş şekilde aktarma konusunda çok ciddi çalışmalar var. Bu sadece Türkiye'deki tarihi yapılar değil, Türkiye toprakları dışında ama bir zamanlar Türk toprağı olan yerlerdeki bizim yapılarımız için de geçerli" dedi. Akyüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan önemli bir ülke ve bu tarihi yapılarda kullanılan inşaat tekniklerinin de birbirinden farklı olduğunu söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kars'ta yürütülen "Kars-Ani Ören Yeri Korunması, Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesi" danışma kurulu üyesi olduğunu anımsatan Akyüz, inşaat mühendisi olarak yer aldığı bu ve benzeri restorasyonlarda öncelikli amaçlarının tarihi değeri tekrar ayağa kaldırmak olduğunu belirtti. - Zarar gören tarihi eserler oldu Akyüz, projesi onaylanma aşamasında olan bazı tarihi eserlerde çökmeler yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Güçlendirme sırasındaki asıl amacımız yapının tarihi değerini korumak öncelikle... Her bir yapıyı özelinde tek tek titiz bir şekilde inceleyerek ve özellikle de yapının zayıflıklarını tam ve doğru olarak tespit etmek ve ihtiyaç halinde güçlendirmeye çalışıyoruz. Türkiye'de o kadar çok tarihi yapı var ki bunların hangilerini güçlendirmeye, hangilerini onarmaya çalışacağız. Açıkça itiraf etmek gerekirse bunların bazılarını da kaybettiğimiz oldu. Bütün projeleri hazırlanmıştı ama yapı o kadar zor durumdaydı ki projenin yapılıp onaylanma safhasında yapının bir kısmı çöktü." Akyüz, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ülke içi ve ülke dışında tarihi eserlerin korunması ve restorasyonu konusunda son dönemde önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, bunun sonucunda da tarihi yapıların tekrar ayağa kalktığına dikkat çekti. "Tarihi yapıların bizden sonraki kuşaklara, tarihi değerlerini korumuş şekilde aktarma konusunda çok ciddi çalışmalar var. Bu sadece Türkiye'deki tarihi yapılar değil, Türkiye toprakları dışında ama bir zamanlar Türk toprağı olan yerlerdeki bizim yapılarımız için de geçerli. Örneğin Suriye'nin Şam kentindeki Süleymaniye Külliyesi gibi. Bilindiği gibi yıkılan Mostar Köprüsü, bir Türk inşaat firması tarafından tekrar yapıldı" diyen Akyüz, tarihi yapıların korunması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çok ciddi çalışmalar yaptığını vurguladı. Akyüz, "Mostar Köprüsü'nün yapılmasına Türk hükümeti sponsor oldu. Aynı şekilde Şam'daki bir Süleymaniye Külliyesi'nin korunması konusunda TİKA'nın ciddi desteği ile gerekenler yapıldı" şeklinde konuştu. - Türkiye'deki tarihi eserlerin genel durumu Türkiye'de gün ışığı görmemiş çok sayıda tarihi eser bulunduğunu dile getiren Akyüz, "Tarihi eser dediğimiz zaman ortaya çıkarılmış olanlara bakmamız gerekiyor ama aslında yerin altında ve henüz gün ışığı görmemiş olanlar da var. Belki onların durumu daha iyi, çünkü toprakla kapalı olduğu için bundan sonra hasar görmeleri çok olası değil. Bu tarihi eserlerin genel yapıları inanın birbirinden çok farklı. Çok iyi durumda olan, gerçekten çok ciddi problemleri olan ve çok acil müdahale gerektirenleri var. Bu çalışmanın aslında envanteri çıkartılıp ilk acil müdahale gerektirenlerinin belirlenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. Tarihi eserlerin korunması ve ortaya çıkarılması için ciddi harcamalar yapıldığını kaydeden Akyüz, aslında bütçe konusunda çok fazla bir sıkıntı çekilmediğini, çünkü AB fonları ile UNESCO'nun da burada maddi katkılar sağladığını sözlerine ekledi.