ANKARA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 31 Temmuz tarihinde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Konseyi'nde kabul edilen ve tarım müzakereleri için ilk taahhütleri kapsayan 'çerçeve metin'e ilişkin ilk değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin müzakerelerde izleyeceği tutumu belirleyecek olan metinde bakanlık tarafından kamuoyuna sunuldu. Tarım ürünleri ticareti ve ticareti etkileyen destekleme tedbirleri için yeni kurallar yürürlüğe koyan DTÖ Tarım Anlaşması 2001 yılında Doha'da düzenlenen müzakereler ile başladı. 30 Temmuz 2004 tarihinde belirlenen çerçeve metnin ardından 2005 yılında Hong Kong'da düzenlenecek DTÖ Bakanlar Toplantısı'ndan kabul edilerek yürürlüğe girmesi bekleniyor.
ÇERÇEVE'NİN TÜRK TARIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kabul edilen çerçeve metinde ise uluslararası ticaretin daha fazla serbestleştirilmesi için temel bir yapıyı oluşturuluyor. Bu yapının temel taşları ise serbest ticareti bozucu nitelikteki tarımsal desteklemelerin azaltılması, ticarette haksız rekabete neden olan ihracat teşviklerinin, belirlenecek bir süre sonunda, kaldırılması ve tarım ürünleri pazarının korunmasına yönelik gümrük vergilerinin azaltılması şartlarından oluşuyor. Metinde, Gelişme Yolundaki Ülkelere (GYÜ), bu serbestleşme tedbirlerini daha az oranda ve daha fazla sürede yapma ayrıcalığı tanınırken, Çok Az Gelişmiş Ülkeler grubunda yer alan yaklaşık 50 yoksul ülke ise bu tedbirlerden muaf tutuluyor. Türkiye ise, DTÖ sınıflamasında GYÜ'ler grubunda yer alıyor. Bu nedenle GYÜ'lere tanınan ayrıcalıklardan yararlanacak. Bu arada Gelişmiş Ülkelerin (GÜ) ihracat sübvansiyonlarını azaltmaları, gümrük vergilerini indirmeleri ve iç desteklerini kısmaları sonucunda, Türk tarım ürünlerinin dış pazarlardaki rekabeti açısından bazı kazanımlar da elde edebilecek. Tüm bu gelişmeler ışığında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, muhtemel yükümlülükleri ve kazanımları çerçevesinde Türkiye'nin izlemesi gereken stratejiyi üç grupta değerlendirdi. İlk grupta yer alan İç Destekler ise kırmızı, mavi ve yeşil kutu destekleri adı altında birleştirildi.
PRİM UYGULAMASI DIŞINDAKİ DESTEKLEME TEDBİRLERİNİN ÇOĞU YEŞİL KUTUYA AKTARILACAK
Kırmızı Kutu'da bulunan girdi destekleri, fiyat yolu ile desteklemeler ve primlerden oluşuyor. Bunlarda toplam destekleme bütçesi içerisinde çok az bir pay işgal ediyor.
Kırmızı kutu tedbirleri için öngörülen yüzde 10'luk istisna dikkate alındığında bugün için bir ek yükümlülük altına girilmesi olası görülmüyor. Ancak, Asgari Destek (de minimis) istisnasının yüzde 10'un altına çekilmesi halinde prim desteği verilen pamuk, ayçiçeği, soya fasulyesi gibi ürünlerde sorun yaşanması muhtemel gözüküyor. Mavi Kutu'da yer alan tedbirlerde ise fındık ve tütünde uygulanan alan daraltması ve çay budama tazminatları yer alıyor. Bu tedbirler üretim veya verimle irtibatlı olmayıp, alan ve kalite kriterlerine dayanıyor. Kabul edilen Çerçeve'de mavi kutu tedbirleri için müzakerelerde tarihsel bir süre tespit edilerek, bu desteklerin toplam tarımsal üretim değerinin yüzde 5'ini geçmeyecek şekilde azaltılması öngörüldü. Bu kutuya giren destekleme tedbirlerinin parasal değerinin çok düşük olması nedeniyle, Çerçeve'nin bu desteklemeleri olumsuz etkilemesi beklenmiyor. Yeşil Kutu tedbirleri ise, başta doğrudan gelir desteği olmak üzere, kırsal kalkınma, gıda güvencesi, alt yapı yatırımları, genel desteklerden oluşuyor. Söz konusu desteklerin uygulanmasında herhangi bir problem yaşanması beklenmiyor. Söz konusu metin ile Bakanlığın, 2006-2010 yıllarını kapsayan Tarım Stratejileri hazırlanmış olacak. Bu strateji belgesi hazırlanırken DTÖ'deki muhtemel gelişmeler dikkate alındığından, prim uygulaması dışındaki destekleme tedbirlerinin çoğunun Yeşil Kutu'da yer alması mümkün olacak.
TÜRKİYE ÖZEL ÜRÜN TESPİTİ YOLUYLA GÜMRÜK VERGİLERİNİN İNDİRİLMESİNDEN YARARLANACAK
İkinci grupta ise gümrük vergilerinin indirilmesi anlamına gelen pazar girişi yer alıyor. Metinde GYÜ'ler için bahsedilen ayrıcalıklar ve özel ürün tespiti yoluyla, hayvansal ürünler başta olmak üzere bölgesel kalkınma, gıda güvencesi açısından önem taşıyan tarım ürünleri için ayrıcalıklı işlemlerden Türkiye'de yararlanabilecek. Üçüncü grupta ise ihracat teşvikleri yer alıyor. Türkiye'nin tarım ürünleri ihracatı için sağladığı teşvikler çok düşük miktarlardan oluşuyor. Ayrıca ihracat kredileri içerinde tarım ürünleri yer almadığından müzakerelerde ihracat sübvansiyonların kaldırılması yönünde atılacak adımların bu teşviklerin azaltmamız yönünde bir yükümlülük getirmesi beklenmiyor. Ancak GÜ'lerin uyguladıkları ihracat teşviklerinin kaldırılması tarım ürünlerimizin dış pazarlardaki rekabet üstünlüğünü artıracağından olumlu bir sonuç doğurabilecek. Sonuç olarak, belirlenen çerçeve, bundan sonra yapılacak ticaret müzakerelerinin dayanacağı esaslarla ilgili bir mutabakat metni niteliği gösteriyor. Ülkeler, müzakerelerde, bu esaslar çerçevesinde, kendi çıkarlarına uygun tutum izleyecek. Türkiye'de "Tarım Stratejileri" ışığında kendi çıkarlarını savunacak hazırlıklardan sonra müzakerelere katılması önem taşıyor. Türkiye'nin bu bağlamda özellikle özel ve hassas ürünlerin tanımı, strateji belgesinde yer alan tedbirlerin yeşil kutu'da yer alması, Asgari Destek (de minimis) istisnasının GYÜ'ler için yüzde 10'nun altına düşürülememesi gibi konularda hazırlıklı olarak müzakerelere katılmanı önem arz ediyor.