ANKARA (İHA) - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye'nin demokratik bir dönemden geçmekte olduğunu belirterek, önündeki 2005-2010 döneminde asgari ortalamanın yüzde 5 oranında büyümek zorunda olduğunu söyledi.
Türkiye'nin üzerinde durması gereken konuları 'kayıt dışı ile mücadele, vergi, sosyal güvenlik, kamu idaresi reformları' olarak özetleyen Sabancı, ülkenin tarihsel bir dönüm noktasında olduğunu ifade ederek, "Ekonomik ve siyasal reformlar, müzakerelere hazırlık ve Kıbrıs gibi 3 temel alanda yoğun bir çalışma gündemi bizi bekliyor" dedi. Konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen Sabancı, sorunun Türkiye-AB ilişkilerinde bir istikrarsızlık kaynağı olduğunun altını çizerek, "TÜSİAD, 2005 yılı içinde tarafların Annan Planı temelinde Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm getirmeleri için, Türkiye'nin de aktif bir politika izlemesi gerektiğini düşünmektedir" şeklinde konuştu.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımı ile Ankara Hilton Oteli'nde başladı. Toplantının açılışında söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sabancı, Türkiye'nin önündeki müzakere sürecini, pürüz ve potansiyel engel olarak görülen sorunları aşarak başarıyla tamamlayacağını bildirdi.
Türkiye'nin tarihsel bir dönüm noktasında olduğunu ifade eden Sabancı, "Önümüzde iyi değerlendirilmesi gereken bir dönem var. Bu dönemde 'ekonomik ve siyasal reformlar, müzakerelere hazırlık ve Kıbrıs' gibi 3 temel alanda yoğun bir çalışma gündemi bizi bekliyor" şeklinde konuştu. Sabancı, TÜSİAD'ın 17 Aralık Zirvesi'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulma çalışmaları üzerinde olumlu bir etki yapacağını bildirdi. Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkilerinde bir istikrarsızlık kaynağı olduğunun altını çizen Sabancı, "TÜSİAD, 2005 yılı içinde tarafların Annan Planı temelinde Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm getirmeleri için, Türkiye'nin de aktif bir politika izlemesi gerektiğini düşünmektedir" şeklinde konuştu. Sabancı müzakere sürecinin asıl olarak bir 'uyum süreci' olduğunun iyi kavranması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde üzerinde durması gereken önemli hususları da özetleyen Sabancı, 'kayıt dışı ile mücadele, vergi, sosyal güvenlik, kamu idaresi reformları, bütünlük içinde düşünmeyi gerektiren ve hükümetin başka alanlarda atmış olduğu cesur adımlara ihtiyaç duyan temel konulardır" dedi. Türkiye'nin demografik bir dönüşüme geçmekte olduğunu da sözlerine ekleyen Sabancı, çalışabilir nüfusun toplam nüfustaki payının artacağını dile getirdi. Sabancı ayrıca Türkiye'nin 2005-2010 döneminde asgari ortalamanın yüzde 5 büyümek zorunda olduğunu vurguladı.
7 ALANDA STRATEJİ VE EYLEM PLANI
Türkiye'nin önüne 10 yıl içinde yüzde 70'lik istihdam artışı ve yıllık ortalama yüzde 3 büyüme hedefi koyduğunu anımsatan Sabancı, söz konusu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için 7 alanda strateji ve eylem planlarının oluşturulduğunu vurguladı. 17 Aralık'ın Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu da dile getiren Sabancı şöyle konuştu:
"3 Ekim'e kadar geçecek süre bu dönemin kritik parçalarından birisini oluşturmaktadır. Türkiye bu süreyi duygusallıktan uzak, soğukkanlı ve kararlı bir tutumla geçirmelidir. Türkiye bu süreyi sorunlarla uğraşmak yerine, bunları çözecek siyasi iradeyi göstererek, müzakere anlayışı ve kadroları konusunda hazırlık yaparak, müzakere fasıllarının açılmasını kolaylaştıracak reformları sürdürerek, müzakerelere rehberlik edecek bir büyüme stratejisini önüne koyarak kullanmalıdır."
Bu arada Sabancı, gribal hastalığı nedeniyle zaman zaman konuşmasına ara vermek zorunda kaldı. Bir ara yetkililerden ıhlamur isteyen Sabancı, Başbakan Erdoğan ve salondaki diğer katılımcılardan özür diledi. Ihlamurun geç gelmesi üzerine toplantının yapıldığı otelin 'Hilton SA' olduğunu hatırlatan bir katılımcıya Sabancı, "Burası Hilton Sa da olsa bekleyeceğiz" yanıtını verdi. İstediği ıhlamurun gelmesinin ardından ara verdiği konuşmasına başlayan Sabancı, "Şimdi baştan alacağım; ama en baştan değil" şeklinde espri yaptı.
Öte yandan toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Muharrem Kayhan da AB konusunu ele aldı. Özellikle son 2 yılda yapılan çalışmalarla Türkiye'nin müzakere yolunun açıldığını vurgulayan Kayhan, "Kuşkusuz masaya oturmak, masadan başarıyla kalkmakla engellerden arınılmış bir süreç değil. Türkiye, benimsediği tutumlar ve yaptığı tercihlerle tam üyelik yolunu yine kendi açacak. Ancak bu kez sürecin bize kazandıracakları, sonucun getirecekleri kadar önemli olacak" diye konuştu. Kayhan, Türkiye'nin kalkınma stratejisindeki en önemli unsurun insan faktörü olduğuna işaret ederek, eğitim anlayışının ilk ve orta öğretimden meslek eğitimine ve üniversitelere kadar tüm alanlarda yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Kayhan eğitimle ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Müfredatın ve ders kitaplarının değiştirmesi üzerinde çalışılırken, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının gündeme alınmaması, bir kez daha zaman ve kaynak israfına işaret etmektedir. Türkiye'nin, her gün kalabalıklaşan genç nüfusunu çağın ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirebilmek için, 12 yıl zorunlu eğitime geçmekten başka çaresi yoktur. Bu konuda yitirilen her günün ekonomik ve sosyal hayatımıza maliyeti büyük olmaktadır."
Kayhan ayrıca Türkiye'nin önümüzdeki dönem gündemini oluşturacak faaliyetlerinin AB müzakereleri ve ekonomik, siyasal, toplumsal dönüşümün sürdürülmesi temel alanlarında yoğunlaşacağını kaydetti. Kayhan, TÜSİAD olarak bu alanlarda yapılacak çalışmalara destek vereceklerini ifade etti.
Toplantı öncesinde salonda polis köpeği ile güvenlik araması yapıldı. Bu arada Başbakan Erdoğan, salona gelişi sırasında protokol için hazırlanan masaya çarparak bir bardağın kırılmasına neden oldu.