Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, HIV/AIDS Çalışma Grubu Genel Sekreteri Doç.Dr. Asuman İnan; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2016 yıl sonu itibariyle dünyada 36.7 milyon kişinin HIV ile infekte olduğunu belirtti.Birleşmiş Milletler tarafından ilk kez, 1988 yılında 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak ilan edildi. Bu günün amacı çeşitli etkinliklerle HIV enfeksiyonunun yayılmasına ve AIDS hastalığının artışına karşı farkındalığı arttırmak. Her yıl bir slogan belirlenmekte ve hükumetler, sivil toplum örgütleri ve basın aracığıyla konuya dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Bu yılın teması şeffaflık, sorumluluk, ortaklık olarak belirlendi."2016 yılında 120 bini çocuk olmak üzere 1 milyon kişi bu hastalıktan öldü"Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, HIV/AIDS Çalışma Grubu Genel Sekreteri Doç.Dr. Asuman İnan; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2016 yıl sonu itibariyle dünyada 36.7 milyon kişinin HIV ile infekte olduğunu belirtti. İnan," ‘2016 yılında 1.8 milyon yeni HIV vakası ortaya çıkmış, 120 bini çocuk olmak üzere toplam 1 milyon kişi bu hastalık nedeniyle ölmüştür. Türkiye hastalığın görülme sıklığının düşük olduğu ülkeler arasında yer almasına rağmen, yeni olgu sayısı her yıl endişe verici bir hızla artmaktadır. 1985’ten Ocak 2017’ye kadar Sağlık Bakanlığı’na toplam 14 bin 695 HIV/AIDS olgusu bildirilmiştir, ancak gerçek sayının bunun birkaç katı olabileceği tahmin edilmektedir. 2016 yılı, 2 bin 573 olgu ile en çok yeni olgu saptanan yıl olmuştur. Etkilenen bireylerin yüzde 78’i erkektir ve infeksiyon en sık 25-35 yaş aralığında belirlenmiştir" dedi.İnfeksiyonun kişiden kişiye bulaşmasının başlıca nedenlerinin korunmasız cinsel temas ve damar içi madde kullanımı sırasında ortak enjektör kullanımı olduğunu belirten Asuman İnan,"Tek eşlilik, kondom kullanımı gibi uygun yöntemler ve en önemlisi etkin tedavi ile hastalığın yayılmasının önlenmesi ve hastalıktan korunmak mümkündür. Tanı ve tedavideki ilerlemeler sayesinde HIV infeksiyonu artık ölümcül değil, diyabet, hipertansiyon gibi kronik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Erken tanı ve etkin tedavi ile beklenen doğal yaşam sürelerini uzatmak, yaşam kalitelerini arttırmak mümkündür. Ayrıca bu hastalar uzman önerileri eşliğinde sağlıklı çocuk sahibi olabilmektedirler" diye konuştu.“Korkmayın, korunun, test yaptırın, tedavi olun"Özellikle erken tanı ve tedavi ve ayrımcılığın önlenmesi için çaba göstermek gerektiğini vurgulayan İnan," Klimik Derneği HIV/AIDS çalışma grubu olarak, gerek ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kuruluşları gerekse ilgili diğer dernekler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde, damgalama ve ayrımcılığın önlenmesi, infeksiyondan korunma yolları, erken tanı ve tedaviye erişim gibi konulardaki bilinçlendirme yönündeki çabamızı arttırarak devam ettirmeyi amaçlamaktayız. Sonuç olarak diyoruz ki “korkmayın, korunun, test yaptırın, tedavi olun” ifadelerini kullandı."Türkiye’deki artış dikkat çekici"Klimik HIV Çalışma Grubu Başkanı, Prof. Dr. Volkan Korten ise Türkiye’de yeni hasta sayısındaki artışa dikkat çekti. Korten, ‘‘Ülkemiz hala dünyada hasta sayısının düşük olduğu bir ülke olarak kabul edilse de, son yıllarda yeni tanı alan hasta sayısında önemli artışlar olmuştur. Bu da ülkedeki bulaş dinamiklerinin daha iyi incelenmesini, tanı alan 1 hastaya karşılık ne kadar bilinmeyen vak’a olduğunun daha sağlıklı ortaya konmasını ve buna yönelik tedbirler alınmasını gerektirmektedir. HIV ile enfekte hastaları izleyen sağlık çalışanlarının ortak görüşü, ülkemizde en fazla etkilenen topluluklara yönelik aktif tarama ve önleme faaliyetlerinin yeterince yapılmadığıdır. Kamu otoritesi, sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışarak bu alanda hızla gerekli adımları atmalıdır. Aksi takdirde hastalık, ülkemizde kontrol edilebilir olmaktan uzaklaşarak, sağlık sistemi üzerinde önemli bir yük oluşturma potansiyeli taşımaktadır’’ şeklinde konuştu."Etkili ve kolay kullanılan yeni ilaçlar hastalık bulaşıcı olmaktan çıkıyor"Son yıllarda birçok ülkede, piyasaya yeni çıkan etkili ve kolay kullanılabilen ilaçlar ve eğitim çalışmalarıyla hastalığın tedavisinde ciddi başarı sağlandığını vurgulayan Prof. Dr. Korten, ‘‘Etkin tedavi ile çok geç olmadan tanı konan kişilerde yaşam süresi normale yaklaşmakta, hastalığın yayılımı da azalmaktadır. Yakın dönemde yapılan çalışmalar, tedavilerini düzenli alıp en az son altı aydır virüs sayıları baskılanmış olan bireylerin, hastalığı başkalarına bulaştırma riskinin yok veya ihmal edilebilir düzeylerde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Belirlenemeyen = Bulaştırmayan sloganı ile ifade edilen bu durum bir yandan da HIV ile yaşayan hastalar üzerindeki damgalanma ve ayırımcılığı azaltmayı hedeflemektedir’’ dedi.Türkiye’de tanı konulan hastaların tedaviye ulaşım oranının yeni sağlık sigortası sistemi ile oldukça yüksek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Korten konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;‘‘Göçmenler ve sigortasız hastaların da tedaviye ulaşmasının sağlanması gerekmektedir. Böylelikle, hastalığın yayılımının azaltılması için gerekli bir unsur daha yerine getirilmiş olacaktır. Hastalığa yönelik farkındalığın artırılması, kişilere anonim ve kolay ulaşabilecekleri test yaptırma olanaklarının sağlanması ve koruyucu önlemler konusunda bilinçlendirme hastalıkla mücadele konusunda hala en önemli unsurlar olmaya devam etmektedir.’’
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz