Türkiye’de 25 bin 266 kişinin tek umudu: Organ bağışı

Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihlerinde 'Organ Bağışı' haftası düzenleniyor.

Amaç; yaşamak için organ bağışına ihtiyaç duyan son dönem organ yetmezliği hastaları konusunda duyarlılığı ve farkındalığı arttırmak. Böbrek, kalp, akciğer, karaciğer ve pankreas gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular ülkemizde başarıyla nakledilebiliyor. Ancak maalesef ülkemizde kadavradan organ bağışı oldukça yetersiz kalıyor. Öyle ki kadavra ve canlı vericiden olmak üzere toplam 4.552 kişiye organ nakli yapıldı. Ancak maalesef bu nakillerin yaklaşık yüzde 90'ı canlı verici, yüzde 10'u ise kadavra vericiden. Acıbadem International Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, ülkemizde beyin ölümü gerçekleşen kişilerden nakil olmak için 610'unun çocuk olduğu toplam 25.266 hastanın bekleme listesinde yer aldığına dikkat çekerek, “Organ bağışının bu kadar düşük olmasının tek bir nedeni olabilir, o da bu konunun halkımıza tam olarak anlatılamaması. Oysa kişi organlarını bağışladığında birçok insana yaşama şansı verebiliyor” diyor.

Reklam
Reklam

Organ bağışı hakkında daha detaylı bir bilgi için tıklayın...

Organ bağışında Avrupa ülkelerinden çok gerideyiz

Sağlık Bakanlığı’ndan alınan verilere göre; son 5 yılda beyin ölümü gerçekleşen 8.601 hastanın sadece 2.045’inin organları nakil edilmiş.
Türkiye’de 2015 yılında beyin ölümü gerçekleşen 1.969 kişiden sadece 472’sinin ailesi organ bağışını kabul etmiş.
2015 yılı içinde bekleme listesindeki yaklaşık 2.000 kişi ise organ bulunamaması nedeniyle yaşamlarını kaybetmiş.
Canlıdan bağışın oldukça yüksek olduğu ve başarılı organ nakillerinin yapıldığı ülkemizde beyin ölümü geliştiğinde organ bağışlanması Avrupa ülkelerinden çok geride. Öyle ki bu oran İspanya'da bir milyon kişide 34, İtalya'da 21, Almanya'da 13 iken, Türkiye'de 6’ya düşüyor.

Beyin ölümünden dönüş yok

Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır organ bağışının ülkemizde yetersiz kalmasında “beyin ölümü” konusunda doğru bilgiye sahip olunamamasının da etkili olduğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları konusu kişiler tarafından karıştırılabiliyor. Bitkisel hayattaki hastaların solunumları devam ediyor. Bu hastalar aylarca ya da yıllarca yaşamaya devam ediyor ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebiliyor. Beyin ölümü tanısı almış kişilerin ise hayata dönmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle kişi beyni öldüğü zaman tıbben ölü kabul ediliyor. Yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü gelişen kişilere verilen tüm tıbbi desteğe rağmen ortalama 24-36 saat sonra tüm organlar fonksiyonlarını kaybediyor. Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra bu kişiler kadavra donör olarak adlandırılıyor. Bu donörlerde (organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce) organların en kısa süre içerisinde alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gerekiyor.”

Reklam
Reklam

Kimler organ bağışında bulunabilir?

1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışı yapılabilmesi için; kişinin 18 yaşını doldurmuş ve akli dengesinin yerinde olması koşuluyla, bu dileğini iki tanık huzurunda sözlü olarak gerçekleştirmesi ve bir hekim tarafından tasdik edilmesi yeterli oluyor. Bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak “Doku ve Organ Bağış Belgesi”ni alabilirsiniz.

Kadavra verici (donör): Trafik kazası, kurşunlanma, beyin kanaması vb. nedenlerle yoğun bakımda tedavisi devam ederken beyin ölümü denilen geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmiş hastaların organları bağışlandığı takdirde bunlar kadavra donör olarak tanımlanıyor.
Canlı verici (donör) : Organ nakli gereken hastanın eşi, akrabaları veya akraba dışı gönüllü kişiler tarafından yapılan organ bağışıdır. Bunlar canlı donör olarak tanımlanıyor. Böbrek ve karaciğer canlıdan nakil yapılabilen organları oluşturuyor.