Türkiye'nin tek reflü merkezinin E.Ü. bünyesinde bulunduğunu açıklayan Doç. Dr. Bor, "Bu alanda araştırmalar yapmak üzere E.Ü. Reflü Çalışma Grubu oluşturuldu. Bu grupta, gastroenteroloji, göğüs hastalıkları, kulak-burun-boğaz, kardiyoloji, genel cerrahi, diş hekimliği, halk sağlığı, pediatri, çocuk cerrahisi, psikiyatri ve patoloji gibi birçok alandan uzmanlar bulunuyor" diye konuştu.
Reflünün, midedeki asidin yemek borusunun içine yükselip, orada tahribat yapması ile oluşan bir hastalık olduğunu ifade eden Doç. Dr. Bor, "Reflü, birçok organı tutan bir hastalıktır. Müzmin öksürüklerin en sık nedenidir. Genellikle göğüs kemiği arkasında, bazen sırtta ve mide bölgesinde, yanma, ekşime, ağza acı-ekşi su veya yenilen yiyeceklerin gelmesi gibi şikayetlerle ortaya çıkar. Son yıllarda bu hastalığın yemek borusu dışında da bazı sorunlar oluşturduğu saptanmıştır. Uzun süren boğaz enfeksiyonları, ses kısıklığı, gece gelen krizlerle kendisini gösteren astım, aşırı horlama gibi rahatsızlıklara da yol açabilmektedir." dedi.
Kliniklerinde yılda 800-900 hastaya poliklinik hizmeti verdiklerini belirten Bor, "Yapılan araştırmalar, sürekli öksüren her 3 hastanın ikisinde esas nedenin reflü hastalığı olduğunu göstermiştir. Reflü, her 5 yetişkinden birisinde görülmektedir. Bu nedenle hastalık gelişmiş ülkelerde tıbbın en yaygın kronik hastalıklarından birisi olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde 8-9 milyon kişide reflü hastalığının bulunduğu bilinmektedir" dedi.
Reflüye neden olan faktörler arasında mide fıtığı, yemek borusu alt ucundaki kapağın yetersizliği ve açık kalması, yemek borusu kasılma bozuklukları, alkol, sigara, ilaçlar, sıcak içecekler, yaşlılık gibi unsurların yer aldığını kaydeden Doç. Dr. Serhat Bor, "Reflü tedavisinde ilaç ve cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Ayrıca hastaya özel bir ilaç enjekte edilerek, ameliyatsız tedavi uygulanabilmektedir. Bunun başarı şansı yüzde 70 dolayındadır" diye konuştu.
Yaşam tarzında yapılacak birtakım değişikliklerle hastalığı önlemenin mümkün olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bor, "Eğer kilolu iseniz, farklı kilolarınızdan kurtulun. Yemeklerinizi küçük ve sık öğünler halinde tüketin. Sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçının, yüksek ısı yemek borusunda hasar oluşturabilir. Yemekten sonra 2-3 saat süreyle yatmaktan ve egzersiz yapmaktan kaçının. Belinizi sıkan korse, kemer kullanmayın, dar kıyafetler giymeyin. Yağlı, baharatlı yiyecekler ve çikolata yemeyin. Kahve, kola, portakal suyu, domates suyu ve asitli içecekleri içmeyin. Sigara ve alkolü bırakın" önerilerinde bulundu.
(İHA)