"Türkiye'de Çocuk Ruh Sağlığı Bozukluklarının Sıklığı"

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Gül Karaçetin: - "Ülkemizde 8-10 yaş arası çocuklarda depresyon yüzde 1,6. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yüzde 12,4. Kaygı bozuklukları yüzde 6, davranış bozuklukları yüzde 2,5 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar hem koruyucu ruh sağlığı çalışmalarına ışık tutması, hem de erken tanı ve tedavi konusunda farkındalık oluşturması açısından önemlidir"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Genel Sekreteri ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Karaçetin, Türkiye'de 8-10 yaş arasındaki çocuklarda depresyonun yüzde 1.6 görüldüğünü belirterek, "Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yüzde 12,4. Kaygı bozuklukları yüzde 6, davranış bozuklukları yüzde 2,5 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar hem koruyucu ruh sağlığı çalışmalarına ışık tutması, hem de erken tanı ve tedavi konusunda farkındalık oluşturması açısından önemlidir." dedi,

Reklam
Reklam

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği'nin düzenlediği, "Türkiye Epidemiyoloji Çalışması: Türkiye'de Çocuk Ruh Sağlığı Bozukluklarının Sıklığı" konulu basın toplantısı, Kadıköy'de bir otelde gerçekleşti.

Burada konuşan Karaçetin, Türkiye'de çocuk ruh sağlığı profilini çıkardıklarını anlatarak, çocukların ne kadarının hiperaktif, ne kadarının mutsuz, ne kadarının kaygılı ve ne kadarının ruhsal bozukluklar yaşadığını tespit ettiklerini söyledi.

Dernek Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan öncülüğünde bu çalışmayı yürüttüklerini kaydeden Karaçetin, "162 çocuk ve ergen psikiyatrın katıldığı, "Türkiye Çocuk Ruh Sağlığı Epidemiolojisi" çalışması tamamlanmıştır. Ülkemizin 7 bölgesinden, 29 ilinden, katılımın sağlandığı, ilkokul 2, 3. 4. sınıflardan toplam 5 bin 842 çocuğun değerlendirildiği, 'ülke çapında ruhsal bozuklukların sıklığını araştıran ilk araştırma' özelliğini taşıyan çalışmamızın sonuçlarını paylaşıyoruz." diye konuştu.

Karaçetin, bu çalışmayı dernek adına çok önemsediklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"Ülkemizde 8-10 yaş arası çocuklarda depresyon yüzde 1,6. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yüzde 12,4. Kaygı bozuklukları yüzde 6, davranış bozuklukları yüzde 2,5 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar hem koruyucu ruh sağlığı çalışmalarına ışık tutması, hem de erken tanı ve tedavi konusu da farkındalık oluşturması açısından önemlidir. Ayrıca, çocukların depresyonda olmasını belirleyen en güçlü faktör, 'annenin depresyonu' olarak bulunmuştur. Bu bulgu, annelerin koruyucu ruh sağlığı çalışmalarına dahil edilmesinin önemini göstermektedir. Çocuklarda kaygı bozukluğu gelişmesi için risk faktörleri ise annenin fiziksel veya psikolojik hastalığının olması, annenin ve babanın eğitim düzeyinin düşük olması olarak bulunmuştur."

- "Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu genetik geçişi çok yüksek olan biyolojik bir rahatsızlıktır"

Çalışmanın Ege Bölgesi Koordinatörü Ülkü Akyol Ardıç ise böylesine büyük bir çalışmanın hiçbir maddi destek alınmadan Türkiye'de tamamlanmış olmasının ülke adına çok sevindirici bir durum olduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Ardıç, bu çalışmanın dünyadaki örneklerinin milyon dolarlık bütçelerle yapıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Çalışmanın en önemli sonuçlarından biri olan dikkat eksikliği hiperaktivite sıklığının yüzde 12,4 olarak bulunması anne babaların ve öğretmenlerin çocukları tanımasında ve tedaviye yönlendirmesinde çok önemlidir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, genetik geçişi çok yüksek olan biyolojik bir rahatsızlıktır. Bu nedenle tanı ve tedavisi çocuk ve ergen psikiyatrı hekimler tarafından yürütülmelidir. Bu hastalığın doğru tedavi edilmesi akademik, sosyal ve iş alanında kayıplar yaşanmaması için önemlidir.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ilaç tedavisiyle çok yüz güldürücü sonuçlar alınabilen bir hastalıktır. Tedavi için kullanılan ilaçlar hiçbir şekilde bağımlılık yapmaz. Bu çalışmanın diğer bir önemli mesajı da çocukların ruh sağlığı için anne ve babalarının hem ruhsal hem fiziksel hem de anne babalık becerilerinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altının çizilmesidir."

Reklam
Reklam