NEW YORK(ANKA) – Türkiye'de gevşeme politikasının sonuna yaklaşıldığı öne sürüldü. Wall Street Journal, Merkez Bankası'nın son faiz kararının "en son gevşetici adımlar"dan biri olması beklendiğini yazdı. Haberde "Analistler, Türkiye'nin, yabancı yatırımcıları, bir IMF kredisine ihtiyacı olmadığı yönünde ikna edebilmesi için sıkı bir mali politikasına harfiyen uygulaması gerekeceğini söylüyorlar" denildi.
ABD'nin borsa ve finansal çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal tarafından yayınlanan bir haber analizinde Türk ekonomisinin, toparlama sinyallerini verdiğini, Merkez Bankası'nın, faizleri rekor düşük düzeye indiren son kararının "en son gevşetici adımlar"dan biri olması beklendiği belirtildi. Merkez Bankası'nın kararının, tüketici güveninde artış, işsizlik oranında ise "uzun bir süreden beri beklenen bir düşüş" meydana geldiği bir arada alındığı kaydedilirken, faiz indiriminin ayrıca Türkiye'nin IMF anlaşmasına olan ilgisine ilişkin sessizliğin sürdüğü günlerde gerçekleştiğine de işaret edildi.
"İHTİYAT GEREĞİ ARTIYOR"
Haberde ING ekonomisti Mert Yıldız'in değerlendirmelerine yer verildi. Yıldız, "İhtiyat gereği artıyor. Bu, bir süre için son (faiz indirimi) olabilir" dedi. Yıllık enflasyonun Mayıs ayında yüzde 5.2'ye gerilediği, bumun da 39 yılın en düşük düzeyi olduğuna işaret edildiği haberde "Ancak, Türk ihracatının en büyük destinasyonu olan Avrupa'daki talep hala zayıf ve petrol fiyatları Merkez Bankası'nın bu yıl için yaptığı projeksyondan yüksek iken, son birkaç aydaki keskin dezenflasyon, sonuna yaklaşmış olabilir" yorumu yapıldı.
"HÜKÜMETİN CÖMERLİĞİ AZALIYOR"
WSJ'daki haberde "hükümetin cömerliği"nin de azalmakta olduğu gibi gözüktüğü, bunun da bir işareti olarak da otomobillere uygulanan vergi indirim oranının düşürülmesini ve uygulamanın Eylül ayında bitecek olmasını gösterdi. Mayıs'taki olumsuz bütçe verilerine dikkat çekilerek bunun mali politikanın gevşek olmaya devam etmeyeceğinin bir işareti olarak değerlendirildi.
"ERDOĞAN IMF KREDİSİNE KARŞI"
Bu arada, WSJ tarafından yayınlanan haberde IMF anlaşması konusu üzerinde de duruldu. UnitCredit'in yükselen piyasaları bölümü başı Martin Blum, "Şu anda kesin olarak gözüken, Başbakan Erdoğan'ın tamamiyle bir IMF kredisine karşı olduğudur" dedi. Haberde şöyle denildi:
"Analistler, Türkiye'nin yabancı yatırımcıları bir IMF kredisine ihtiyacı olmadığı yönünde ikna edebilmesi için sıkı bir mali politikasına harfiyen uyguması gerekeceğini söylüyorlar. Bazı bakanlar da, geçen hafta hükümetin stand-by kredisini talep edip etmemesinden bağımsız olarak harcamaları frenlemesi gerekeceğini vurgulamışlardı."
IMF DESTEĞİ ARTIK O KADAR ACİL DEĞİL
Bu arada, "acı verici" bir iç resesyonun ithalatı önemli ölçüde azaltarak cari açığını yüzde 75 azalttığı, bunun sonucunda ve döviz getiren turizm sezonu ortasında Türkiye'nin bir yıl öncesine kadar dış fonlara daha az dayandığı gibi göründüğü, bunun da, IMF'ye desteği daha az acil hale getirdiği vurgulandı. Türk hükümetinin döviz kredilerine ilişkin son düzenlemesi ve IMF planı yokluğuna dikkat çekilerek resmi politikada Türk lirasının desteklenmesinin öncelik haline geleceği, bunun sonucunda da yeni faiz indirimlerinin olasılığını azalabileceği de öne sürüldü. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin eylemlerinden etkilendiği ve hiç birinin ona yatırım yapılabilecek ülke statüsünü vermediği ancak Türkiye'nin ekonomisi ve butçesinin, Avrupa'daki diğer ülkelere göre aynı veya daha iyi bir durumda olduğuna dikkat çekildi.(ANKA)