Türkiye'de işkence devam ediyor

ANKARA (ANKA) - 2007 Türkiye İnsan Hakları Raporu'na göre Başkanlık ve komisyonlara son 4 yıl içinde işkenceyle ilgili toplam 153 başvuru yapılırken, kötü muameleyle ilgili yapılan başvuru sayısı 461 oldu. Raporda, "İşkenceyle ilgili olarak uygulamadan kaynaklanan tüm sorunların çözüldüğünü söylemenin mümkün olmadığı, yılların birikimi olan, kalıp yaklaşımlardan ve saplantılardan beslenen böyle bir sorunun zaten bu kadar kısa sürede kökünden yok edilmesinin de beklenemeyeceği hususunda yine genel bir fikir birliği mevcuttur" açıklamasında bulunuldu.

Reklam
Reklam

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ilk kez insan hakları raporu yayımladı. ‘2007 Türkiye İnsan Hakları Raporu'na göre, 2004 yılı Ocak ayından 2007 yılı Haziran ayına kadar geçen 42 aylık dönemde İnsan Hakları Başkanlığı ve kurullarına 6 bin 787 hak ihlali iddiasıyla 4 bin 516 adet başvuru yapıldı. Son 4 yılda yapılan başvurularda en fazla Sağlık ve hasta hakkı, ikinci sırada Mülkiyet hakkı, üçüncü sırada ise adil yargılanma hakkı konusunda şikayet geldi. Kötü muamele ile ilgili şikayetler 5. sırada yer alırken, işkence yasağı 14. sırada yer aldı.

-KÖTÜ MUAMELE DEVAM EDİYOR-
2007 yılı ilk altı ayında ise Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na 206, İl İnsan Hakları Kurullarına 454 ve İlçe İnsan Hakları Kurullarına 42 olmak üzere toplam 702 kişi 836 hak konusunda ihlal iddiasıyla başvuruda bulundu. 2007 yılında yapılan başvurularda ihlal iddialarında hak konularına göre ilk üç sırada ise Sağlık ve Hasta Hakkı, Mülkiyet Hakkı ile Kötü Muamele Yasağı İhlali yer aldı. Rapora göre, 2007 yılında işkence yasağının ihlaliyle ilgili son 4 yıl içinde Başkanlık ve Kurullara toplam 153 başvuru yapılırken, kötü muameleyle ilgili başvuru sayısı 461 oldu. İşkence ve kötü muamele yasağıyla ilgili olarak raporda şöyle denildi:
"Ülkemizde yaşanan işkence ve kötü muamele olaylarının sistematik değil münferit olduğu, kurulların istatistiklerinin oluşturulmaya başlandığı 2004 yılından bu yana geçen sürede Türkiye'de işkence ve kötü muamele olaylarının ciddi biçimde azaldığı, bu konuda ceza yasalarında gerçekleştirilen reformlar ve başta kolluk olmak üzere ilgili kamu görevlilerine yönelik sürdürülen eğitim faaliyetlerinin sonuç vermeye başladığı, tüm bu gelişmelerde siyasi iradenin ‘işkenceye sıfır tolerans' politikasındaki kararlılığının etkili olduğu, taraflı tarafsız pek çok kuruluş ve gözlemcinin teyit ettiği tespitlerdir. Bununla birlikte, işkenceyle ilgili olarak uygulamadan kaynaklanan tüm sorunların çözüldüğünü söylemenin mümkün olmadığı, yılların birikimi olan, kalıp yaklaşımlardan ve saplantılardan beslenen böyle bir sorunun zaten bu kadar kısa sürede kökünden yok edilmesinin de beklenemeyeceği hususunda yine genel bir fikir birliği mevcuttur.

Reklam
Reklam

-HASTANELERDEKİ ‘BIÇAK PARASI' ŞİKAYET KONUSU-
Rapora göre, sağlık ve hasta hakkının 2005 - 2007 yılları arasında toplamda da ilk sırada yer aldı. Özellikle hastanelerde hastalara kötü davranılmasına ilişkin kötü muamele yasağı ihlallerinin aşırı ücret talebi ile ‘bıçak parası' gibi benzeri uygulamalar olduğu açıklandı.
Aynı yıllarda ikinci sırada ise mülkiyet hakkıyla ilgili şikayetler yer alırken, özellikle tapu ve kadastro alanında sorunlar bulunduğu bildirildi. Ayrıca kamulaştırma bedelleri ve ödenmesinde yaşanan ihtilaflar gibi konularda da önemli şikayetler geldiği belirtildi.

-MAHKEMELERLE İLGİLİ ŞİKAYETLER YÜKSEK-

Şikayetlerde 2005-2007 yılları arasında adil yargılanma hakkı üçüncü sırada yer alırken, raporda bu konunu önemle üzerinde durulması gerektiğine işaret edildi. Adil yargılanma hakkının mahkemelerin verdikleri kararların doğruluğu ya da gerçeğe uygunluğu ile ilgili olduğuna dikkat çekilen raporda: "Adaletin bir bakıma ‘doğru yargılama' demek olduğu düşünüldüğünde bu hak grubunun hassasiyeti daha iyi anlaşılabilir. Şüphesiz Anayasanın 138. maddesinde de belirtildiği gibi, mahkemelere gördükleri davayla ilgili baskı ya da telkin anlamına gelecek hiçbir işlem ya da faaliyet yürütülemez; ancak mahkemelerimizin yargılama süreçlerinin adaleti temin etmek açısından elverişli olup olmadığı, dünyadaki diğer benzerleri gibi Kurulların da öncelikli ilgi alanlarındandır' denildi.

Reklam
Reklam